Bir gün Yaren gelmezse o gün benim kıyametim kopar!
Bursa'da Balıkçı Adem Yılmaz ile kurduğu dostlukla hafızalara kazınan "Yaren Leylek" yuvadan yeniden yuvasından ayrıldı. Adem Amca ile 12 yıllık dostluklarıyla tanınan Yaren Leylek, göç zamanının gelmesiyle birlikte mevsimin daha sıcak geçtiği ülkelere doğru yolculuğa çıkarken köyde onun yeniden döneceği günü bekleyen Adem Amca’ya ‘Yaren’ hasretini sorduk. Adem Amca 12 yıllık dostunun yokluğunda neler yaşadığını Lider Haber mikrofonlarına anlattı.
ÖZLEM YOĞURTÇUOĞLU/ LİDER HABER
Bursa Karacabey'de, Balıkçı Adem Yılmaz ile kurduğu dostluğun fotoğraflanmasıyla birlikte uluslararası bir üne kavuşan ve hikâyesiyle milyonların gönlüne taht kuran Yaren Leylek, 12. yılda da göçten gelip Eskikaraağaç Leylek Köyü'ndeki dostu Yılmaz’ın kayığına konmuştu. Hasret giderdikten sonra ise göç vaktinde her zaman olduğu gibi yeniden yola koyuldu.
Yaren ve Adem Amca’nın hikayesi öyle sevildi öyle benimsendi ki; sadece Türkiye’de değil yurt dışında da ilgi odağı oldu. Yunanistan’da gölge oyunu olarak oynatılırken Avusturya ve Almanya’da ders kitaplarına konu oldu.
Yaren ve Adem Amca’nın hikayesi, 2019 yılında Burak Doğansoysal’ın filme aldığı ve Karacabey Belediyesi’nin katkılarıyla hazırlanan ‘Yaren’ adlı belgesel, Prag Film Ödülleri'nde En İyi Belgesel Ödülü’nü aldı. Daha sonra ise Karacabey Belediyesi, Balıkçı Adem ve Yaren Leylek’in heykelini yaptırarak hikâyenin ölümsüzleşmesini sağladı.
Yaren leylek, bu sene Adem Yılmaz’ın yanına taşınan yuvasında dört yavru dünyaya getirmişti.
Bizlerde Lider Haber olarak hikayenin baş kahramanı Adem Yılmaz’a Yaren’i ve Yaren’in yokluğunu sizler için sorduk.
• Bizler Yaren’i Adem Amca ile tanıdık. Adem Amca, Yaren’i nasıl tanıdı? Yaren ile nasıl tanıştınız?
Emekliliğe ayrıldıktan sonra Karaağaç köyüne yerleşerek balıkçılık yapmaya başlayan Adem Yılmaz, ilk karşılaşmasının kayığında balık tutarken arkasında Yaren’i görmesi ve onu beslemesiyle dostluklarının başladığını söylüyor. “Yaren Leylek ile 2011 yılının mart ayında 12 yıl önce tanıştık, ben balık avlarken leylek kayığıma kondu. Ben de ona tuttuğum balıklardan verdim, doyurdu karnını ve uçtu, gitti. Ertesi sabah tekrar balığa çıktım, yine leylek geldi kayığın başında kondu, ben de onu besledim derken her sabah çıkmaya başladım. Artık leylekle dost olmak istiyordum, onu alıştırmak istiyordum. Hem leylek beni takip ediyordu hem ben leyleği takip ediyordum. Sabahın erken saatlerinde buluşuyorduk, böyle derken yavaş yavaş Yaren’e kendimi alıştırdım. Sonra balığa çıkıyorduk beraber. Ben balık avlıyorum, o kayığın başında duruyor, bekliyor. Benden balık bekliyordu. Çıkan balıklarla onu besliyordum. Mart ayında gelip ağustos ayında gidiyordu. Marttan ağustosa kadar altı ay her sabah Yaren ile balık avlıyorduk, vaktimizi beraber geçiriyorduk.”
• Yaren’i diğer leyleklerden nasıl ayırt edebiliyorsunuz?
Adem Amca, Yaren’i artık çocuğu gibi gördüğünü ifade ediyor, “Şöyle izah edeyim; Ben, Yaren’i bana yakınlığı ile tanıyorum. Çünkü onlarda işaret falan yok. Bir de göz simamız var artık. İnsan nasıl yavrusunu, evladını karşıdan tanırsa benim de artık öyle bir şey oldu. Yaren’i artık göz siması olsun, bana yakınlığıyla olsun tanıyorum.”
