BİSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI İDRİS DOĞRUL: "AMAN TEKNOLOJİ SİZİ DE YIKMASIN"

Bilişim Sektörü İş Adamları ve Profesyonelleri Derneği (BİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, hayatımıza yıkıcı gelecek teknolojilerinin girdiğini belirterek, “Bitcoin ve Metavarse’yi artık herkes biliyor. Sanal dünyada arsa satışları bile başladı. İnsanlar sanal ortamdan arasalar alıyorlar. Dikkat etsinler buradaki yıkıcı teknoloji kendini de yıkabilir” dedi.

Neslihan Çelik Alkoçlar’ın hazırlayıp sunduğu Nes’li Yaşam’ın, konuk koltuğuna bu kez Bilişim Sektörü İş Adamları ve Profesyonelleri Derneği (BİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, oturdu. Doğrul, sürekli gelişen teknoloji, yenidünya düzeni ve dijital dönüşüm ile ilgi birçok konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.  Bilişim Sektörü İş Adamları ve Profesyonelleri Derneği’nin 1996 yılında kurulmuş eski bir dernek olduğunu söyleyen Doğrul, BİSİAD’ın Bursa'nın bilişim özelinde ve Türkiye özelinde en eski kurumlarından bir tanesi olduğunu vurguladı.  

Bursa ve ülkenin dinamiklerinin bilişim sektörünü artık daha ön planda tuttuğunu ifade eden Doğrul,  “Bilişim, ekonominin dinamiklerini tetikleyecek en büyük unsurlardan bir tanesidir. Dolayısıyla kurumumuz özellikle STK sorumluluğuyla ilgili olmak üzere Bursa’da güzel işler yapıyor. Üzerimize düşen bilişimle ilgili her türlü katkıyı hazır bir şekilde çalışıp hazırlıyoruz. Profesyonellerden ve iş patronlarından, iş dünyasından oluşan bir üye portföyümüz var. Giderek de gelişiyor. Ve ülke çapında da hatırı sayılır bir şekilde danışman bir STK'lardan bir tanesiyiz. Bu bizi çok mutlu ediyor. İçindeki uzman arkadaşlarımız, bir de bizim özelliğimiz, tamamı üyelerimiz uzmanlardan oluşuyor. Dolayısıyla da bu da bize bir ayrıcalık veriyor. Bundan dolayı da mutluyuz ve yolumuza çıtamızı yükselterek devam ediyoruz” diye konuştu.

TEKNOLOJİNİN RAHATLIK UNSURU VAR

Dijitalleşme ve dijital uygulamaların kullanımı daha da arttığı konusuna değinen Doğrul, “Teknolojinin getirdiği kolaylık dijital çağı anlamada biraz fayda sağlıyor ama bizim istediğimiz sanayi ve endüstriyel alındık konularda hala ketum bir davranış var. Tabii bu kaçınılmaz bir son.  Teknolojinin rahatlık unsuru var. Bu rahatlık unsuru elimize ulaştığında kolay ulaşılabilir olduğumuzda güzel oluyor. Bir diğer taraftan da oluşumunda, endüstrinin ilerleyişinde, süreçlerin takibinde endüstri için değil, belediyecilik ve kamu hizmetlerinde hayatımızın her alanında artık biz buna hazır bir hale geldik. Yirmi yıllık süreç bizi bu noktaya getirdi. Pandemi sonrası dünya yeni bir parametreye dönüşmeye başladı” ifadelerini kullandı.

BİSİAD'IN FARKI ORTAYA ÇIKIYOR

İhtiyaçların karşılanmaması noktasında da en büyük yardımcının yine teknoloji olduğunun altını çizen Doğrul, “Dolayısıyla bilişimin içindeki bütün türevler, altyapıdaki bütün kurallar artık insanlığa hizmet eder hale geldi. Bu tabii biraz da ürkütücü de geliyor. Acaba bir medeniyet, bir kültür yaratılır mı sorusunu da soruyorlar açıkçası. Evet, yaratmayacağı kesin. Çünkü buradaki anlayış ve bizim hizmet etmesini unsurlarla kültürün ve medeniyetin oluşması için aslı unsurları kaybetmeden devam etmemiz dijitalleşmek demek. BİSİAD'ın farkı da bu. Bu medeniyet olgusu, kültür olgusu ve dijitalleşme arasındaki doğru denklemi de anlatmaya çalışıyoruz Çünkü insani değerleri kaybederek bu işi yapmanın büyük kayıpları olabilir. Bu kayıplara sebep olmamak gerekiyor. Dan Brown'un bir kitabı var. Başlangıçta dijital din diyor. Kısmen bu konuşuluyor şu anda. İnsanın en kötü yanı algıya yakalanmasıdır. Sosyal medyada algı konusunda kitleleri çok kolay yakalayabiliyor. Çünkü özlemlerle gitmek istedikleri nokta arasındaki sanallık insanlara büyük keyif veriyor. Bu keyif de aslında karakteristik yapıda hafif bir zayıflık varsa otomatikman ne diyelim? İlahlaştıracak bir pozisyona sokmaya başlıyor. Bundan sakınmamız gerekiyor. Bir bilişimci olarak bunu kesinlikle söylüyorum. Çocuklarımız, eşlerimiz, ailemiz, etrafımızdaki herkesi bu durumdan uzaklaştıracağız. Dijitalleşirken teknolojinin en son nimetlerine kadar kullanırken de o bahsettiğimiz medeniyet ve kültür abidelerini de yıkmadan bunu harmanlayabilecek bir yapıya dönüşeceğiz. Bizim anlatmaya çalıştığımız özellikler bunlardır” şeklinde konuştu.

