"Altılı Masa’da dosyalar savaşı"

Sabah Gazetesi yazarlarından Mahmut Övür, “Altılı Masa’da dosyalar savaşı” başlıklı köşe yazısında, Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Okuyan’ın, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yaptığı ziyareti okuyucusuyla paylaştı. Akşener hakkındaki merak edilen dosyanın Altılı Masa’da nasıl ses getirdiğini de köşesine taşıyan Övür, Millet İttifakı içindeki sarsıntının da analizini yapmış durumda

 

Övür’ün Sabah gazetesinde paylaştığı köşe yazısı şöyle:

“Dünyada örneği olmayan büyük bir felaketin ortasında bile ‘kötücül siyaset’ üretmekten çekinmeyen bir muhalefet aklıyla karşı karşıyayız. O kötücül siyaset aklı, kendi ilişkilerini de zehirliyor ki deprem olmadan bir gün önce Altılı Masa'nın gündemine bomba gibi düşen bir Yaşar Okuyan olayı yaşandı. Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Okuyan, bir televizyon programında İP Genel Başkanı Meral Akşener'i zehir zemberek eleştiriyor ve şöyle diyordu:


"Sayın Kılıçdaroğlu'na dosyayı masa kurulurken söyledim. 3 gün önce de hatırlattım. Ve ona Meral Hanım'la ilgili bir dosya verdim. Dosyayı Kılıçdaroğlu kullanmayacak, ben kullanacağım. O masayı dağıttığı anda Sayın Meral Akşener'le ilgili bizim de, ben ve benim neslimin söyleyecekleri var. Belgeler ve dosyalar var."


Eski Bakan Okuyan, açık açık Akşener'i Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kabul etmezse içinde belgeler ve bilgilerin olduğu "dosya" ile tehdit ediyordu.


Akıl alır gibi değil, sonradan CHP'li olan eski bakan Okuyan, Altılı Masa'nın ikinci büyük aktörü Akşener'i dosyayla tehdit ediyordu.


Neden acaba? Neden Kılıçdaroğlu'nun adaylığıyla ilgili bir dosyayı duyurmak hem de aynı siyasi ekolden gelen eski bir bakana düşmüştü? O dosyada ne vardı ki iş ihraca kadar gitti?

KILIÇDAROĞLU DOSYASI DA AÇILACAK MI?


Bu tablo bana, deprem döneminde bile kışkırtıcılığı kimselere bırakmayan ve daha depremin ilk günü "AKP yolları" diye çöken yolları göstererek algı siyaseti yapan Cumhuriyet yazarı Mine Kırıkkanat'ın tehdidini hatırlattı. Kırıkkanat, bir buçuk yıl önce elinde Kılıçdaroğlu hakkında bir "dosya" olduğundan söz etmiş ama açıklamayacağını söylemişti.


Bu uyarı, Altılı Masa çevresinde bir "dosyalar savaşı" olacağının ilk işaretiydi. Herkes Kılıçdaroğlu hakkında bir dosya beklerken, Akşener'in dosyasından söz edilmesi İyi Partilileri çok öfkelendirdi. Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Okuyan'ı ağır biçimde suçladı:


"Bir müfterinin yalan ve iftiraları sonrası CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Genel Başkanımızı arayarak şahsın söz konusu iddialarının tamamen yalan olduğunu ifade etmişlerdir."


Ülke deprem derdindeyken onlar ayak oyunlarından hiç vazgeçmedi. Tam o günlerde "yalan" denilen açıklamanın sahibi eski Bakan Okuyan ile Kılıçdaroğlu, Meclis'te tekrar görüşüyordu.
Bunu da Okuyan, Twitter sayfasından sanki hiçbir şey olmamış gibi duyuruyordu:


"Bugün CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile yarım saati aşan bir süre TBMM'deki CHP Grup odasında görüştük, deprem ve seçimleri ele aldık."


Sonra herhalde pişman oldu ki şu uyarıyı yaptı:
"Demek ki neymiş? İyi demekle iyi olunmuyormuş. Helalleşme demekle de hukuk tesis edilmiyormuş. Önemli olan vatan savunması, yılgınlık yok, mücadeleye devam!"

YÜRÜ, ENSE TIRAŞINI GÖRELİM
Vatanı savunurken mücadeleye Kılıçdaroğlu ile mi devam eder yoksa yeni bir parti mi bulur bilemem ama Okuyan'ın "dosyalı" çıkışı Altılı Masa'da daha çok dosya açılacağını ve işlerin iyi gitmediğini gösteriyor.
Herhalde bu gidişle hepsini Selahattin Demirtaş hizaya sokacak:
"Yürü Emek ve Özgürlük İttifakı! Yürü Sosyalist Güç Birliği! Yürü Millet İttifakı! Yürü Bay Kemal! Yan yana yürüyün."
Eski ülkücü Okuyan ile Demirtaş, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunda anlaştıklarına göre sıra Akşener'in kararında. O da hizaya girip, HDP ile birlikte "Yürü Bay Kemal" mi yoksa "Yürü Bay Kemal, ense tıraşını görelim mi" diyecek, göreceğiz...
Bir an için bu tehdit siyasetiyle yola çıkanların ülkeyi yönettiğini düşünün. "Allah korusun" dememek mümkün mü?”

 

 

Kaynak: www.sabah.com.tr