“Deprem öldürmez, bina öldürür”
Ağaç İşleri Endüstri Mühendisi Erkan Kalafat: “Deprem öldürmez, bina öldürür düsturu ile ahşap binalara geçerek depremlerde ortaya çıkan acı bilançonun önüne geçebiliriz.”
17 Ağustos 1999 depreminin yıldönümünde açıklamada bulunan Ağaç İşleri Endüstri Mühendisi Erkan Kalafat, deprem gerçeğinin unutulmaması gerektiğine vurgu yaptı.
Kalafat, Ahşap Derneği Yönetim Kurulu adına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Önceki yıllarda, Basın açıklamalarımızı yöneticiler nezdinde dikkate alınması için yaptık. Gelinen süreçte gördük ki, yöneticilerin deprem gerçeğine bir nebze katkısı olmamış. O sebeple bu yılki 17 Ağustos depreminin yıldönümünde aynı acıları yaşamamanız için, sizlere hitap etmeyi uygun bulduk.
Sizler işin farkında olursanız, depremde öleceğiniz tabutları niçin satın aldığınızı sorgularsınız.
Sizler işin farkında olursanız, kentsel dönüşüm diye karşınıza daha çok katlı binalarla çıkanların sizi değil rantı düşündüklerini anlarsınız.
Sizler işin farkında olursanız, yapı denetim diye sizin adınıza yapıldığı söylenilen işlemlerin sizi kurtarmadığını, toplumun ahlakını düzeltmediğimiz müddetçe, her binaya 10 tane mühendis de dikseniz, depremde güvenerek o binada oturamayacağınızı anlarsınız.
Sizler işin farkında olursanız, 17 Ağustos 1999 tarihindeki Gölcük depreminden sonra alındığı söylenen tedbirlerin hiçbirisinin alınmayıp, 6 Şubat 2023 Maraş depreminde de aynı beceriksizliklerine şahit olduğumuz ilgililerin, yine ve yeniden olacak bir depremde de sizi kurtarmaya gelemeyeceklerini anlarsınız.
Sizler işin farkında olursanız, bu yetkililerin sizleri ölümden korumak için değil, öldükten sonra ceset torbalarının yetip yetmeyeceği, nasıl gömebileceklerini, kalan yaralıların nasıl toplanacaklarını ve yıkılan binaları nasıl ve hangi müteahhide ihale edeceklerini planlamaktan başka bir işle iştigal etmediklerini fark edersiniz.
Gördüğünüz üzere ilk ağır depremden 25 yıl, son depremden 1 yıldan fazla zaman geçti. Ülkenin %72 si deprem kuşağında yaşıyor ve her an depremle burun buruna. Yetkililer ülkenin depreme hazır olmadığında hemfikir. Yine olacak depremde, binlerce ölü ve yaralı vereceğiz. Çünkü hep birlikte rant sarmalına yakalandık.
Herkes evinin eskise de, değerini artırma peşinde. Kimse kendi canını, çocuklarının canını, yakınlarının canını önemsemiyor. Özellikle kamu binaları, okullarımız, hastanelerimiz denetimden uzak bir inşaat süreci yaşamakta.
Ülkede finansa sıkışıldığında ‘İmar affı’ denilen onaylı tabut binalarımız, kanunen resmi hale getiriliyor ve halk olarak bizler de buna çanak tutuyoruz. Ne için? Alt tarafı rant sahibi olmak uğruna, konudan bihaber, geleceğimiz olan çocuklarımızı ateşe atıyoruz.
Yöneticileri Halk seçer ve takip eder. Sizler dürüst olursanız, seçtikleriniz de aynı dürüstlükle hareket etmeye mecbur kalırlar. Sizler onları seçerek görev yapmaya yollarken, arkalarından da onların yanlış hareket etmelerini sağlayacak işler için zorlayıcı hareketlerden kaçınmanız gerekir. Eğer imar affı çıkartılıyor ise, yukarıdakilerin faydasına olduğu gibi halkın da faydasına olduğu düşünülerek çıkartılıyor. Peki, gerçekten faydanıza mı çıkan aflar? Oluşan depremlerde, çöken binaların altında kalanlar sizlere bir şeyler anlatmıyor mu?
Aslında, Yöneticilere yıllardır anlatmaya çalıştığımız, atalarımızın da yüzyıllardır kullandığı, depreme dayanıklı binalara ulaşmak zor değil.
Tüm dünyada, depremde ölüm oranı sıfıra yakın olan, Ahşap Konut sistemi kullanılır. Bu sistem ile hem depremde ölmezsiniz, hem de uzun ve sağlıklı yaşarsınız. Tüm dünyada bölgesel olarak %99 oranlarına varıncaya kadar kullanılan Ahşap Konut Sistemi, depremde ölü vermememiz için birincil çözümdür.
Artık, sulanmamış yanmış betonu, yanlış veya hiç bağlanmamış etriyesi, santralden inşaat sahasına gidene kadar yarı dayanıma düşmüş betonu, deniz kumu kullanılmış kolonları, kesilmiş kolon ve kirişleri, kontrolde yetersiz kalınan bu betonarme sisteminden çıkarak, tüm dünyada 18 kata kadar standart olarak üretilen, ısıtma ve soğutma için kullanılan enerjinin en az yarıya düştüğü, nefes alan-romatizma yapmayan, nem barındırmayan Ahşap konut sistemine geçmek için vakit kaybetmemeliyiz.
Zaten, daha çok daha çok diye diye, rantı şişirerek, alınamayacak duruma getirdiğimiz betonarme konut sektörünün de çıkışı buradadır.
Ahşap konutlar, maksimum 4 ayda üretilir. Tekrarlayan modellerde bu süre 1 aya kadar düşürülebilir. İnşaatın başında planladığınız maliyetlerle işin sonundaki maliyetler şaşmaz.
Tek sorunu size betonarme kadar rant sağlamaz. Varsın o da kusur ise, kusuru olsun. Ama sizi enkaz altında bırakmayacak bir kusur. Siz yöneticilerin süslü lafları ile hareket etmeyin ve bu sefer ülkenin makus talihine dur deyin.
Her yıl yöneticilerin önlem almayıp, gelip karşınızda timsah gözyaşları dökmelerine izin vermeyin. Sorunun çözümü çok basittir halbuki, yapmak isteyene. Depremden etkilenenlerin yine sizler olduğunu unutmadan, 100 yıl önce atalarımızın kullandığı gibi, çağdaş dünyanın şimdi kullandığı gibi, ülkemizin de Ahşap Konut Sistemine geçerek, depremlerde dışarıya değil, içeriye kaçılacak binaları yöneticilerinizden talep edin.
Hepinizi saygıyla selamlıyor, bir sonraki yıldönümüne kadar ülkenin gerekli dönüşüme başlamasını ve ‘deprem öldürmez, bina öldürür’ düsturu ile ahşap binalara geçerek ölümden korunmanızı temenni ediyoruz.”