4 asırlık mevlevihanede 98 yıl sonra ilk sema
Osmanlı Sultanı 1. Ahmed’in emriyle 1615 yılında Cünûnî Ahmed Dede tarafından kurulan, 1925 yılında yasayla kapatılan ve zaman içinde kaderine terk edilip, büyük bir bölümü yıkılan Bursa Mevlevihanesi, Büyükşehir Belediyesi tarafından ilk günkü ihtişamına kavuşturuldu. Üftade Cami’nden başlayan Mevlevi Alayı’na katılan Mevlevi dervişleri, kapatılmasından tam 98 yıl sonra Bursa Mevlevihanesi’nde ilk semâ ayinini yaptı.
Bursa’da 8500 yıllık arkeoparktan 2300 yıllık Bitinya surlarına, 700 yıllık Osmanlı eserlerinden Cumhuriyet dönemi sivil mimarlık örneği yapılara kadar her alanda eşsiz eserlere sahip olan Bursa, Büyükşehir Belediyesi marifetiyle adeta açık hava müzesine dönüşüyor. Osmanlı Sultanı 1. Ahmed’in emriyle 1615 yılında Cünûnî Ahmed Dede tarafından kurulan, 1925 yılında yasayla kapatıldıktan sonra bir süre farklı amaçlarla kullanıp, kaderine terkedilen ve türbe dışındaki bölümleri yok olan Bursa Mevlevihanesi, Büyükşehir Belediyesi tarafından ilk günkü özgün kimliğiyle yeniden ayağa kaldırıldı. ‘Semahane’, ‘Türbe, Meydan-ı Şerif ve Matbah-ı Şerif’ ve ‘Dedegan Hücreleri ve Selamlık’ olmak üzere 3 bölümden oluşan yapı, özgün kimliğiyle Bursa’ya değer kattı. Mevlevihane’nin özellikle Semahane bölümündeki tavan işlemeleri ve ahşap oymaları göz kamaştırırken, Matbah-ı Şerif bölümü Mevlevilik kültürünün tüm yönleriyle anlatıldığı bir müzeye dönüştürüldü. Dedegan Hücreleri ve Selamlık bölümünde Uludağ Üniversitesi işbirliğiyle uzmanlık seviyesinde musiki ve hat derslerinin verileceği Mevlevihane, haftalık sohbet programları, sema gösterileri, musiki ve hat dersleri ile Mevlevi kültürünün tüm yönleri ile yaşatılacağı bir merkez oldu.
Küllerinden doğdu
Bursa’nın tarihi ziynetlerine yeni bir halka olarak eklenen Bursa Mevlevihanesi, resmi açılış töreni öncesi kapılarını görkemli bir etkinlikle Bursalılara açtı. Bursa’da tasavvuf rüzgarı estiren etkinlik, Üftade Tekkesi ve Camii önünden Mevlevi Alayı ile başladı. Başkan Aktaş ve Bursa protokolünün de eşlik ettiği Mevlevi dervişleri, yürüyerek Bursa Mevlevihanesi’ne geldi. Burada düzenlenen törene Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra Dünya Belediyeler Birliği ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Bursa Milletvekilleri Mustafa Varank, Ayhan Salman, Refik Özen, Osman Mesten, Ahmet Kılıç ve Mustafa Yavuz, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, ilçe belediye başkanları ve tasavvufa gönül veren çok sayıda vatandaş katıldı.
Sunuculuğunu Ali Bektaş’ın yaptığı törende konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Mevlevihanesi’nin küllerinden doğuşunun coşkusunu yaşadıklarını söyledi. Tarihî Hisar bölgesindeki Bursa Mevlevihanesi’nin, âsitane olarak tanımlanan büyük dergâhlar arasında yer aldığını ifade eden Başkan Aktaş, “1615 yılında Sultan 1. Ahmed’in emriyle Cünûnî Ahmed Dede tarafından kurulan dergâh, dört asır boyunca Hakk’ın sesinin gök kubbede deveran ettiği bir mekân olmuştur. Tekkelerin sırlanmasıyla birlikte Bursa Mevlevihanesi de 20. yüzyıldan itibaren mescit, karakol, askeri depo ve son olarak su deposu gibi farklı işlevler için kullanılmıştır. Mevlevihane binaları yıllar içinde bakımsızlıktan dolayı metruk bir hâle gelmiş, nihayetinde de zamana yenik düşerek yıkılmıştır” dedi.
