Bakan Tekin, "Geleceğimiz İçin Eğitimi Birlikte Konuşmak" konferansında konuştu
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Siyasete ve siyasal karar alma mekanizmalarına dışsal ve antidemokratik vesayetçi müdahalelerin sembolü haline gelen 28 Şubat sürecinin en hazin sonuçlarından birinin mesleki eğitimde olduğunu eminim çok iyi biliyorsunuz. Vesayetçi odakların yarattığı derin tahribatların izini yok etmek kolay olmuyor maalesef." dedi.
Bakan Tekin, TÜSİAD'ın ev sahipliğinde, Tekfen Tower'da düzenlenen "Geleceğimiz İçin Eğitimi Birlikte Konuşmak" konferansında yaptığı konuşmada, eğitimi çok yönlü ve birlikte ele alma iddiası taşıyan konferansın eğitim dünyasına yeni bir soluk getirmesini temenni etti.
Konferansın başlığı içinde geçen "geleceğimiz" vurgusunun eğitim politikalarının amacını özetlediğini, "birlikte" vurgusunun da politika belirleme süreçlerindeki ana yöntemlerinden birini ifade ettiğini kaydeden Tekin, "Evet, eğitim doğrudan doğruya ve her yönüyle geleceğimizi etkileyen bir mefhum. Ayrıca eğitim alanında başarabileceğimiz her şeyi birlikte ve bir arada olarak yapabiliriz. Bizler de Milli Eğitim Bakanlığı olarak tüm çalışmalarımızı bu bilinçle yürütüyor, katılımcılığı esas alan bir anlayışla geleceğimiz için çabalıyor ve geleceğin dünyasına hazırlanıyoruz." diye konuştu.
Bakan Tekin, bu bağlamda, eğitimi ülkenin yalnızca maddi refahını artıran zaruri bir yatırım alanı olarak değil, aynı zamanda geleceği teminat altına alan, kültürel ve toplumsal varlığın ihyasını sağlayan dinamik ve sürekli bir öğrenme süreci olarak kabul ettiklerini dile getirdi.
Yakın bir zaman önce kamuoyuyla paylaştıkları ve "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" ismini verdikleri yeni müfredat çalışmasını bu inancın bir gereği ve somut bir ürünü olarak gördüklerine dikkati çeken Tekin, "Bu eğitim öğretim yılı itibarıyla 1, 5 ve 9. sınıflarda kademeli olarak uygulamaya konulacak olan yeni müfredatımız öğretmen, öğrenci, akademisyen ve eğitim alanındaki diğer tüm paydaşlarımızın etkin katılımı ve aktörlüğünde şekillenen uzun soluklu bir hazırlık sürecinin sonucunda ortaya çıkmıştır." ifadelerini kullandı.
Tekin, yeni müfredatın, kolektif bir emeğin ve kümülatif bir anlayışın ürünü olarak hem bugüne yanıt verebilecek hem de yarınların eğitim dünyasına dönük ihtiyaçları karşılayabilecek zengin muhtevasıyla öne çıkan, esnek ve dinamik bir yapı taşıdığını anlattı.
"İçerdiği bu esneklik ve dinamik yapısı dolayısıyla da özellikle pedagojik açıdan tamamlanmış ya da bitmiş bir çalışma olarak değil, tam aksine ihtiyaç duyulan her aşamada yenilenebilecek, güncellenebilecek bir başlangıç çerçevesi olarak görülmelidir" diyen Tekin, bu çerçevenin ana odağında en yalın haliyle insan kavramının yer aldığını bildirdi.
Tekin, yeni müfredatla, öğrenci tarafından yönlendirilen öğrenmeyi ön plana çıkardıklarına işaret ederek, içeriğin birbirinden kopuk bilgi kompartımanları şeklinde değil, gündelik hayatta olduğu gibi birbiriyle ilişkili bir bağlam bütünlüğü içerisinde öğrencilere kazandırılmasını hedeflediklerini dile getirdi.
Eğitim sistemini her yönüyle geliştirmek ve yarınların dünyasına entegre olabilecek bir esneklik ve dinamizme kavuşturmak amacıyla oluşturdukları "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nin başarısı için birlikte çalışmanın önemine ve gücüne inandıklarını vurgulayan Tekin, bu yönde katkı sunacak herkese ve her kesime kapılarını sonuna kadar açık tuttuklarının altını çizdi.
Bakan Tekin, eğitim reformlarına karşı çıkanların ideolojik ön yargılarla hareket ettiğini belirterek, eleştirilerin müfredatla ilgili olmadığını söyledi.
