Bursalı çiftçiye müjde!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, dün Bursa’daydı.
Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi (AKKM) Yıldırım Beyazıd Salonu’nda düzenlenen ‘Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı Buluşmaları’ başlıklı program kapsamında Bakan Işıkhan, Bursalı sivil toplum temsilcileriyle bir araya geldi.
Oturacak yer bulmakta zorlandığımız programda Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı, MHP İl Başkan Yardımcısı Sertaç Yurdacan hazır bulundu.
Salondakilerle tek tek selamlaşan Bakan Işıkhan, eski Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ile olağan selamlaşma süresinden uzun bir kucaklaşma ile adeta hasret giderdi.
Işıkhan ve Çavuşoğlu’nun arasındaki bu yakınlığın dışa vurumu işin açığı biraz garipti…
Neyse bu yakınlık bir yana bırakıp kürsü hitaplarına gelelim.
Bir kere altını çizelim ki Başkan Alinur Aktaş, kentin ihtiyaçlarını çok iyi biliyor ve doğru noktalara dokunuyor.
Yaptığı onca iş arasından kısa konuşmasında yer verdiklerine bakılırsa Başkan Aktaş, Bakan Işıkhan’a açık bir mesaj da verdi: …Ciddi sosyal yardımlarda bulunduk. Esnafa dokunan işler yaptık. Bakkal destek çeklerini kimseyi rencide etmeden halkımıza ulaştırdık. Bu uygulamayı Türkiye’de ilk biz hayata geçirdik. Son olarak 1.500 TL’lik 50 bin sosyal destek çekimizi, tamamen Bursa’daki bakkallarda geçmek kaydıyla dağıtıyoruz. Ulaşımı sübvanse ettik…
Mevcut konjonktürde merkezi ve yerel idarenin, halkın yaşadığı ekonomik darboğaza odaklanması gerektiği başka nasıl resmedilebilirdi.
Kıymetli okur, bugün içinde bulunduğumuz ekonomik sıkışmışlık, küresel çapta yaşanan pandeminin, ülkemizde gerçekleşen sel, heyelan ve depremlerin açtığı yaralardan kaynaklanıyor.
Yani pandemi, tüm dünya ekonomilerini olumsuz etkiledi. Kuzeyde sel ve heyelanlar, güneyde yangınlar işleri aksattı. Hele 6 Şubat depremi, neredeyse bizi 25 yıl geriye götürdü…
15 Temmuz 2016’daki FETÖ’cü hain darbe girişiminin ülkemizi geriletmesini toparladık toparlıyoruz derken geride kalan 5 yılda yaşadığımız olaylar bozucu ve yıkıcı etkileriyle birer mazeret değil gerçeklik olarak hayatımıza sirayet etti.
Bu tabloda 2019’dan bugüne görev süresi boyunca yaşanmadık olay kalmamışken Başkan Aktaş’ın yaptıklarını yadsıyacak mıyız?
Böyle dönemlerde bırakın proje tamamlamayı çoğu kişinin eli ayağına dolaşır ve yönetim zafiyeti içine düşerken Aktaş, hem sözlerini tuttu hem afetlerde etkin rol aldı hem de toplumun ihtiyaçlarına dönük yerinde dokunuşlar yaptı.
İşte yukardaki konuşmasından aktardığımız bölümde yer alan ‘destek çekleri’ projesi de bu anlamda başlı başına bir imzadır.
Hem sosyolojik hem de tarihsel olarak Bursalı vatandaşın, ülke ekonomisindeki dalgalanmadan kaynaklı olarak yaşadığı darboğazı ferahlatan bu adımın tezlere konu olacağına eminim. Bunu yapan Alinur Aktaş’tır.
Önümüzdeki dönem için de Başkan Aktaş’ın, yaşadığımız ekonomik koşulları göz önünde bulundurarak belediye kaynak ve imkânlarını kenti daha bayındır kılmaktan ziyade toplumu ferahlatmak üzere projelendirmesi gerektiğine inanıyorum.
Ki bunun da sinyallerini alıyor.
Hem Başkent’in hem de yerelde belediyelerin bu gerçekliği yadsımadığını görüyorum.
Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Kütahya’da yaptığı şu konuşmayı hepimiz çok iyi anlamalıyız:
Kardeşlerim, en düşüğü 10 bin lira emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette, değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz. Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.
Şimdi birileri çıkıyor, emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız; bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek, bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık 10 bin lira eklemek demek. 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir.
Dikkat ediniz mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum; sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca, ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya katarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla velhasıl tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek, o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Altını tekrar çizerek ifade ediyorum. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşı değil, yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.
Ayrıca seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğinde farkındayız. Sırtında yumurta küfesi taşımayanlar tabi ki istedikleri gibi atıp tutabilirler. Sorumluluk makamında olmayanlar elbette her aklına eseni söyleyebilirler, ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevi verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekte mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.
Bu konuda daha önceki yazılarımda da ‘çalışma’ vurgusu yapmış ve en az 3 çalışana 1 emekli denklemini kurmamız gerektiğini ifade etmiş biri olarak kamuoyunun Cumhurbaşkanımızın bu sözlerini içselleştirmesi gerekiyor.
Bakan Işıkhan da Bursa’daki hitabında bahse konu farkındalığı görünür kılan müjdeler verdi.
Işıkhan, istihdam ve işsizliğe dair şunları söyledi:
Önümüzdeki ay açıklanacak ‘İstihdam ve iş gücü verileri’nde güzel neticeleri hep birlikte göreceğiz. İstihdamda ve iş gücünde en iyi verileri elde ettiğimiz tarihi zirveleri yakaladığımız bir sürecin içerisindeyiz. Öncü göstergeler mart ayında hem genelde hem kadınlarda hem de gençlerde 2002 yılından bu yana en yüksek iş gücüne katılım oranları ve istihdam oranlarının ortaya çıkacağına işaret etmektedir. Son 22 yılın en düşük işsizlik oranına ulaşacağımızı da öngörmekteyiz.
Bursalı çiftçilerin beklediği müjdeyi açıklayan Bakan Vedat Işıkhan, çiftçilerin Ziraat Odası kayıtlarıyla ilgili yaşadığı sıkıntılı konuya da değindi:
Konu bizlere iletildi. Özellikle Yenişehir Ziraat Odası’na bağlı yaklaşık 5000 çiftçimizin 2015 sonrası sigortalık hizmetlerinin iptal edildiğini ve bazı çiftçilerin emeklilik koşullarını kaybettiklerini öğrendik. Konuyu öğrenir öğrenmez çalışma başlattık. Bursalı çiftçilere müjde vermek istiyorum. Çiftçilerimizin mağduriyetine sebebiyet vermemesi için 2015 tarihine kadar Tarım Bağ-kur kapsamında hizmeti olanların sigortalılıklarının bu tarihten sonra devam ettirilmesinde Tarım ve Orman İl İlçe Müdürlüğü kayıtları esas alınacaktır. Ziraat Odası kaydı iptal edilen çiftçilerimizin kayıtlarını Tarım ve Orman Müdürlüklerine getirmeleri halinde sigortalılıklarının devamını sağlayacağız. Çiftçilerimizin mağduriyetini de çözmüş olacağız. Hayırlı olsun…
Bu sorunun çözülmesi çok önemliydi. Bilhassa Yenişehir açısından çok pozitif yansımaları olacak. Bu noktada sorunu kısa sürede çözüm ile neticelendiren AK Parti ve MHP Bursa teşkilatlarını da kutlamak gerek…
Saygıyla kalın…