Aferin!
Bitmedi!
Tükenmedi!
Şu Avrupa’ya genel anlamda da Batı’ya şirin görünme sevdası!
Ah o sevda yok mu o sevda!
Yıllarca çok çektik!
Yıllarca kapılarda bekledik!
Kendimizi unuttuk!
Kimliğimizi hor gördük!
Kültür kodlarımızı yok ettik de vazgeçmedik bu sevdadan!
Halka, halkın düşünce ve taleplerine değil de hep Trakya’nın ötesinden gelecek mesajlara dikkat kesildik.
Halka göre demokrasi değil Batılı bir demokrasiye göre halk oluşturma çabasıyla aklınıza değer diye ne gelirse hepsini tarumar ettik.
Kendimiz gibi olmayı, kimliğimiz ve kültürümüzle var olmayı, tarihle barışmayı beceremedik.
Toplumu tabaka tabaka kategorize ettik.
Büyük çoğunluğu ötekileştirirken bir kısım mutlu azınlığın haklarını korumak adına demokrasiyi, özgürlükleri ve çağdaş batılı bir toplum olma ezberlerini yoksul Anadolu insanına dayattık.
Batılılaşmayı bir hevesten öteye obsesif bir sevdaya dönüştürdük.
Öyle ki bu platonik sevda, bizi adeta yedi bitirdi.
Son dönemde tam da “bu ‘batıklıktan’ kurtuluyoruz, yüzümüzü ne doğuya ne batıya yalnızca doğruya dönüyoruz, kendimiz oluyoruz, tam bağımsız bir ülkeye doğru ilerliyoruz” derken içimizdeki manda severler yine ortaya çıktı.
Erzurum’dan Sivas’a doğru giderken ne diyordu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk:
“Ahmaklar, memleketi Amerikan mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını temin etmek için bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk istiklalini feda ediyorlar...”
Türk istiklal ve istikbali için verilen onca can varken bağımsız bir ülke rüyası görmeye hakkımız yok mu?
Her karışında öldüğümüz bu coğrafyada Türk’ten daha fazla refahı ve özgürlüğü kim hak edebilir, Türk Yurdu’nu Türk’ün iradesi değil de kim kontrol edebilir!
Tarihin her döneminde şahit olduğumuz umudu dışarıda arayanların aksine biz, 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının her noktasında tam bağımsız ve özgür olmak kaydıyla ölmeye razıyken bize umut ve vaat diye Avrupalı’nın takdirini pazarlamak nasıl bir akıl tutulmasıdır.
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bir tv kanalında 6’lı Masa’nın ‘ortak politikalar mutabakat metni’ hakkında şu sözleri kullandı:
“Bütün Avrupa'dan bunu izliyorlar. Ben Davos'taydım orada kaç tane gazeteci belli başlı gazetelerin sahipleri Genel Yayın Yönetmenleri orada. Geldiler bana hepsi sordular 'Ne yapıyorsunuz?' Ben de anlattım, bir İspanyol gazeteciye de mülakat verdim. Onların hepsine bunları anlattım, dediler ki çok güzel bir şey. Yapıyoruz dedim. Şimdi Avrupa'dan da bakacaklar aferin Türkiye'ye diyecekler.”
İşte bu ifadeler, genel ve yumuşak ifadelerle hedefleri örtülü kılınan metnin ana amacını dışa vuruyor. Belli ki Sayın Babacan, bilinçaltını dizginleyememiş!
Evet, Sayın Babacan, emin olun ki Türkiye’nin şuanda en fazla ihtiyaç duyduğu şey, ‘Avrupa’dan aferin almak!’
Fakat Sayın Babacan, kabul edin ki halkın bunlara karnı tok!
Büyük Türk milleti, o merhaleyi çoktan aştı. Kendi olmanın ne demek olduğunu yeniden hatırlıyor.
İşte bunu Dağlık Karabağ’ın özgürleşmesiyle yaşanan mutlulukta görüyoruz.
İşte bunu terörle mücadeleye verilen destekte görüyoruz.
İşte bunu Türk Devletleri Teşkilatı oluşumundan duyulan umutta görebiliyoruz.
İşte bunu Mavi Vatan’da egemenlik haklarını gözeten Türkiye’ye olan inançta görüyoruz.
Biz, görüyoruz da siz, bu toplumun heyecan ve hedeflerini yok saymayı maharet sayıyorsunuz ya ona üzülüyoruz.
Anayasa’dan Türklüğü çıkarmayı, ilk dört maddenin değiştirilmesini önermeyi, özerkliği ve bölünmüş Türkiye’yi demokrasi ve özgürlükler üzerinden yutturmaya çalışmanıza hayret ediyoruz.
Bölücü terör örgütü pkk ve FETÖ ile yaşadığınız yasak aşkı; hak, hukuk ve adalet gibi kavramları esneterek ve istismar ederek meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz ya işte ona kızıyoruz.
Demokrasi, özgürlük, hukuk ve adalet gibi kavramlara elinizdeki bir oyun hamuru gibi istediğiniz şekli veriyorsunuz ama o şekillerin bu topluma uymadığı gün gibi ortadadır.
O kavramların istismarı ile Türkiye’de kazanılacak hiçbir şey yok!
Batı’nın ikiyüzlülüğü ve çıkarlarına alet ettiği bu kavramlardan yeterince tiksindik.
Biz; tarihin her devrinde adaletli, merhametli, özgür ve dirayetli bir millet olduk. Bugün de öyleyiz.
Avrupa’dan alacağımız aferin için kendi kodlarımızı bir kenara koyup Batı’nın pragmatist kodlarını kopyalayacak kadar aciz değiliz!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünkü AK Parti Grup Toplantısı’nda ne de güzel özetledi:
“İçlerinden bir tanesi; Batı bize aferin diyecek. Yazıklar olsun. Ya sen Batı'nın aferin demesine bu kadar muhtaç mıydın? Düştükleri hale bak...”
Kıymetli okur, her şey bir kenara da hakikaten düştükleri hale bak
Esen kalın…