Büyükşehir için kim önde?

Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 2019’un aksine bu kez çok adaylı bir yarışa şahit oluyoruz.

O seçimde rakibi Mustafa Bozbey’e karşı ipi göğüsleyerek Başkan seçilen Alinur Aktaş, bu kez çok cepheli bir rekabet yaşıyor.

CHP’den Mustafa Bozbey, İYİ Parti’den Selçuk Türkoğlu, Yeniden Refah Partisi’nden Sedat Yalçın, Zafer Partisi’nden Bayram Kazancı, Deva Partisi’den Zeki Kahraman…

Meclis’te kaynaşan Saadet ve Gelecek odağı henüz Büyükşehir için renk vermiyor.

Morlu, yeşilli, kanlı uzlaşı çetesi ise her zamanki gibi pusuda, aday çıkaracaklar mı yoksa yine 2019’daki gibi ortak adaya mı yönelecekler bekliyoruz.

Bugünkü manzaraya bakarak gerçekçi bir değerlendirme yapmak zorundayız.

Mustafa Bozbey’in Bursa’da yalnızca CHP oylarıyla kazanması için sağın 10 parçaya bölünmesi gerek.

Kılıçdaroğlu’nun solu kendi çeperlerinde tutup sağı bölme operasyonu, 14 Mayıs’ta sonuç üretmese de bugün için yeni bir denkleme vesile oldu. Birleşerek kazanamayanlar bölünerek kazanma yolunu deniyor…

Sol mahalle medya egemenliğiyle 14 Mayıs öncesi Muharrem İnce’yi sindirirken sağ mahallede tam anlamıyla demokrasi hâkim ki ‘yahu kimse oyu bölüyorsun’ demiyor…

Aksine sağ mahallede ‘biz kazanamazsak siz de kazanmayın’ diye yarış var.

Sağda hal böyle olunca Bozbey, (14 Mayıs’a göre) yüzde 24’lük CHP tabanı ve yüzde 4’lük mor ve yeşil tabanın kendisini başkanlığa taşıyacağını düşünebilir.

Ama zor. Çünkü düşünsenize Bozbey 2019’da ittifak adayı olarak kazanamadı ve kaybettiği günden itibaren yeniden aday olduğu belliydi.

Peki, 2019’dan 2024’e gelene kadar Mustafa Bozbey ne yaptı?

Bugün hala çıkıp net, somut ve çözüm üreten bir proje ortaya koyabilmiş değil.

Beylik ifadelerle mevcuda yönelik bir başarısızlık tablosu çizme uğraşında olan Bozbey, 2019’dan bugüne geçen 5 yılda düğün ve cenazelerin dışında adaylığı için hangi çalışmayı yapmış? Gören, duyan veya bilen var mı? Öyle ki Bozbey, ulusal yayınlara çıkıyor, Bursa’da gündem olacak bir proje ortaya koyamıyor…

Bozbey’in 20 yıl yönettiği Nilüfer, bugün halen rantla anılıyor. ‘Togg’un yeri yanlış’ diyen Bozbey’in Nilüfer’i yönettiğinde ilçeyi nasıl sanayiye boğduğunu geçen paylaştığın ‘Yeri Yanlış’ başlıklı yazıda aktarmıştım. (https://www.liderhaber.com.tr/yeri-yanlis)

Partisinin Dersim’i savunan ve Bursaspor karşısında terör propagandası yapan bir kulübe destek veren vekili ve yaklaşımı ortada iken Mustafa Bozbey, Bursaspor ile ilgili yer tutmaya çalışıyor.

Sayın Bozbey’e sormak gerek; 20 yılda Nilüfer Belediyesi Bursaspor’a kaç para yardımda bulundu?

***

Selçuk Türkoğlu’na gelince 14 Mayıs’ta yüzde 12’leri gören partisi, bu seçimde yüzde 5 dolaylarında oy alırsa ne ala…

Milletvekilliği sürecinde yaşanan türlü alicengiz oyunlarının küskünleri ile ittifaksız denkleme karşı olanların yaşadığı kopuş, İYİ Parti’deki çözülmeyi belirginleştirdi. Düşünün ki ağır toplar bir bir patladı… Sahada hafifler kaldı…

Belli ki partinin -sözüm ona- ‘kurmay aklı’, bu seçimleri olası bir genel seçim veya 2028 seçimlerinin hazırlığı olarak görüyor.

Yoksa bu gönülsüz dansın ritim tutması zor. Türkoğlu da ‘nasılsa vekillik garanti’ diyerek sosyal medyaya takipçi kasma çabasından öteye geçmeyecek bir kampanya yönetiyor.

İl Başkanlığı döneminde Aktaş’a karne açıklayan Türkoğlu’nun Büyükşehir adaylığı için dersine çalışmadığı açıkladığı elle tutulur bir proje olmamasından anlaşılıyor.

Hele ki daha aday açıklamadıkları ilçeleri düşünürseniz seçime 20 gün kala sağlık dolayısıyla Türkoğlu çekilirse hiç şaşırmayın…

Sahada bakıyorum da sanki millet sorunları bilmiyormuş gibi muhalif adaylar, millete iktidardan dert yanıyor.

