Bebek katilleri!
Bölücü terör örgütü pkk, yalnızca dağda değil her yerde terör faaliyeti yürütüyor.
Eğitimde, sağlıkta, hukukta, trafikte, çevrede, gıdada, hizmette, ticarette, sanayide, inşaatta, kültür ve sanatta, yerel idarelerde yuvalanmış ve yer tutmuş terör örgütü üyeleri, ortak emellerine dönük eylemlere imza atıyor.
Verebileceği zararın en büyüğünü vermeye, elde edeceği gelirin en yükseğini kazanmaya ve terörün finansmanı ve propagandası için elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Bu örgütlü kötülük organizasyonu her şehirde her sektörde yuvalanmış durumda!
İşte son örneği Yenidoğan Çetesi.
‘Akıllara durgun veren, kan donduran böyle bir olay nasıl olabilir’ diye düşününce temel motivasyonun yalnızca para olmadığı anlaşılıyor.
Terör faaliyetinin kapsamının ne denli genişlediği bu örnekle deşifre oluyor.
Dün, gördük ve öğrendik ki malum çetenin elebaşı bir pkk’lı.
O sicili bozuk doktor, askere er olarak alınıyor. Yedek subay olarak alınmayı talep ediyor reddediliyor. Ardından Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyor.
2019/28865Başvuru Numaralı karar bize söz konusu çetenin elebaşı konumundaki bebek katilinin pkk’lı olduğunu gösteriyor.
İlgilenenler için link: https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2019/28865
“…Başvurucu hakkında terör örgütü PKK'nın gençlik örgütlenmesi olan YCK'nın üyesi olmak, PKK-YCK terör örgütüne yardım ve yataklıkta bulunma suçlarından 12 yıl 6 ay hapis cezası verildiğine ve anılan cezanın 19/10/1998 tarihinde onanarak kesinleştiğine dikkat çeken Bölge İdare Mahkemesi, 2003 yılında yürürlüğe giren 29/7/2003 tarihli ve 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu kapsamında başvurucunun ceza dosyasının yeniden ele alındığını, ek karar tanzimi yoluyla cezasının 2 yıl 6 ay olarak tadil edildiğini, bu kararın da temyiz denetiminden geçerek kesinleştiğini belirtmiş; 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girmesinin ardından 9/2/2007 tarihinde lehe kanun uygulaması yapılarak başvurucunun 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına mahkûm edildiğine ve mahkûmiyet kararının 26/1/2010 tarihinde temyiz denetiminden geçerek kesinleştiğine ilişkin detaylı açıklamalarda bulunmuş...”
Biz bunlara boşuna ‘bebek katili’ demiyoruz!
Ülkenin ve milletin bütünlüğüne topyekûn savaş açmış bir yapıyla karşı karşıyayız. Bu nedenle radarlarını açmak, tehlikeyi fark etmek zorundayız.
Neyse ki bizler uyurken uyanık olanlar var.
Toplumda adalet duygusunun aşındığı bir dönemde yiğit bir savcı çıktı ve çölümüzü yeşertti.
Heykeli dikilecek bir savcı varsa o da bu yürekli ve keskin zekalı kahramandır.
Kendisine, sadece toplumun adalet duygusuna yaptığı katkıdan dolayı bile ödül verilmelidir.
Teşekkürler Sayın Savcı’m.
***
Etik sorun yok mu?
Geçen akşam hukukçu bir dostumuzun da bulunduğu bir sohbette gündeme geldi. O sorana kadar önemsememiştim.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bursa programı kapsamında önceki dönemlerde Başbakan Yardımcılığı yapmış olan Bursa eski Milletvekillerinden Hakan Çavuşoğlu’nun avukatlık ofisini ziyaret etmiş.
İki siyasetçi birlikte poz vermiş. Fotoğraf sosyal medyada paylaşılmış.
Sizce bu fotoğrafta etik bir sorun var mı?
Ya da durum artık ‘ne fark eder?’ seviyesinde mi?
Herhalde ‘ne fark eder’ daha baskın gibi…
Adalete güven duygusunu koruyan ve yüceltenlere saygıyla…