Balans ayarı
Bana "...Yirmi Sekiz Şubat'ı neden yazmadın" diyorlar.
Nesini yazayım o utanç verici yılların?
Baskı ..
Zulüm...
İşkence...
Yıldırma...
Bıktırma...
Hakaret...
Yasaklama...
Tutuklama...
Gözaltına alma...
İrtica ve şeriat fobileri...
Bütün bunlar büyük Türk milletinin mütedeyyin insanlarına yapılıyordu.
Başörtülü genç kızlarımıza yapılıyordu.
"Açılın, saçılın" diyorlardı.
"Bu başörtüsü de ne oluyor" diyorlardı.
"Başörtüsü Türk giysisi değil" diyorlardı.
Kimi din adamları da:
"İslam'da başörtüsü diye bir şey yok" diye biliyorlardı.
Absürt o kadar çok şeyler oluyordu ki insanlar şaşkındı.
Asker olan oğlunun yemin törenine başörtülü anneyi kışladan içeri sokmuyorlardı.
Mehmetçiğin babası sakallı diye kışlanın dışında tutuyorlardı.
Rezilliğin bini bir para idi.
Utanç verici uygulamalar yapılıyordu.
Büyük Türk milletinin milli ve dini kültürlerini dışlıyorlardı.
Batı kültürünü yaşamamızı istiyorlardı.
Hristiyanlık afarozunu İslâm inancına tatbik etmek istiyorlardı.
Modern olmalıymışız!
Medeni olmalıymışız!
Aydın kafalı olmalıymışız!
İleri gülüşlü olmalıymışız!
Anlayışlı olmalıymışız!
Hoşgörülü olmalıymışız!
Bunların olması için başörtüsü çıkarılmalıymış!
Sakallar gericilik ibaresiymiş!
Softa takımın işiymiş!
Tiyatro oyununda Mescid-i Aksa olayında İsrail neden taşlanıyormuş!
Tanklar başkentin caddelerinde yürütülüyor "Demokrasiye balans ayarı" veriyorlarmış!
Asker bir yanda üniversiteler diğer yanda.
Amirler bir yanda memurlar diğer yanda.
Öğrenciler zulüm faili.
Failler mağdur.
Başörtüsü bahane merkezi.
Merkezi idare sessiz.
Uygulamalar çirkin.
Millet burnundan soluyor.
Devlet babaya saygısı var.
Sabır çekip Yaradana sığınıyor.
Tek şikâyet merci, yaradan.
Duası, umudu Allah.
Beklentisi, dirayetli bir devlet adamının başa gelmesi.
Daha neler neler!
Alın size 28 Şubat'tan birkaç anekdot.
Nasıl?
Beğendiniz mi?
İşte yazdım.
O günlerin tekrar gelmemesi, yaşanmaması için yatın kalkın dua edin.
Hükümetin veya seçtiğinizin kıymetini bilin.
Daha "...bin yıl sürecek..." mantığını yazmadım.
Ve kimin kime ‘Balans Ayarı’ verdiğini daha sonra gördük.