• Aranızdaki bağ nasıl kuruldu? Kendi çocuklarınız var mı? Onlar bu sevgi hakkında ne düşünüyor?
Yaren ile arasındaki bağın kuvvetli olduğunu vurgulayan Adem Amaca, “Bütün leylekler, yazın gelip burada yumurtalarını yapar, yavrularını yapar, büyütüp doğaya sağlarlar ve artık onlarla bir ilişkisi kalmaz. “Artık büyüdünüz diğerleriyle arkadaş olun, dost olun, hayatınızı sürdürün.” derler ve bu böyle bir döngüyle çoğalırlar. Ama Yaren sadece bana geliyor, benden besleniyor. O yüzden kuvvetli bir bağımız var.” diyor.
Çocuklarının Yaren Leylek hakkındaki düşüncesini ise şöyle ifade ediyor, “Benim Çocuklarımda Yaren’i seviyorlar. Bu ilgiden dolayı memnunlar. Ben onlara söylüyorum; o da artık benim bir evladım gibi oldu, diyorum. Benim bir parçam oldu. Onlarda kabul ettiler. Onlar da seviyorlar, hayvan severler zaten eşimde çocuğumda.”
• Yaren’in hikayesi yeniden film oluyor. Bu film projesi nasıl ortaya çıktı? Siz projede yer alacak mısınız?
Film projesinin çocuklara yönelik olduğunu söyleyen Adem Amca “Film projesinin senaryosu yazılmış olarak geldi. Bana, “Adem Abi, bu bir çocuk filmi, çocuklara yönelik bir film olacak. Tanıtım amaçlı olacak, çocuk figüranları oynayacak. Sana da en sonunda bir rol vereceğiz.” dediler. Senin hikayenden uyarlanmış, esinlenmiş bir çocuk filmi olacak. Ben de filmin sonunda çok kısa yer alıyorum.” diyor.
• Yaren’in yokluğunda neler yapıyorsunuz?
Adem Amca Yaren Leylek’in göç zamanı geldiğinde kendisini de endişeli bir bekleyişin sardığını söylüyor. “Yaren’in yokluğunu arıyoruz, hayat mücadelesi sonuçta balık avlıyoruz ama ben hep Yaren’i bekliyorum. Mart ayı geldiği zaman, benim yüreğim güm güm atıyor! Gelecek mi, gelmeyecek mi? Bir de öyle bir korku var bizim içimizde. Çünkü çok uzun bir yolculuk kat ediyorlar, o yolculuk sırasında telef olabilirler. Çok telef olan leylek var. Yaren de bunların içinde olabilir mi acaba diye bir korku sarıyor beni. Gelince de sevinç başlıyor benim için!”
• Yaren Leylek önceleri sadece sizin dostunuzdu şu anda binlerce insanın ilgiyle beklediği bir hikayeye dönüştü. Sizce nasıl oldu bu?
“Yaren ile dostluğumuz hayvanseverler olsun, Türkiye’miz olsun herkes tarafından çok benimsedi. Çok ilgi gösterilince biz de sevindik tabi. Ben bu ilgiden dolayı memnunum, ne kadar insan bizi tanırsa köyümüzde o kadar tanınmış oluyor. Köyümüze de bir katkı sağlamış oluyoruz. Köylülerimiz de bu ilgiden çok memnun. Çünkü onların da işine yaradı Yaren’in olayının bu kadar meşhur olması; araziler değerlendi, işyerleri açıldı. Onlara da bir katkı sağladı, yeni bir kazanç sağladı.”
• YA YAREN GELMEZSE?
Adem Amca’ya kimsenin bahsetmek istemediği o ihtimali de soruyoruz. “Ya bir gün Yaren gelmezse ne olacak?” Adem Amca, sorumuza tüm samimiyetiyle hüzünlü bir cevap veriyor. “Bir gün Yaren gelmezse işte o zaman benim için kıyamet kopar, çok üzülürüm! Çünkü çok alıştım ona… Bir gün elbette olacak ya bana olacak ya ona olacak! Bu dünya ölümlü bir dünya, ondan kaçış yok. İnşallah ömrümüzün yettiği kadar buluşuruz, arkadaşlığımız dostluğumuz devam eder.”