Bindiğiniz dalı kesmeyin

Gençken denize girip yüzmeyi, sahilde tatil yapmayı, televizyonda seyrettiğim kayak yarışmalarının organize edildiği karlı dağlarda kayak yapabilmeyi çok istedim.

Ben Allah’tan iki göz istedim ama bir göz verdi yüce Mevla’m.
30 yıl önce Antalya’da çalışmaya başlayınca deniz ve tatil özlemimi giderdim. 1993’te tanıdım gerçek turizmi!

Sonra; mesleğim gereği BURSA, ERZURUM ve KAYSERİ’ye gitsem de bir türlü KAYAK yapma imkânım olmadı. Antalya SAKLIKENT’te ise sadece fotoğraf çekmekle yetindim.

Ne yalan söyleyeyim, hayatımın her alanında mutlaka bir ULUDAĞ özlemi oldu. Lakin hep iş için gidince o muhteşem ‘ZİRVE’YE çıkıp o havayı teneffüs etmek nasip olmadı.

Antalya’da deniz, kum, güneş ve tarih turizmi varsa; Bursa’da kış (kayak), tarih ve inanç turizmi var.

Birisinde deniz, diğerinde ise Uludağ’ın kayak merkezi!
Her iki yer de Türkiye’nin DÖVİZ girdisini sağlayan, turizmde en önemli gelir kapısı. Türkiye’nin BİNDİĞİ DAL.

Peki, insan BİNDİĞİ DALI KESER Mİ?

Vallahi bizim ülkemizde, maalesef KESİYOR! Ben buna yıllarca Antalya’da şahit oldum. İyi bir şey yapılacağı zaman hemen İSTEMEZÜKÇÜLERİN sahneye çıkma hali ile.

İşte bu İSTEMEZÜKÇÜLER var ya; memleket için yararlı olan her ne varsa ya karşı çıkarlar ya da kendi elleriyle yok etmek için fikir birliği, el birliği yaparlar.

Tıpkı ULUDAĞ konusunda olduğu gibi!

“Yahu bu İSTEMEZÜKÇÜLER nereden çıktı?” diyenleriniz olabilir. Makarayı biraz geriye sararak anlatayım.

Tarihe baktığınız zaman Türkiye’nin ilk kayak merkezi ULUDAĞ. Ta 1933 yıllarına dayanıyor geçmişi!.. Hatta, Evliya Çelebi seyahatnamesinde buradan CEBELİ RUHBAN diye söz ediyor.

Ülkemizde, 1963’lerde ilk modern dağ tesisleri ve teleferiği burada yapılmış. Zamanla Uludağ Türkiye'nin en büyük kayak merkezi olmuş, turizm ile bir ÇINARA dönmüş.

Aradan 90 yıl geçmiş ULUDAĞ KAYAK MERKEZİ hikayesi… ULUDAĞ TURİZM MERKEZİ’nin üzerinden de tamı tamına 60 yıl geçmiş.
Bir ömür. Yaz gelmiş gitmiş, kış gelmiş gitmiş, biri gelmiş diğeri gitmiş. Ozon tabakası delinmiş, karbon salınımı artmış, iklimler allak bullak olmuş. Antalya kavrulurken ULUDAĞ’a bir tek KAR TANESİ bile düşmez, düşse de 2-3 ay ancak kalmış.
Misafir olmuş BURSA’ya.

Bunca zaman ULUDAĞ için kimse ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMAMIŞ, KOYAMAMIŞ! Çünkü, MİLLİ PARK, yani ORMAN KANUNLARI hüküm kılmış burada.

ÇİVİ ÇAKMAK YASAK!

Koskoca ULUDAĞ bu gelgitlerin içinde çok başlılık oluşmuş ve bırakın sorunları çözmeyi KANGREN olmuş her şey. Zaman gelip çatmış. Ya bu kangren olan yara kesilip atılacak ya da ULUDAĞ’IN ÖLÜM FERMANINA imza atılacak. İşte bu noktada aklı selimler devreye girmiş.