Teknolojinin bizim adımıza her şeyi yapmadığının da altını çizen Doğrul, “Biz düşünüyoruz. Yani bugün yapay zeka dediğinizde yapay zekanın düşünebilmesi için size o parametreleri öğretmeniz gerekiyor. Evet, ana unsur kim? İnsan. Üstünlüğümüzü biraz ortaya çıkarmış olduk” dedi.  

YAPAY ZEKA GELİŞİYOR

Dataların bilgisayarlara işlenmesi ile ilgili de konuşan Doğrul, “Bugüne kadar üretilmiş datayı biz bir şekilde bilgisayar üzerine aktardık. Yani bu bir Roma'yı ya da bizim Çanakkale Destanımızı,  Kurtuluş Savaşı'mızı ve dünya tarihine ne kadar olay varsa biz bilgisayarlara işledik. Yapay zeka da burada devreye giriyor. Bizim bunu yorumlamamız gerekiyor. Bunu bir şekilde iyi bir faydalı bilgiye dönüştürmemiz gerekiyor. Bu noktada şunu keşfettiler ki bugün Google SEO’su bunun aynısını söylüyor. Dünyanın 2 bin yılda ürettiği datayı biz iki yılda üretir hale geldik. Şimdi bu üstünlük ne kadar hızlandı. Biz bunu bunu 1 yıla bir aya bir haftaya ve bir saate düşürmek istiyoruz. Bunun unsurları da Yapay Zekadır. Yapay zeka kullanımı her türlü konuda genişliyor. Bugün robot doktora gitmeler konuşuluyor. Yani bunlar süreçte devam ederek gelişecek” diye konuştu.

PANDEMİ BİR DENEMEYDİ

Dijital çağın zorunluluklarına da değinen Doğrul, “Bu zorlukların başında nüfusu kontrol edememek var.  Dediler ki biz bu kadar nüfusu kontrol edemiyoruz. Sonuçta dediler ki biz dijtial kırılırım yaşamak zorundayız. Çünkü bu kadar nüfusu besleye bilmek için kaynakları doğru kullanabilir durumu getirmek gerekiyordu. Bunun için otonom sistem içerisinde bu durumların kontrol edilebilir hale getirmek gerekiyordu.  Pandemi hastalığı bunun bir testi ve denemesiydi. Dünyada fikir beyan insanların tamamı bunların emarelerini sundular. Dediler ki biz sizleri biz sizi kontrol edebileceğimiz noktaya getireceğiz dediler”  dedi.

DÜNYAYI ŞEKİLLENDİRİYORLAR

Doğrul şöyle devam etti: “Yeşil mutabakat diye bir olay attılar ortaya ve burada kuralları çizmeye başladılar Asla burada büyük ve reset dediğiniz dünyayı tekrar şekillendirecek yapısal üstünlüğü teknolojik üstünlükle yakaladılar. Bizim uyanık olmamız lazım. Analog yapı ile dünyayı kontrol etmeniz mümkün değil. Ufak bir latife de yapayım kimse çip takılmasını beklemesin. Çipler zaten telefonlarla takıldı. Cep telefonları tüm verileri aktarıyor. Dünyanın erişebilirlik probleminin çözülmesi için teknoloji, bilişim, kodlama, yazılım gibi durumların öne çıkması dünyanın yeniden şekillenmesi için ön plana çıkması gerekiyordu” dedi.

YIKICI GELECEK TEKNOLOJİLERİ

Yıkıcı gelecek teknolojilerinden bahseden Doğrul, “Metavarse’yi artık herkes biliyor. Sanal dünyada arsa satışları başladı. Buradaki yıkıcı teknoloji burada kendini de yıkabilir. Çünkü Facebook daha kendi tanımladığı meta projesini açıklamadı.  2. konumuz ise dipface konusudur. Herkesin datası geçti. 1 milyara yakın datayı Facebook işledi. Bir diğer bir konumuz ise web 3,0’dır.Bu yıkıcı teknolojinin temel altyapısıdır. Artık gen teknolojisinde adımlar atılıyor.  Bu konu DNA yazılabilir demek. İşte robot üretimi yapılıyor. Bu robotlara DNA sistemi ile yapay deri üretilecek. Tabiî ki baz şeyler hemen oluşmayacak, zaman alacak.”

KRİPTO PARALAR

"Kripto para bir değerlenme zinciri üzerinde üretilen ama üretim miktarı bir kişi aittir.  Kripto paranın tutunabilir olması merkezi değil bireysel sisteme paraların akışını hızlandırdı. Büyük devlet de bu yüzden bu olaya olumlu bakmıyor. Siz paranızı bankaya para yatırsanız paranın girişi çıkışı belli olur. Yurtdışına transfer yaparken de aynı şekilde paranın kaynağı belli tutulur. Fakat kripto paranızı soğuk taşıma denilen soğuk cüzdanda paranızı tutarsanız eğer paranızı dünyanın her yerinde yanınızda taşırsınız. Bu konudan korkulması gerekmiyor. Bu sistem sadece kontrol edebilir ve vergilendirebilir olmalıdır ”İfadelerini kullandı.