Yahu bırakın onu bunu kötülemeyi de siz ne vaat ediyorsunuz ve vaat ettiğinizi nasıl yapacaksınız onu söyleyin.

***

14 Mayıs seçimlerinde gerçek boyutlarıyla ortaya çıkan milliyetçi seçmeni, sığınmacı karşıtı söylemleriyle bölmekten başka bir sonuç üretemeyen Zafer Partisi’nin yerel seçimlerde de belli ki tek paradigması bu.

Bayram Kazancı, yerelde bunu Ümit Özdağ kadar etkili bir retoriğe dönüştürebilir mi? Hiç sanmıyorum.

14 Mayıs’ın 78 bini 50 binlerde kalırsa sürpriz olmaz…

***

Deva, Bursa’daki enerjisini CHP’nin adaylarına harcayarak kendi kendini tüketti.

Şimdilerde ilçe başkanlıklarının kira ödemekte zorlandığı söylenen bu partide eski heyecandan eser yok. Bu, aday tanıtım toplantısında da görüldü.

AK Parti’den oy çeker iddiası çoktan suya düştü. Şu tabloda Deva, belediye başkanlıklarından çok işe muhtarlıklardan başlasa daha gerçekçi olur…

***

Cumhur İttifakı, sonunda asıl muhalefeti kendi içinden çıkarmayı başardı.

Daha Cumhur İttifakı içerisinde değilken bile yükselişte olduğu hissedilen YRP, 14 Mayıs’ta o çok iddialı lider partilerini adeta tokatladı.

Üstelik miras siyasetine ve Fatih Erbakan’ın tartışmalara konu olan sivri çıkışlarına rağmen YRP, kabul gördü.

Bursa’da 76 bini oyu aşarak, içinde bulunduğu ittifaka bir vekil kaybettiren YRP, anlaşılan şimdi de yeni bir kayıp peşinde…

AK Parti eski il başkanı Sedat Yalçın’ı Büyükşehir adayı olarak açıklayan YRP’nin bu çıkışı, kendisinden çok diğer muhalifleri sevindirdi.

Şunun altını çizmeliyiz ki Yalçın adaylığı gündeme geldiği günden itibaren Türkoğlu’nun adaylığının önüne geçti.

Adaylığının açıklandığı programda yaptığı konuşma ve su faturalarında birinci kademeye yüzde 40 indirim vaadiyle Bozbey’in de önüne geçen Yalçın, hitabını çok dallanıp budaklandırsa da dersine çalışmış izlenimi verdi.

Yalçın’ın bu yarışa Bozbey’in ve Türkoğlu’nun getiremediği disiplini getireceğine şüphe yok. Ama bunun üreteceği sonuç ne olur?

Şimdiden kestirmek zor olsa da birilerinin ümit ettiği üzere ‘kazanamasa da muhalefetin kazanmasını sağlayacak’ bir netice beklemiyorum.

Yalçın, elde edeceği sonuçla yalnızca özgül ağırlığını ortaya koymuş olacak. YRP ile uzun soluklu bir kan uyuşması sağlanır mı zaman gösterecek.

Bu tabloda Aktaş’a rakip olan isimler arasında yalnızca Yalçın’ın Bursa adına bir projeksiyonu olduğu da bir gerçek.

Yalçın’ın ‘zaten kaybediyorlar’ iddiasına katılmamakla birlikte kararsızlar, tepkililer ve küskünlerle seçimi kazanmanın zor olduğunu vurgulamak isterim.

***

Öncelikle AK Parti teşkilatlarında kimsenin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesine muarız bir eğilimde olacağını ya da buna cesaret edeceğini sanmıyorum.

Bilirler ki Sayın Erdoğan, seçimlerin bir savsaklama, rehavet veya ihanet sonucu kaybedilmesine göz yummaz. Fatura ağır olur.

Dolayısıyla birilerinin ‘gizliden AK Partililer de destekliyor’ ifadesinin temelsiz olduğunu düşünüyorum.

Bu hafta ilçe adaylarının da kesinleşmesiyle birlikte Cumhur İttifakı’nın yine sahada basılmadık yer bırakmayacağına eminim.

AK Parti ve MHP’deki uyumun bu seçimde de zaferi getireceğini düşünüyorum. Yenişehir’in yanında Mustafakemalpaşa’da da MHP’li bir adayla yola çıkılması, Bursa’daki milliyetçi seçmenin asıl adresinde toplanmasını sağlayacaktır.

Bunun yanında görev süresi boyunca karşılaşılan pandemi, deprem, savaşlar ve ekonomik buhran gibi olağanüstü zorluklara rağmen Alinur Aktaş’ın geride kalan çalışma döneminde kente birçok başlıkta artı değer sağladığı da aşikardır.

Adaylığının açıklandığı günden bu tarafa Başkan Aktaş’ın sahada gerçekleştirdiği seçime dönük çalışmalar da ‘en güçlü aday’ tanımının içini dolduruyor.

İlçe adaylarının duyurulması sonrası start alacak kampanyasıyla Aktaş, rakiplerinden daha da ayrışacaktır.

Bu zorlu rekabetin kazananı Bursa olmalı…

Saygıyla…