Bu zamma ne denir ki?

Büyükşehir Belediyesi, huzurevi hizmetlerine fahiş oranda zam yapmış.

Bakım oda ücretini, yüzde 233 zam yaparak 2 bin 400 liradan 8 bin liraya çıkarmış.

3 kişilik oda ücretini, yüzde 210 zam yaparak bin 600 liradan 4 bin 950 liraya yükseltmiş.

2 kişilik oda ücretini, yüzde 140 2 bin 400 liradan 5 bin 810 liraya çıkarmış.

1 kişilik oda fiyatını ise yüzde 225 artırarak 3 bin 360 liradan 10 bin 935 liraya çekmiş.

Böyle bir zam oranına ne denir ki?

Eleştirsen, ‘yahu bakanlığın huzurevlerindeki fiyatlara bak’ derler. Kendince haklı olduklarını düşünürler…

İyi de siz zaten ona muhalefet yapmıyor musunuz?

Muhalefet ettiğiniz şeyi siz uygularsanız, Orwell’in Napoleon’undan ne farkınız kalır!

Vaat ettiğiniz sosyal demokrasi bu mu yoksa?

Değil tabi ki!

***

Vaatleri göremiyoruz…

Seçimden önce Sayın Mustafa Bozbey, bol keseden vaatlerde bulundu.

Kitapçıklarını bastırdı, sitelerini kurdurdu…

Seçime kadar mustafabozbey.com adresinde vaatleri duruyordu. Şimdilerde site güncellendi ve vaatler kaldırıldı…

Acaba neden?

Neyse ki kitapçık duruyor da tutulmayan sözleri biliyoruz.

Vaatlerinin plansızlığı ücretsiz otopark uygulamasından anlaşılıyor.

Ama haksızlık etmeyelim sözlerinden birine yaklaştı.

Yıl başında emeklilere 2 bin lira verilecekmiş.

Tabi koşul, ‘hak edene!’

Peki, kim hak ediyor?

Hem emeklilerin geçim sıkıntısı üzerinden muhalefet yapıp hem de iş vermeye geldiğinde ‘hak eden’ tarifi yapmak mantıklı mı?

Bursa’da 500 bine yakın emekli var. Sayın Bozbey, hangi emeklinin ‘hak eden’ sınıfında olduğunu söyleyebilir mi?

Zor!

Sayın Bozbey’in Büyükşehir Belediyesi’ni bir tutarsızlıklar merkezine dönüştürdüğüne şüphe yok.

Bir yandan ihtiyaç sahibi emeklinin huzurevi fiyatlarına fahiş zam yap öte yandan yılbaşı için 2 bin lira ver…

Seçimden önce ‘her ay 2 bin lira’ deniyordu ya neyse ‘buna da şükür!’

***

Kendini yaksan ne fayda?

Ahlak için ilk adım ‘önce zarar verme’ koşuludur.

Elbette insan, ahlaklı olmak için zarar vermemeye önce kendinden başlayacak ve sonra bu tüm davranışlarıyla çevreye uygulayacak.

Geçen gün sosyal medyaya düştü. Büyükşehir iştiraki Tarım AŞ’de işten atılan bir engelli işçi, belediye binası önünde kendini yakmaya çalıştı.

Bu tür eylemleri, hiçbir zaman doğru bulmuyorum. Vatandaşımız, derdinin çözümü için kendi veya bir başkasının hayatını ortaya koymamalı.

Basın olarak da bu tarz eylemlere, sosyal psikoloji adına örtücü yaklaşmalı ve siyasetin malzemesine dönüştürmemeliyiz.

Tabi, Büyükşehir Belediyesi’nde kadrolaşma adına bir kıyım yapıldığını da genel ekonomik şartların ağırlığını da yadsıyacak değiliz.

***

Hayatı asgaride karın tokluğundan ibaret olanlara saygıyla…