Doğurmuyoruz azalıyoruz

On yıl kadar önce Türkiye, genç nüfusu ile dikkat çekiyordu.
Yıllar geçtikçe genç nüfus azalmış.
Yani doğum oranı düşmüş.
Evlenme oranı sayısı azalmış.
Boşanmalar çoğalmış.
Yani gençler evlenmeye uzaklar.
Gençler evlenmek istemiyor.
Genç evliler çocuk doğurmuyorlar.
Doğurmak istemiyorlar.
Bir veya iki çocuk yapıp onlarla ömür geçiriyorlar.
Çok çocuk yapmak tarihte kaldı.
Kırsal kesimde kaldı.
Doğu illerinde kaldı.
Ülkemizde doğulu kadınlar çok doğuruyor.
Batılı kadınlar çok çocuk istemiyorlar.
Çok çocuk yapmayı eziyet sayıyorlar.
Külfet sayıyorlar.
Eğitim sorunu sayıyorlar.
Kültür sorunu sayıyorlar.
Özellikle çalışan kadınlar çok çocuk istemiyorlar.
İki çocuğu bile çok çocuk sayıyorlar.
Çocuğu masraf sayıyorlar.
Hatta ülkemize sığınmacı olarak gelip burada çok çocuk doğuran Suriyelilerden rahatsızlık duyanlar var.
"Bu gidişle yirmi yıl sonra ülke Suriyelilerle dolacak" korkusunu yaşayanlar var.
Yabancılar doğuruyor Türkler eleştiriyor.
"Siz de doğurun" diyemiyoruz.
Ülkemizin genç nüfusu süratle azalıyormuş.
Yirmi beş yıl sonra genç nüfus çok azalacakmış.
Bugünkü Almanya'nın durumuna düşecekmişiz.
Bu gidişle yaşlanan nüfus çoğalacakmış.
Hayat pahalılığı gençleri evlenmekten uzaklaştırırken evli genç çiftler boşanma furyası yaşıyorlar.
Dolayısıyla çocuk yapmaktan çekiniyorlar.
Kısaca yaşlanıyoruz.
Doğurmaktan korkan gençler, keyifli ve sorunsuz bir yaşam isterken ülke nüfusu azalıyor.
Kimin umurunda!
Doğuran varsa buyursun doğursun.
Tutan mı var?
Gençler doğurmuyormuş.
Genç nüfusumuz azalıyormuş.
Ne yapalım yani?
Bu iş zorla da olmaz ki...