Deprem bir daha vurdu
Deprem bir kez daha vurdu.
Gece sabaha karşı geldi.
Sarsıntıyla birlikte büyük bir gürültü.
Sonra bir uğultu.
Sonra bir rüzgar.
Aniden geldi.
Tatlı rüyaları acıya çevirdi.
Uykuları böldü.
Uyanmalar feryatlarla başladı.
Korkunç bir çaresizlik.
..Ve Allah'a yalvarmalar!
Dualar...
Dualarla duvarlara tutunmalar.
Büyük bir zangırlama.
Yüksek katlı binaların sarsıntı sesleri.
Beton kolonların titremeleri.
Evdeki eşyaların çıkardığı sesler.
Dolapların, kapıların, asansörlerin insanın içini ürperten gıcırdamaları.
Duvarların çatlama iniltileri.
..Ve aile bireylerinin "anne, baba" diyerek çaresizlik içinde odalardan sofaya fırlamaları.
Ebeveynlerin onları sararak kucaklayarak bir an önce dışarı çıkma gayreti.
Uykuda vurdu gene deprem.
Pijamalarıyla, gecelikleriyle, yarı çıplak, yarı giyinik...
Dışarıda kar yağışı var.
Yerler kar kaplı.
Soğuk iliklere işliyor.
İnsanlar çaresiz, evlerden dışarıdalar.
Ağlayanlar bir yanda...
Allah'a dualarla sığınanlar bir yanda...
Arabalarına koşanlar bir yanda...
Ailelerini, yakınlarını, tanıdıklarını arayanlar bir yanda.
Depremin ilk vurgununun şaşkınlığı yavaş yavaş geçmeye başlayınca bu kez artçı depremler vurmaya...
Naçar yürekleri hoplatmaya...
Korkudan beti benzi sarartması, herkesi bir daha diz çöktürüyordu.
Anlatılmaz.
Kelimeler kifayetsiz kalır.
Sesler boğuk.
Ağlamalar korkudan.
Çaresizlikten.
Deprem bir kez daha vurdu.
Vuracak da.
Ancak yıkılan binalara bakıyoruz...
Hepsi insan hatalı.
Güçsüz beton kolonlar.
Yetersiz demir kullanımı.
Çimento yetersizliği.
Yani...
Müteahhit hatası.
Mühendislik hatası.
Zemin etüt hatası.
Belediyelerin kontrol hatası.
Deprem vurur tabi.
Vurur ama insan yanlış yaparsa vurur.
Yoksa, sallar, titretir korkutur.
Bir dakika sürmeden biter.
Biter ama can alır, mal alır da vurur öyle biter.
Allah yardımcımız olsun.
Çok korkunç bir geceydi.
İnsanoğlunun çaresiz kaldığı geceydi.
Büyük ve asil milletimin başı sağ olsun.
Deprem bir kez daha vurdu.
Ocaklar söndü.