Ulvi ve asli vazifemiz
Bursa Mevlevihanesi’nin kaderine terk edilmiş bu hâlinin kendilerini mahzun ettiğini kaydeden Başkan Aktaş, “Ecdadımızın mirasına sahip çıkmak bizim ulvi ve asli vazifemiz. Bugün burada Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak kapanışından 98 yıl sonra şehrimize bir vefa borcu addederek Bursa Mevlevihanesi’ni açmanın ve gelecek kuşaklara miras bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bursa Mevlevihanesi; semahane, matbâh-ı şerîf, Cünûnî Ahmed Dede Türbesi ve haziresi (yani hâmûşân), dedegân hücreleri ve selamlık bölümlerinden oluşan dinî, sosyal, kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yürütüldüğü bir kompleks işlevine sahip olacak. Tarihî belgeler ışığında aslına uygun şekilde yeniden ayağa kaldırılan her bir yapının bir işlevi ve manası var. Biz buranın ruhunun da dört asır öncesindeki gibi korunarak devam etmesi için çalışacağız. Mevlânâ Hazretleri’nin vuslatının 750'nci yıl dönümü olan 2023 yılı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından genelgeyle 'Mevlânâ Yılı' ilan edildi. Bursa Mevlevihanesi’nin yeniden inşasının bu önemli yıla denk gelmesi de tarihe not düşmek bakımından ayrıca önemli. Bursa Mevlevihanesi’nin ihyasında emeği geçen değerli isimlere, mesai arkadaşlarıma, kurum ve kuruluşlara ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. 750. vuslat yıl dönümünde Hazret-İ Mevlânâ’yı da rahmet ve hürmetle yâd ediyorum. 19,5 yıllık belediye başkanlığım süresince onlarca yüzlerce açılışa, güzelliğe, hizmete vesile oldum, aracı oldum, öncü olmaya çalıştım ama beni en çok etkileyen eserlerden bir tanesinin bu olduğunu ve inşallah bugünden sonra bu güzel mekanın Bursa'nın caddelerine sokaklarına dalga dalga yayılacağına yürekten inanıyorum” diye konuştu.
Takdire şayan
Dünya Belediyeler Birliği ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da Hz Mevlana'nın insanlara rehberlik eden, öğretilerini ve kadim değerlerini yaşatma yolunda oldukça önemli bir adım atıldığını söyledi. ‘Takdire şayan’ olarak nitelediği Bursa Mevlevihanesi’nin medeniyet mirasına yeniden kazandırılmasına emeği geçen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a teşekkür eden Altay, “Buranın dün olduğu gibi bugün yeniden binlerce insanın ruhuna şifa olacağına yürekten inanıyorum. Anadolu topraklarının İslam düşüncesinin ana merkezi haline gelmesinde Mevlana Hazretlerinin ortaya koyduğu fıkıh, itikat ve tasavvuf anlayışının katkısı çok büyüktür. Mevlana hazretleri savaşı barışa, düşmanlığı sevgiye, zulmü adalete, çirkinliği ise güzelliğe tercih etmiştir. Tüm insanlığa yol gösteren öğretileri de asırların oluşturduğu engellerin içinden sıyrılıp bugün daha güçlü bir şekilde bütün medeniyetler tarafından işlenmektedir. Dünyada nice hükümdarlar gelip geçti. Fakat hiçbiri gönülleri sevgiyle fetheden Mevlana Hazretleri kadar hatırlanmadı, tanınmadı ve anılmadı. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki tüm zorlukları ancak Hazreti Mevlana'nın yaptığı gibi paylaşarak, birbirimize kenetlenerek ve dost olarak aşabiliriz” diye konuştu.
Mekanların önemi büyük
Törene katılan Bursa Milletvekilleri adına söz alan Milletvekili Mustafa Varank da Bursa Mevlevihanesi’nde yüzyıllar sonra tekrar sema mukabelesinin yapılmasından, bu mekanları zikrullahla buluşturmaktan büyük bir şeref duyduklarını söyledi. Emeği geçen herkese teşekkür eden Varank, “Eskiler şerefü’l-mekan bi’l mekin demişler. Mekanın şerefi içerisindekilerden gelir demişler. Buna rağmen aslında mühim olan bir iklim oluşturabilmek. Kültürü, medeniyeti yaşatabileceğiniz teknolojiyi, kalkınmayı gerçekleştirebileceğiniz bir iklim oluşturabilmek. Onun için o iklimi oluştururken de mekanların gerçekten büyük önemi var. Bu manada da işte burada bir Mevlevihaneyi tekrar ihya ediyoruz. İnşallah bunun gibi 21 yıldır yaptığımız hizmetlerle Türkiye’nin ikinci yüzyılında gerçekten her anlamda medeniyet değerleriyle, kültürüyle, sanatıyla, kalkınmasıyla farklı bir Türkiye’yi oluşturabilmek. Onun için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gayret gösteriyoruz. İşte Büyükşehir Belediye Başkanımız da ondan aldığı ilhamla Bursa’ya önemli bir hizmeti bu vesileyle kazandırmış oluyor” dedi.
