ALAN BAŞKANLIĞI İLE İHTİŞAMLI GÜNLERE

Türkiye’nin ilk ve en büyük kayak merkezi Uludağ’a son 30 yıldır yatırım yapılamadığı için Türkiye ve dünyadaki örneklerine göre çok geride kaldı. Uludağ’dan çok sonra kurulan kayak merkezleri mesela bir Palandöken, bir Kartalkaya, bir Erciyes hem sportif hem de konaklama olarak Uludağ’ı fersah fersah geçti. Sözün özü Uludağ’da 12 ay turizm hayaline kavuşamadığı gibi, 3 aylık kış turizmi dahi yapılamaz hale geldi. Oysa Uludağ, Bursa’nın marka değeri olmanın yanı sıra 200 ayrı sektöre büyük katkı sağlayan devasa bir ekonomik güçtür…

Dünyanın sayılı cennet köşelerinden Uludağ’a eski günlerini yaşatacak yapıya kavuşması için Alan Başkanlığı’nın kurulduğunu ifade eden Uludağ Kayak Merkezi Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş. yetkilileri ‘alan bakanlığı’ projesine karşı çıkanların bu gerçekleri hatırlatırken projenin hayata geçmesiyle Uludağ’ın alt ve üst yapı yatırımlarıyla modernize edileceğini asla ve kat’a ilave yeni tahsis veya otel yapılmayacağının bilgisini de aktardı.

HİÇ BİR DEĞİŞİKLİK YOK

Açıklamada şöyle denildi: “Alan Başkanlığı ile Milli Parklar da kalan yüzde 85’lik alan SİT koruma statülerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Alan Başkanlığı’na geçen yüzde 15’lik alanın dışında doğal sit alanı statüsü devam edecektir. Bölgedeki orman alanları, Alpin Dağ Çayırları, su kaynakları, endemik bitkiler ve canlı yaşamın korunmasına ilişkin olarak yürürlükteki mevzuat uyarınca gerekli önlemlerin alınması Uludağ Alan Başkanlığının da yasal sorumluluğunda olmaya devam edecektir. Bu sayede Uludağ hak ettiğe değere ve eski güzel günlerine kavuşacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur...”

 

 

Beyaz Cennet’in yüzde 85’i milli park statüsünde!..

Uludağ Alan Başkanvekili Yunus Başar, öncelikle 13.000 hektar yüzölçümlü Uludağ Millî Parkı’nın yaklaşık 2.000 hektarlık bölümünün Uludağ Alanı olarak belirlendiği bilgisini paylaşırken, “Söz konusu yer ormanlık alan dışındaki yaklaşık 50 yıldır yoğun yapılaşmanın hakim olduğu bir bölgedir. Bu alan millî park alanının yaklaşık yüzde 15’lik bölümüne denk gelmektedir. Kalan yüzde 85’lik alanın Milli Park statüsü devam etmektedir” diye konuştu.

DOĞAYI KORUMAK YASAL BİR ZORUNLULUKTUR
Başar sözlerine şöyle devam etti. “Uludağ Alan Başkanlığımızın kurulmasıyla birlikte alanın doğal sit koruma statülerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu alanlarda yürürlükteki koruma mevzuatı ve ilke kararları geçerliliğini korumaktadır. Dolayısıyla, Uludağ’da yürütülecek planlama çalışmaları ve uygulamalarda, bölgenin doğal yapısının korumaya yönelik önlemlerin alınması ilgili tüm kurumlar açısından yasal bir zorunluluktur. Bölgedeki orman alanları, Alpin Dağ Çayırları, su kaynakları, endemik bitkiler ve canlı yaşamın korunmasına ilişkin olarak yürürlükteki mevzuat uyarınca gerekli önlemlerin alınması Uludağ Alan Başkanlığının da yasal sorumluluğundadır. Uludağ alan sınırları belirlenirken başta Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü olmak üzere ilgili kurumlarla yapılan toplantılar neticesinde mutabakat sağlanarak orman alanları ve buzul gölleri Uludağ Alan sınırları kapsamı dışında tutulmuştur. Özellikle potansiyel kayak alanlarının bulunduğu çanaklar, alan sınırı kapsamına alınmış olup bu alanlarda yapılaşma yoğunluğunu artıracak konaklamaya yönelik tesisler değil, sadece kayak pistleri, doğa sporlarına yönelik yürüyüş ve keşif parkurları ile bu faaliyetlere yönelik mola noktaları kurulması öngörülmektedir. Bu doğrultuda Bakanlığımız ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında 24.05.2022 tarihinde yapılan toplantı sonucunda imzalanan mutabakat kapsamında Uludağ Alan sınırı belirlenmiştir” dedi. (Haber Merkezi)