Dokunacakmış!
Dokun da görelim!
Ülke tepene çöker…
Hani diyorlar ya Bayraktarlar için:
"Kutsal, dokunulmaz hâle getirildi."
"Dokunacağız!"
Hadi dokunun!
Görelim sizi…
Terörist destekçileri de diyorlar ki:
"İHA'ları üretmeyin."
"SİHA'ların üretimini durdurun."
PKK'lıları vuruyor diye istemiyorlar.
Terörü bitirme noktasına getirdi diye istemiyorlar.
Dokunacaklarmış…
Dokunun da görelim!..
O eskidendi.
Yetmiş, seksen yıl öncesi gibi.
Nuri Demirağ olayındaki gibi.
İlk yerli araba olayında olduğu gibi.
Dokundular o zaman.
Durdurdular.
Uçak pistine çukur kazıp uçağı yan yatırdılar.
Uçak fabrikasını kapattırdılar.
Kim bunlar?
Kimler onlar?
Dokunacak olanlar kimler?
Kutsalı dağıtacak olanlar kimler?
İçeriden birileri mi?
Yoksa kolları uzun olan birileri mi?
İçeride adamları olan dışardakiler mi?
Dışarıda olup içeriyi dikizleyen...
Dikizlettiren...
Yönlendiren...
Yöneten birileri mi var?
Yok mu?
Varlar.
Hem de her yerdeler…
İçimizdeler.
Yanımızdalar.
Sağımızda, solumuzda.
Önümüzde, arkamızdalar.
Dokunuyorlar.
Dokundurtturuyorlar.
Kutsallarımıza saldırtıyorlar.
Kullanıyorlar.
Her zaman kullanacakları birilerini buluyorlar.
Ateşe el uzatmıyorlar.
Maşa kullanıyorlar.
İpleri ellerinde kuklaları kullanıyorlar.
Göbek attırıyor...
Bel kıvırtıyor...
Gerdan kırdırtıyor...
Ava çıkmış tilki misali olmadık hokkabazlığı yaptırıyorlar.
Dün Demirağları yok ettiler, bugün Bayraktarları yok etme hesabındalar.
Belki de tehditteler!
Azimliler.
Güçlüler.
Yılmazlar.
Kendilerine oynayacak birilerini hep bulurlar.
Bahane bulurlar hep.
Durdurmak için.
Yaptırmamak için.
Önce "Oyuncak dron" dedirttiler.
Sonra "Çocuk oyuncağı"
Sonra "Uçamaz"
Sonra "Tekerlekleri taşımaz"
Sonra "Fabrikası nerede?"
Sonra "Neresi yerli?"
Sonra "Yalan söylüyorlar…"
Hokkabazlar hep göz boyarlar.
Kendilerine inanan birilerini hep bulurlar.
Taraftar da bulurlar.
Kendilerine inanan, güvenen birileri hep vardır.
Zaten onlar hiç yok olmazlar.
Her yerde, her zaman biterler.
Cambaz ipe çıkınca dolanırlar hep etrafta.
"Cambaza bak cambaza" diye sırıtır, kendilerine öğretilen şarkıları söylerler.
..Ve o arada dokunurlar!
Dokunabileceklerine dokunurlar.
Artık dokundurtmazlar.
Maymun gözünü açtı.
Dokunanı yok sayarlar.
Silerler.
Adını bile anmazlar.
O kadarla bile kalmaz, bütün heveslerini kursağında bırakırlar.
Nasıl mı?
Bir yakın tarihe bakın, bir de yakın tarihte olacak olana bakın.
Bekleyin görün.
Uzak değil yakın...