ÇEVİKEL; "1 MİLYON KİŞİ İÇİN İSTİHDAM’IN YOLU BURADAN GEÇİYOR”

Neslihan Çelik Alkoçlar’ın hazırlayıp sunduğu Nes’li Yaşam’ın, konuk koltuğuna bu kez DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜGİAD Başkanı Nilüfer Çevikel oturdu. Çevikel, ekonomi, üretim, sanayi ve gençlere yönelik yeni projelere dair pek çok konuda açıklamalarda bulundu.

HAYATIN OLDUĞU HER YERDE VARIZ

Dünyanın neresine giderseniz gidin Türk yatırımcılarla karşılaşmanın mümkün olduğunu söyleyen Çevikel, “Ben kesinlikle iddia ediyorum Türklerin DNA’sında üretmek ve direnmek var. Biz ne olursa olsun direniyoruz. Pandemi süresince bütün ülkeler dururken Türkiye üretti ve çalıştı. Türkiye bu dönemde kendini dünyaya ispatladı. Biz paniklemeden hem direndik, hem ürettik hem savaştık. Türk her yerde olmalıdır. Dünyaya yayılmalıyız. Yayılırken kendi teknolojimizle yayılmalıyız” diye konuştu.

5 TANE DAHA BURSA OLSA

Bursa’nın bir üretim merkezi olduğunun altını çizen Çevikel, “Kumaş Bursa’da üretiliyor. İstanbul’a gidiyor. Bursa olmadan olmaz. Bütün tekstil fuarlarının bizim şehrimizde yapılması gerekiyor ama bizim kentimizde böyle bir yer yok. Sektörün en büyük fuarlarından olan Hometex’te Bursa sanayicisi hali hazırda kendini zaten ispatlamıştı ve bununla beraber marka değerini de gösterdi.  Bu fuara Bursa ağırlığını koydu.  Şehirde birlik ve beraberlik olursa bizim başaramayacağımız hiçbir şey yok. Bu birlik beraberlik iş dünyasında var ama ancak diğer alanlarla bu birlik tam sağlanamadığı için ses getirilemiyor” diye konuştu.  

 Dikkati Bursa sanayisi ve ekonomisinin büyüklüğüne çeken Çevikel, “Türkiye’de 5 tane daha Bursa olsa cari açık diye bir şey kalmaz. Bu çok net iddiadır. İstatistikler ortadır” diyerek şehrin önemini de vurguladı.   

 AVRUPA’NIN KATI KURALLARI VAR!

Yeşil mutabakat ve dijital dönüşümün önemine de değinen Çevikel, “Yeşil mutabakatla beraber Avrupa Birliği şartlarına uymak zorundayız. Avrupa bu konuda çok katı gidiyor. Fabrikanda yasak bir kimyasalı kullanırsan veya çocuk işçi çalıştırırsan senden ürün almam diyor.  En önemlisi de dijitalleşmedir. Örneğin bir tane ceket üretiliyor. Bu ceketi 20 renk olarak üretip yollayın. Kargosu, boyası, işçiliği, ipliği tüm maliyetleri hesaplayın. Bu 20 ceketten insanların seçeceği sadece 2 ya da 3’tür. Diğerleri çöp oluyor. İşte dijitalleşme bunun önüne geçiyor. Dijitalde rengini şeklini her şeyi değiştirebiliyorsunuz. Böylelilikle ne oluyor çöpe atılmak yok, boyası, işçiliği, ipliği, karbon ayak izi hiçbir şey yok. İşte yeşil üretim budur. Yeşil mutabakata uyum sağlayamazsanız ürün satamayacaksınız. Ya bu mutabakata uyum sağlayacaklar ya da piyasadan çekilecekler” dedi.

TÜRKİYE’YE ÖRNEK PROJE

Türkiye’ye örnek bir proje gerçekleştirdiklerini ifade eden Çevikel, yeni projelerle ile ilgi gençlere adeta müjde verdi. ‘Dijital Danışmanlık Eğitimi’ne bu hafta başlayacaklarını söyleyen Çevikel, “Gençler, bu projede olmak isteyen, girişimci olmak isteyen ya da herhangi bir firmada istihdam edilmek isteyen gelsin burada eğitim alsın. Eğitime bir mühendiste katılabilir, bir öğrencimiz de katılabilir. Tabiî ki bizim hedefimiz gençler. Hedefimizin gençler olmasının sebebi ise; Z kuşağı daha pratik düşünüyor. Üretebiliyor ve teknoloji ile doğuyor. Bu projeyi bizim başlatmamız da çok değerlidir. Bu projeyi BTSO, BUTGEM, BUTEKOM VE DOSABSİAD’ın destekleriyle gerçekleştiriyoruz. Biz buradan çok güzel dijital danışmanlar yetiştireceğiz. Bu alanda Türkiye’de 1 milyon istihdam açığı var. Bu rakam çok ciddi. Bu projeler 1 milyon gencin çalışması demek” diye konuştu.

Problem insana şans getirir!

Genç beyinlerin üretmesini ve fonlamasını talep ettiklerini belirten Çevikel, “Çok büyük bir alan var. Sadece düğmeye basmak gerekiyor. Yeni Dijital Danışanlık Eğitimleri başladığında duyuru yapacağız. Bizler durmuyoruz. Hem gençler hem de bölgemiz için istihdam önemli, kalifiye elaman çok daha önemli. Z kuşağı neden ülkeden gidiyor. Z kuşağına gerekeni verirseniz gitmez. Umut verirseniz, güven diyorsa gençlerimiz ülkelerinde kalır. Biz de bunu istiyoruz. Beyin göçünü tersine çevirmek istiyoruz. Motive olmak çok önemlidir. Ekonomi duygularla da şekilleniyor. Sürekli negatif düşünürseniz olumlu gelişme olması söz konusu bile değil. Bizim toplumumuz biraz endişelenmeyi seviyor. Birbirimizi motive etmemiz gerekiyor. Bir şeyi eleştiriyorsan, o zaman katkı koy. Bir şey kötüyse, güzelleştir. Pozitif olursanız bir şeyler üretebilirsiniz. Problem varsa mutlaka bunun sonunda başarı vardır. Problem yoksa hiçbir şey üretmezsiniz. Problemler insana şans getirir” ifadelerini kullandı.