Alçaklık

Biz içeride millet ittifakı adayını...

Adaylığını...

Başarılı olup olmayacağını tartışa duralım, düşmanlarımız dışarıda içimizi karıştırmak...

Dibimizi oymak ...

Hainliklerine devam etmek için çaba sarf ediyorlar.

Amerika'nın en üst düzey komutanı Suriye'ye geliyor.

Sözde oradaki askerlerini denetleyecek.

Yalan!

PKK-YPG ile görüşüyor.

Askeri savaş taktikleri...

Vur kaç taktikleri...

Terör taktikleri...

Verdikleri silahların nasıl, ne şekilde, nerede, ne zaman kullanacaklarını öğretmeye...

Eğitmeye...

Verdikleri eğitimlerin başarılı olup olmadıklarını denetlemeye geliyor.

Bunun adı açıkça alçaklıktır.

Başka izahı var mı?

Avrupa Parlamentosu binasında aynı şekilde PKK-YPG terör örgütü elemanları ve destekçileri bir tür ve farklı etkinlik düzenliyorlar.

İzin veren, üyesi olmaya çalıştığımız ve fakat sürekli dışlandığımız AB parlamentosu.

Bunlar dostlarımız!

Dost bildiklerimiz!

Müttefiklerimiz!

Sonra da kalkıp diyorlar ki:

"İsveç ve Finlandiya'nın NATO’ya alınması için ‘Evet’ deyin..."

Diyelim mi?

Hem "Hayır" desek ne değişecek ?

Hiç!..

"Evet" desek ne değişecek?

Hiç...

Adamlar bildiklerini yapmaya devam edecekler.

Yani dünkü düşman, bugün bize dost olmaz.

Mümkün değil.

Bunların yaptıkları da tam bir alçaklık.

Hani bunlar da sözde dostlarımız.

Biz içeride vaveyla peşinde iken onlar dışarıda:

"Türkiye'yi nasıl dize getiririz" hesabındalar.

..Ve derken sinsice eylem planlarını İsrail denen terör devleti, Filistinlileri katletmeye...

Evlerini başlarına yıkmaya...

Tarlalarını, zeytin bahçelerini yağmalamaya...

Kısaca Filistin'i işgal etmeye devam ediyor.

Onlar öldürüyor, dünya izliyor.

Onlar işgal ediyor, dünya seyrediyor.

Onlar soykırım uyguluyor, medeni dünya bakıyor.

Alçaklığın sınırsızlığı.

İçeride biz aday polemikleri yaşarken, dışarıda adamlar ülkemizi dize getirme...

Erdoğan'dan kurtulma...

Türkiye'yi eski ve zavallı durumda varlığını sürdüren...

Sömürülen bir ülke haline getirme hesabındalar.

Boşuna mı birileri ille de:

"Eski parlamenter sisteme geri döneceğiz" diyorlar!

Çünkü o zaman devlet içinde daha kolay kargaşa...

Uyumsuzluk...

Huzursuzluklar yaratılabiliyor.

Biz depremlerin tedirginliğini yaşarken, adamlar yeni depremleri oluşturma çalışmasındalar.

Anlayın artık yahu...