Kim bunlar? Uludağ İşletmeciler Derneği…

3 yıl çalışıp didinip, ULUDAĞ için KURTULUŞ REÇETESİ hazırlamışlar. Bu reçeteyi de AK Parti Bursa milletvekilleri Hakan Çavuşoğlu ve Efkan Ala, 'ULUDAĞ ALANI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ' yapıp TBMM'ye sunmuş.

İşte, bu kanun teklifi yarın görüşülecek! Bu teklifin içinde yer alan ve ULUDAĞ’a can verecek olan ‘ULUDAĞ ALAN BAŞKANLIĞI’ yapılanması var.

Buna karşılar İSTEMEZÜKÇÜLER!

Oysaki bu yeni yönetim şekli ile aşılamayan kanunlar aşılabilecek. Tamir edilemeyen çatılar bile yenilenebilir hale gelecek. Aksi halde ULUDAĞ ÇÖLLEŞECEK, Konya Ovası’ndaki AKDAĞ’a dönüşecek.

Yeni sistem sayesinde, çevre düzenlemesi, yangın sistemi, hastane, çöp toplama merkezi yapılabilecek kış turizminin çınarı ULUDAĞ’a.

Çim ekenler AĞIR CEZADA YARGILANMAYACAK!

Başka? Kültür ve Turizm Bakanlığı fonları devreye girecek.
Kar yağmadığı zaman işi Allah’a havale etme devri bitecek,
SUNİ KAR MAKİNESİ kurulup, pistlerde kayak yapılabilecek.
Örneğin içme suyu, arıtma sistemi yapılacak. Otellerin kendini revize edememe derdi bitecek.

Termal suyu getirilerek, ULUDAĞ’ın 12 ay SAĞLIK TURİZMİ MERKEZİ olmasının önü açılacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı da bunlar için kesenin ağzını açmak zorunda kalacak.

Hoş, zaten bunları yapmak için Orman Bakanlığı ile Milli Parklar’ın ne bütçesi ne de kaynağı yok.

Hele hele Milli Parklar'ın yönetmeliği bu işlere izin vermiyor zaten.

Bakın beyler, bayanlar,
eyyyy İSTEMEZÜKÇÜLER!

Açın gözlerinizi okuyun, açın kulaklarınızı duyun.

ULUDAĞ’dan sonra bu işlere başlayan KARTALKAYA, ERCİYES VE PALANDÖKENDEKİLER bu sorunları aşıp “TEY TEY” yapıp halay çekiyor.

Uludağ’dakiler ise seyretmek zorunda kalıyor.

Millet; bu ULUDAĞ ALAN BAŞKANLIĞI sayesinde Kültür ve Turizm, Orman, Çevre ve Gençlik Spor Bakanlığı’nın sorumluluğundaki tüm işler tek bakanlıktan yapılacak.

DÖRT BAŞLILIK bitecek.

Korkmayın, ‘ALAN BAŞKANLIĞI’ Uludağ Milli Parklar Alanı’nın sadece yüzde 0.7'sini, yani mevcut Oteller Bölgesi'ni kapsayacak.

Yani ULUDAĞ’IN TAMAMINI değil!

Bir başka deyişle buraya yeni İLAVE TAHSİS yapılmayacak, İMAR TALANI asla söz konusu olmayacak. İnanmayan KAPADOKYA ve GELİBOLU YARIMADASI’na bakabilir.

Çünkü bu sistemde tahsis yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilmiyor!

Hadi, İSTEMEZÜKÇÜLER karşı çıkıyor da ya AKLISELİM İNSANLAR niye susuyor ki? Bakın, ULUDAĞ sadece 5-10 otelciden ibaret değil.

Burası geliştikçe bölgeye hizmet veren 450 iş kolunda binlerce esnafa da CANSUYU verilecek.

Zaten zar zor ikna edilen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hevesini kırıp bu işten vazgeçmesine, ULUDAĞ’IN KÖKÜNE DİNAMİT SUYU DÖKÜLMESİNE izin vermeyin.

Gelin BİNDİĞİNİZ DALI KESMEYİN!