Bana ne?
Bana ne?
Kılıçdaroğlu ile Akşener bir kez daha baş başa görüşmüşler.
Her zaman bunu yapıyorlar.
Ne değişti ki?
Hem bana ne?
Benim derdim de onların buluşmasıydı sanki.
Dünya tarihinin en büyük deprem felaketini ülkem yaşamış.
Haritası değişmiş.
Dur durak bilmeyen binlerce artçı depremi yaşarken...
Memlekete ateş düşmüş.
Yer yarılmış, yol yarılmış.
Evler yıkılmış.
İnsanlar ölmüş.
Ocaklar sönmüş, onlar seçim derdinde.
Ben memleketimin derdindeyim.
Milletimin derdindeyim.
Yerle bir olmuş şehirlerimin derdindeyim.
Sorsan, "Ne yapalım, hayat devam ediyor" derler.
Evet, devam ediyor.
Devam edecek.
Devletimin gücü bu, asırların felaketinin acılarını saracak güçte.
Milletimin inancı.
Gücü.
Azmi.
Devlet babasına olan samimi güveni bütün sıkıntıların üstesinden gelecektir.
Onlar varsın siyaset yapmaya devam etsinler.
Varsın bir daha buluşsunlar.
Varsın birbirlerinin arkasından atıp tutsunlar.
Birbirlerini yesinler.
Birbirlerini sevsinler.
Hiç umurumda değiller.
Milletimin de umurunda değiller.
Yok şununla kazanırlarmış....
Yok bununla kaybederlermiş...
Yok şununla olurmuş...
Yok bununla olmazmış.
Atı alan Üsküdar'ı geçmiş, bunlar hâlâ zemin yokluyorlar.
Zemin kaygan, kaygan!
Görmüyor musunuz olanları?
Kaygan zeminde binalar bile kayıyor.
Demirler çaresiz.
Çimentolar yetersiz kalıyor.
İşçiler, mühendisler ne kadar sağlam yapmaya kalkarlarsa kalksınlar.
Zemin çürük.
Yer tutmuyor.
Toprak yumuşak.
Oradan sağlam bina çıkmaz.
Çıksa da çöker.
Boşuna çabalar.
Onlar hâlâ kaygan zeminde sağlam adam arıyorlar.
Boşuna.
Bu saatten sonra zaman geçirme olur.
Göstermelik olur.
Memleketin haline bakın, bunların derdine bakın.
Olmaz diyorum ya!
Gerçekten olmaz.
Çünkü görünen köy kılavuz istemez.
O nedenle bir kez daha değil, çok kez daha bir araya gelseler...
Meçhul isim üzerinde anlaşsalar...
Seçim akşamı şapka düşer, kel ortaya çıkar.
Dediğim gibi.
N'aparlarsa yapsınlar.
İşin tadını kaçırdılar.
Heyecan verici olamıyorlar.
Hem memleketimin acı gerçeği ortada...
Milyonlarca halkım deprem mağduriyetini yaşarken bunlardan bana ne?