Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e: "Sen kim oluyorsun da ferman gönderiyorsun!"

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'in İsrail'e girişini yasaklayan ve BM’ye gelmemesi için tehditlerde bulunan Siyonist katillere Adana’dan seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sen kim oluyorsun da BM Genel Sekreteri'ne yönelik BM'ye gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı'nda düzenlenen Teknofest'te vatandaşlarla buluştu.

TEKNOFEST’in sadece bir başlangıç olduğuna vurgu yapan Erdoğan, “Hepimizi gururlandıran TEKNOFEST'e ulaşmak asla kolay değildi. 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım bize altın tepside sunulmadı. İçerden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Neyi başardıysak bileğimizin gücüyle, alnımızın teriyle başardık. Dün bize parasıyla savunma sanayii teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hale geldik. Canını dişine takanlardan biri de Özdemir Bayraktar'dı. İHA'larda çığır açan birisiydi. Baykar'ın hayata geçirdiği pek çok projenin fikir babasıydı. Durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Gençler, sizler Türkiye'nin aydınlık yarınlarısınız. Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. Yapamazsınız diyen felaket tellallarına kulak asmayın.

Sevgili gençler, Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye'si asla değil. Son 22 yılda sizinle hayalleriniz arasına girebilecek birçok engeli kaldırdık.

Her geçen yıl ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST, teknoloji ekosistemine ışık tutuyor. Teknofest, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bize net gösteriyor. Teknofest bir gençlik destanıdır. Teknofestin dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahit oluyoruz.

Bölgemizde son yılların en sancılı günleri yaşanıyor. Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları, millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz. Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl oldu. Çoğu çocuk ve kadın 50 bin kardeşimiz vahşice katledildi. 100 bine yakın insan yaralandı, şehirler birer enkaz yığınına döndü.

İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti; şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Haniye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.

Bölgede ateşkese, barışa, huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar. Uluslararası hukuk tamamen rafa kaldırılmış durumda.

İSRAİL’E SERT TEPKİ

Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'e özellikle kalkıyor BM'ye gelemez diye meydan okuyor. Şu hale bak. Şimdi 196 tane dünyadaki ülke herhalde BM Genel Sekreteri'ne sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da BM Genel Sekreteri'ne yönelik BM'ye gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun.

Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet haliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın, ama dökülen her damla kana, bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derecede ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım. Bölgemizde, sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’la sınırlı kalmayacak, sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.

Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkes, meselenin Kudüs’le, Mescidi Aksa ile, vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla bağlantısını zaten kolayca idrak edecektir. Vadedilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkyie'ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Biz bunları gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor. Biz de sahadaki gelişmeleri bu zaviyeden anbean takip ediyoruz.

Komşularımızla ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğimizi, yine bu anlayışla ileriye taşıyoruz. Zalimler karşısında “insanlık cephesini” güçlendirmenin gayretindeyiz. Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve milli üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz.

Elektronik harp ve milli yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltıya, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok güçlüyüz.”