Eğitimde bilgi yükünün hafifletilmesi, beceri odaklı eğitime geçiş, öğretmen ve öğrenci katılımının artırılması gibi yeniliklere neden karşı çıkıldığını anlamadığını kaydeden Tekin, Mustafa Kemal Atatürk'ün belirttiği milli terbiye programı doğrultusunda erdemli ve milli değerlere sahip bireyler yetiştirme hedefini anlattı.
Tekin, mesleki ve teknik eğitim konusundaki yaklaşımlarına ilişkin ise şunları söyledi:
"Siyasete ve siyasal karar alma mekanizmalarına dışsal ve antidemokratik vesayetçi müdahalelerin sembolü haline gelen 28 Şubat sürecinin en hazin sonuçlarından birinin mesleki eğitimde olduğunu eminim çok iyi biliyorsunuz. Vesayetçi odakların yarattığı derin tahribatların izini yok etmek kolay olmuyor maalesef. Bilhassa 2014 yılından itibaren bu konuda da çok önemli adımlar atıldı. Sektörle ortak proje meslek liselerinin kurulması, işbaşı eğitimlerine asgari ücretin yüzde 30 ve 50'si oranında kamusal destek sağlanması, stajyer gençlerimizin iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanması ve MESEM'lerin zorunlu eğitimin bir parçası olması gibi adımlar bu anlamda çok önemliydi."
- Mesleki eğitim alan ortaöğrenim öğrenci oranı yüzde 15 arttı
Bütün bu adımları hayata geçirirken 2023'ün yazından itibaren de her ilde sektör temsilcileri, meslek örgütleri ve diğer paydaşlarla bir araya gelerek bir durum tespiti yaptıklarını belirten Tekin, "Aksayan, çözülmesi gereken sorun alanlarını tespit ettik. Yeni modeller ürettik ve mevzuat açısından önemli düzenlemeler yaptık. Bu adımlarımız neticesinde mesleki eğitim alan ortaöğrenim öğrenci oranımız geçtiğimiz yıla oranla yaklaşık yüzde 15 arttı." bilgisini paylaştı.
Milli Eğitim Bakanı Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayınlanan Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi'ndeki ana felsefeyi "herkesin bir mesleği olmalı" şeklinde özetleyebileceğini, bu belgede mesleki eğitimi güçlendirecek, üretim sektörüne nitelikli eleman teminini mümkün kılacak bir dizi yeni uygulamayı da hayata geçireceklerini anlattı.
İlk olarak mesleki eğitimi daha erken yaşlarda teşvik etmek amacıyla ortaokulların 7 ve 8. sınıflarında "zanaat atölyeleri" oluşturduklarına dikkati çeken Tekin, "Bu yıldan itibaren Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin bünyelerinde ortaokullar açmayı planlıyoruz. Böylece genç nüfusun meslek seçimini daha erken yapmasına, seçtiği mesleği sevmesine ve daha donanımlı yetişmesine katkı sağlamış olacağız. Bu okullarımızda meslek seçiminin önemi, geleceğin meslekleri başta olmak üzere meslekler hakkında bilgilendirme, iş hayatının gerektirdiği kavramsal çerçeve, sektörel temel beceriler ve mesleğe geçiş konularına ağırlık vereceğiz." dedi.
Bakan Tekin, bu yıl hayata geçirecekleri bir diğer uygulamanın da Türkiye'nin her bölgesinde mesleki ve teknik eğitim mezunlarının istihdamını kolaylaştırmak için "bölge", "ihtisas", "sektör içi" ve "sektöre entegre" olmak üzere 4 yeni okul modeli olduğunu söyledi.
Bu okul modellerinin temel dinamiklerinin sektörel işbirliklerini gerektirdiğine dikkati çeken Tekin, okullarda ayrıca "Ahilik Kültürü ve Girişimcilik" dersini de okutacaklarını kaydetti. Tekin, bu uygulamaları hayata geçirirken "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"ni ideolojik bir bakış açısıyla eleştiren çevrelerin "çocuk işçiliği teşvik etme" ve "patronlara hizmet etme" gibi acımasız eleştirilerini göğüslemek zorunda kaldıklarını bildirdi.
Bakan Tekin, TÜSİAD'ın eğitimle ilgili çalışmalarını, özellikle "PISA 2022 Bulguları Işığında Türkiye'de Eğitimin Durumu" raporundaki önerileri değerli bulduğunu belirtti.
Eğitim politikalarının geliştirilmesinde sosyoekonomik faktörlerin önemine dikkati çeken Tekin, eleştirilere açık olduklarını ve somut verilere dayalı her türlü katkıyı memnuniyetle karşıladıklarını sözlerine ekledi.