Cavit Çağlar: Bursa çalışana her şeyi veriyor

Cavit Çağlar: Bursa çalışana her şeyi veriyor

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), çarşamba akşamı ‘Yaza Merhaba’ gecesi düzenledi.

Özel davetle katıldığım etkinliğin konuğu Eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar idi.

Malumunuz Sayın Bakan’ın hayat hikayesinin Hulusi Turgut tarafından kaleme alındığı ‘Cavit Çağlar/Fırtınalı bir Yaşamöyküsü’ adlı kitap yakın zamanda yayınlandı.

Sonrasında Sayın Bakan hem kitabıyla hem de ulusal düzeyde birçok mecraya verdiği özel açıklamalarla gündemde geniş yer tuttu.

Kültürpark’taki BUSİAD Evi bahçesinde düzenlenen etkinlikte kitaba konu edilen yaşamın kesitlerini birinci ağızdan dinleme fırsatı yakaladık.

Sayın Bakan, alana fırtına gibi girdi. Tüm masalara uğradı. Herkesle tek tek tokalaştı. Birçok tanıdığıyla kucaklaştı. Sıcak ve samimi görüntüler verdi. Kurt siyasetçilik böyle olsa gerek…

Salondaki yerini aldıktan sonra çok fazla oturma şansı da olmadı. Yanına her giden için ayağa kalktı, yakın ilgi gösterdi ve fotoğraf çekindi. Kitaplarını isme özel imzaladı.

İmzalı kitap alma talihini yaşayamadım ama Sayın Bakan’ın etrafına yaydığı sempati ve nezaket temsilinden istifadeyle mesleğimizin vazifelendirdiği tarihe tanıklık misyonuyla bir karede yer alma şansı elde ettim.

Bu noktada Sayın Bakan’ın nev-i şahsına münhasır ve sevecen olduğuna ilk kez yakından şahit oldum.

***

Etkinliğin açılış hitabını BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar yaptı.

Konuşmasının başında BUSİAD’ın imza attığı faaliyetleri özetleyen Başkan Küçükkayalar, son derece üst düzey bir saygınlık temsiliyle Sayın Bakan Cavit Çağlar hakkında şu ifadeleri kullandı:

“İş adamı, siyasetçi, spor insanı olarak kentimize ve BUSİAD’ımıza önemli katkılar yapmış, Doğan Ersöz Ödülü’nü bir Bursalı olarak ilk alan kişi olan Sayın Cavit Çağlar’ı ağırlamak bizi kıvandırıyor.Bursaspor'a kupa kazandıran, Bursa’nın ihracatla tanışmasında önemli bir yeri olan, Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılı uluslararası bir sorunu, bir devlet adamı ve vatansever olarak devreye girerek çözüme kavuşturan Sayın Cavit Çağlar, bugün bizleri biraz geçmişe götürecek ve kendisinin çok yönlü kişiliği bizlere ışık olacak kuşkusuz.”

Sayın Küçükkayalar konuşmasını, Sayın Bakan’ın soyadını çok beğendiği için aldığıBehçet Kemal Çağlar’ın Atatürk’ü Dinlerken şiirinden bir bölümle tamamladı.

***

Gecenin konuğu Sayın Bakan kürsüye alkışlarla çıktı. Kitaba konu olan yaşamöyküsünden kesitleri birinci ağızdan anlattı.

Her biri özel ve değerli noktalar barındıran ifadelerinin hepsine yer vermek istesem de sizinle özellikle Bursa ve Türkiye’ye dair söylediklerini paylaşmak istiyorum ki kitabı okuma merakınızı köreltmeyeyim.

Sayın Bakan’ın her beyanında ‘çalışmak’ kavramının önemine rastlıyoruz. Hangi şartlarda olursa olsun yaş fark etmeksizin ‘çalışmak’ üzerine kurulu bir serüven çıkıyor önümüze.

Daha ilkokula giderken tren garında simit ve kurabiye satmak… Bu, günün şartlarından bağımsız bir karakter yansımasıdır.

Bugün ekonomik refah içindeki bazıları için ‘ağzında gümüş kaşıkla doğmuş’ tanımlaması yaparız ya Sayın Bakan bu tanımlamanın kıyısından bile geçmemiş…

Kitabın adında yer edinen fırtına uzun zaman karşıdan esmiş… Kimi zamanda pupa yelken yol aldırmış… Sayın Bakan’ın deyimiyle “Allah, ‘yürü ya kulum’ demiş.”

Hep çalıştığını ve çalışkanlığını kurnazlıkla değil aksine bir kıvrak zekayla gösterdiğini hayatının dönüm noktası niteliğindeki karşılaşmalardan anlıyoruz.

Sayın Bakan, hayat hikayesinden kesitler paylaşırken Bursa için müthiş bir tahlilde bulundu ve şöyle dedi:

“Bursa çok iyi bir şehir. Bursa çalışana her şeyi veriyor.”

Yaklaşık 11 yıldır Bursa’da ikamet eden bir vatandaş olarak bu tespitin doğruluğuna katılmamam mümkün değil. Gerçekten de öyle.

Tabi Sayın Bakan’ın bu ifadesinin devamındaki sözü de çok kıymetli: “Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetolmasaydı bizler buralara gelemezdik, sizler de gelemezdiniz.”

Çalışmaya vurgu yaparak “Türkiye bir fırsatlar ülkesi” diyen Sayın Bakan, devamında şöyle dedi: “Ama dürüst olmak lazım…”

Dürüstlüğün giderek daha da önem kazandığı bir dönemden geçiyoruz. Düne göre bugün dürüstlerin işi daha zor.

Elbette herkes, dürüstlüğe kendince bir çerçeve çizebilir. Fakat görüyoruz ki herhangi bir sınamadan geçmeden dürüstlük temsili oluşamaz. Yani ne olduğumuzu da ne yapacağımızı da o durumla karşılaşmadan bilemeyiz.

Sayın Bakan özelinde bu mesajı değerli kılan onca fırtınalı sınamanın ardında temel ilkelerden biri olarak ‘dürüstlüğü’ muhafaza etmesi ve öğüde dönüştürmesidir.

Türkiye’nin uzak veya yakın siyasi tarihine damga vuran isimlere saygıyla…