CHP başkan adayı Öymen acı gerçeği Bay Kemal'e hatırlattı
CHP genel başkanlığına adaylığını açıklayan Örsan Kunter Öymen, Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde girilen 13 yıldaki tüm seçimlerin kaybedildiğini belirterek, "Biz yenilgiye alıştırılmış bir ruh hali içerisine girmiş durumdayız. Birkaç kent kazandığımız zaman bundan büyük mutluluk duyuyoruz. Onu bir başarı olarak yorumlamak istiyoruz. Belki psikolojik bir ihtiyaç da olabilir bu" dedi.
Örsan Kunter Öymen, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen CHP Eskişehir İl Başkanlığı 38. Olağan Kongresi'ndeki konuşmasında, kongrelerin öz eleştirilerin yapıldığı ortamlar olduğunu söyledi.
CHP'de genel başkana veya yönetim kademesinde olanlara yönelik eleştirilerin partinin kendisine yönelik eleştiri olmadığını kaydeden Öymen, "Cumhuriyet Halk Partisi'ni daha ileri bir noktaya götürmek için, bu yüzyıllık çınarda bir yaprak dökümünün yaşanmaması için, Cumhuriyet Halk Partisi'ne sahip çıkmak için, genel başkan da dahil olmak üzere yönetim kademesindeki herkes eleştirilebilir. Bizim bu feodal anlayıştan kurtulmamız gerekiyor. Öncelik budur." diye konuştu.
'Yenilgiye alıştırılmış bir ruh hali içerisindeyiz'
'Kişiler değişti ama partimizde sorunlar değişmedi'
CHP'nin başka bir sorununun, partinin oyunun yüzde 22-26 bandı arasına sıkışması olduğunu söyleyen Öymen, "2003 ve 2008 yılları arasında 5 yıl 3 dönem parti meclisi üyesi olarak görev aldım Sayın Deniz Baykal döneminde. Ne yazık ki aynı eleştirileri bugün burada aktaracağım eleştirileri, o zaman da kendisine ve yönetimine yöneltmek durumunda kalmıştım. Temelde parti içi demokrasi, seçim yenilgilerindeki nedenler ilkelerle ilgili sorunlar gibi konularda dolayısıyla yeni bir şey söylemiyorum. Kendi içinde tutarlı bir biçimde o zaman da yönelttim eleştirileri. Şimdi de yöneltiyorum. Ne yazık ki kişiler değişti ama partimizde sorunlar değişmedi." dedi.
'Genel merkezi akla davet ediyorum'
İttifaklarla ilgili sorun yaşandığını ve genel başkanlık dahil yönetim değişikliği olmadığı zaman başarının sağlanması konusunda şüphelerini ifade eden Öymen, "Genel merkeze şunu öneriyorum. Bilimsel bir araştırma yapılsın. 40 ilde 60 ilde 10-15 bin kişiyle bir araştırma yapılsın. Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce olduğu gibi 20 ilde 30 ilde 2-3 bin kişiyle değil kapsamlı bilimsel bir araştırma yapılsın, güvenilir. Mevcut yönetimin, yönetimin devam etmesi durumunda Cumhuriyet Halk Partisi'nin adaylığına vatandaşımız oy verecek mi? Çok basit bir soru. Halkın içinde yaşayan, halkla iletişim halinde olan herkesi aslında gerçekleri görüyor. Madem bizim burada söylediklerimiz dikkate alınmıyor... Benim söylediğimi bir kenara atın. Genel merkezi sadece bilime, akla davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Seçim yenilgilerinin temelinde birçok neden olduğuna dikkati çeken ve bu sorunlardan bir tanesinin de parti içi demokrasi sorunu olduğunu vurgulayan Öymen, şöyle konuştu:
"Bunlardan bir tanesi de parti organlarının çalıştırılmamış olması. Oligarşik bir yapının 5 kişi, 10 kişi, 15 kişi bilemiyorum. Danışmanlar, Bazı MKYK üyeleri vesaire kararları vermesi. İlçe ve il örgütlerine bu konularda kritik konularda bir şey danışılmamış olması, parti meclisinin yeterince çalıştırılmamış olması ve bunun sonucunda da lojistik, stratejik ve ideolojik hataların yapılmış olması. Sadece çok sık gündeme geldiği için değinmek istiyorum. Milletvekili listeleri konusu. Oy oranı yüzde 1-2 en fazla 3 olan 4 partiye 38-39 milletvekilinin hediye edilmiş olması. Bu her şeyden önce temsiliyet ilkesine, halkın egemenliği ilkesine aykırı bir durumdur. Oy oranıyla orantısız bir sayıda milletvekilinin verilmiş olması. İttifak elbette yapılabilir. Ama şöyle denenebilirdi, seçilebilecek yerlerden 10-15 kişilik kontenjan, ittifak içindeki partilere verilebilirdi ve milletvekilleri de ön seçim yapılması yoluyla belirlenebilirdi ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin daha fazla sayılı milletvekili bugün mecliste olabilirdi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde daha güçlü bir şekilde temsil edilebilirdik."
ETİKET : bursaasayişgündemsıcakhabersiyasetçevre