Semazenler ve musiki
Bursa Mevlevihanesi’nde sema icra edecek olan semazenleri yetiştiren Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluğu Müdürü Postnişin Fahri Özçakıl da mevlevihanenin gerçek hüviyetinde hizmet etmesinin önemine değildi. Özçakıl, “Yüzyıllardır kaynağını Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin sünnetinden alan Hazreti Mevlana’nın yaşantısı, vasiyeti ve tavsiyelerinin uygulandığı, kamil insan yetiştirme okulları, ilim ve irfan merkezleri olarak İslam’ın estetik güzelliğini ortaya çıkararak gönüllere hitap eden Mevlevihanelerin yeniden insanlığa hizmet etmesi son derece bahtiyar olduğumuz bir husus olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle bu güzel Mevlevihanenin hayata geçirilmesini sağlayan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve emeği geçenlere şükranlarımız arz ediyorum. Bu tür mekanların fiziki olarak yapılması elbette çok önemli olsa da içinin doldurularak gerçek Mevlevihane hüviyetinde faaliyet göstermesi de bir o kadar önem arz etmektedir. Mevlevihanelerde ilk gözümüzün aradığı en önemli hususlardan bir tanesi sema eden semazenler ve musikinin bir arada olmasıdır. Mart ayı itibariyle Bursa Mevlevihanesinde semazenlerin yetiştirilmesi için semazen adaylarıyla sema talimlerine başladık. Bugün itibariyle sema talimlerini tamamlamış olduk. Mevlevi mukabelesinde birbirini tamamlayan iki husus var. Sema ile birlikte musikinin bir arada olması. Mevlevi ayinini icra eden mutrip heyetini oluşturan Bursa Türk Müziği Topluluğu profesyonel ayinhanların bir arada olduğu hanende ve sazendelerin yer alması bizim için büyük bir şans olmuştur” dedi.
Törene katılan Hz. Mevlana’nın 22. kuşaktan evlatları Esin Çelebi Bayru ise, “Hz. Mevlana’nın değdiği gibi ‘madem ki bir ağaç diktin onu sula’. İşte maddi manevi çalışmaların karşılığını bulması gerekir. Bu gönül ve kültür mekanının amacı doğrultusunda, ehil kişilerin ellerinde kültürümüzü yaşatması ve insanımıza faydalı olması en büyük dileğimiz ve duamızdır. Bursa Mevlevihanemizin 400 yıllık tarihinde yeniden vücut bulmasında katkıları bulunan tüm dostlara, atsız kahramanlara çok teşekkür ederim” dedi.
Bursa Mevlevihanesinin yeniden gün yüzüne çıkarılmasına katkı veren gönüllülerden olan yazar Safiyüddin Erhan da, “Eski Bursalılar olarak bu mekanın ihyasını sürekli mevzu ettik. Hayli müracaatlar yaptık. Neticede bu mekanı bize kazandıran Büyükşehir Belediyesi’ne, değerli Başkanı Alinur Beyefendiye ve hizmeti geçen herkese şükranlarımızı arz ederiz” dedi.
Konuşmaların ardından mevlevihanenin ortaya çıkmasında emeği geçen Safiyüddin Erhan, Prof. Dr. Hasan Basri Öcalan, Prof. Dr. Mustafa Kara, Hüsnühat ustası Hattat Hüseyin Kutlu, Konya Türk Tasavvuf Topluluğu ve Bursa Mevlevihanesi Postnişi Fahri Özçakıl, Doç. Dr. Muhammet Zinnur Kanık, Bursa Mevlevihanesi son postnişi Mehmet Şemsettin Dede’nin 4. kuşak torunu Nesibe Günalkal ve Bahri Hüda Tanrıkorur’a protokol üyeleri tarafından günün anısına hediye ve ipek tablo hediye edildi.
Tören daha sonra çerağ uyandırma merasimi ile devam etti. Prof. Dr. Mustafa Kara ve Safiyüddin Erhan tarafından ebced hesabıyla hazırlanan kitabe dualar eşliğinde semahanenin duvarına asıldı. Tören, sikke tekbirleme ve Mevlevi mukabelesi ile tamamlandı.