En büyük siad
‘En büyük siad, BEKSİAD!’
Bebe Çocuk Konfeksiyon Sektörü Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (BEKSİAD) 11. Genel Kurulu’nda başkanlığa seçilen Servet Yılmaz, teşekkür konuşmasında bu iddialı söze imza attı.
Çiçeği burnunda Başkan Servet Yılmaz, bu ifadesiyle kendini de en büyük SİAD’ın başkanı göstermiş oldu.
BEKSİAD’da bugüne kadar karşılaştığımız mütevaziliğin ötesinde olsa elbette yeni Başkan Yılmaz, bu ifadeyi bir motivasyon amacı ve samimi duygularla ifade etti. Fakat yine de biz, büyük siad veya kendisinin deyimiyle en büyük SİAD’ı tartışalım isteriz.
Bu noktada sizler, ‘Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki (AKKM) programda yazacak başka bir şey yok muydu da bunu yazıyorsun?’ diyebilirsiniz.
Şüpheniz olmasın ki gecede yazacak çok şey vardı. Ve kısaca şunları aktarmak isterim:
BEKSİAD’ın 6 Şubat depremi sonrası gösterdiği dayanışma iradesinin takdire şayan nitelikte olduğuna gecede bir kez daha şahit olduk.
8 milyon liraya yakın bir yardım bütçesiyle bölgede yaraların sarılmasına katkı sunan ve özellikle de depremzede vatandaşımızın övgüsünü alan BEKSİAD’ın sektör için de kilit bir rol üstlendiğini tekraren müşahede ettik.
Bu anlamda görevi devreden Başkan Ömer Yıldız’ın şu sözlerini de not ettik: “Salt ekonomik bir dernek olarak kalmadık. Bir yandan ekonomik faaliyetlerimizi yürütürken diğer yandan da medeniyetimizden aldığımız ilhamla sosyal faaliyetlerde de ön saflarda yer aldık.”
Geçmiş yazılarımda, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde sektörün imza attığı UR-GE faaliyetleri ile yakaladığı dış ticaret ivmesine çok kez detaylıca yer verdiğim için genel kurulda konuşmalarla gündeme gelen o çalışmaları tekraren irdelemeyeceğim.
Yalnızca sektörün halihazırda üretim tecrübesi ve gücüyle ihracatta önemli bir potansiyeli olduğunu, sektörün üretim üssü konumundaki Vişne Caddesi’nin Junio Show fuarlarıyla kurumsallaşmasını bir üst evreye taşıdığını söylemekle yetineceğim.
Başlığa çektiğim söze gelecek olursak bu bağlamı, hepimizin fikir, söz ve eylemde tutarlılık içinde olması gerekliliğini anlamlandırmak adına tartışmaya açıyorum.
Belirtmek gerekir ki ülkede ve kentte ekonomik anlamda en büyük değilse bile savunduğu değerler açısından BEKSİAD’ın büyük olduğu kabul edilebilir. Bu çizgide ilerledikçe BEKSİAD zamanla ekonomik olarak da büyükler arasında yer alabilecek potansiyele sahiptir.
Fakat yapılması gereken daha çok iş var. Peki, nedir o işler?
Başlangıçta sektörün her anlamda kayıt dışılıktan arındırılması geliyor.
İkinci olarak sektördeki üreticilerin kurumsallaşması olmazsa olmaz bir mecburiyettir.
Üçüncüsü ulusal ve uluslararası düzeyde markalaşmanın ve özgün tasarımın tesis edilmesidir. Çünkü bu haliyle dahi Vişne’den küresel bir çocuk giyim markası çıkabilir.
Yine sektörde istihdamın sürdürülebilir ve şeffaf olması da şarttır. Rekabetçiliği, ucuz iş gücüne indirgeme ezberinden kurtulmak lazımdır.
E-ticaret ve e-ihracat alanında firmalara yetkinlik kazandırarak mevcut üretim gücü ve kapasitesinin verimli kılınması gerekiyor.
Bir başka konu da üretim koşullarının hem insani hem de çevresel olarak gerekli standartlara kavuşturulması, savunulan değerlerin temsili adına önemlidir.
Ayrıca sektörde haksız rekabetin önüne geçmek ve pazar kaybına uğramamak adına yerli sermayenin gücü de korunmalıdır.
Çarpık yapılaşmanın ve çöküntü alanlarının içinde kalmış Vişne Ticaret Bölgesi’nin alt ve üstyapı ıslahı ise sektör açısından bir prestij konusudur.
Öte yandan sektörün istatistiksel açıdan ölçülebilir bir şeffaflığa eriştirilmesi gerekir. Bugün halen bölgenin istihdamı da ihracatı da enerji sarfiyatı da vergisi de bilinmiyor.
Elbette tüm bu başlıklar tek solukta gerçekleştirilemez. Bir süreç gerekir. İnanıyoruz ki yeni kuşaklar bu tecrübeleri daha ileriye taşıma anlamında sektörün kurucu kuşağından daha cesur ve yenilikçi adımlar atacaktır.
BEKSİAD’ın yeni Başkanı Servet Yılmaz’a da önemli görevler düşmektedir. Yılmaz’ın yenilikçiliğe geçişe uygun bir yönetim ortaya koyması zaruridir. Bu çerçevede BEKSİAD’da ilk defa bir kadının yönetim kurulunda yer alması yenilikçiliğe katkı sağlayacaktır.
Mevcuttaki kabiliyetleri ve kapasitesiyle bu başlıklarda ortaya konacak bilinç ve pratikler, ülke ve kent ekonomisi açısından eşsiz kazanımlar sağlayabilir. Tabi ki tüm bunları BEKSİAD’ın tek başına sırtlaması mümkün değil, kentin ilgili dinamiklerinin de bu konularda üstüne düşeni yapması gerek…
Nihayetinde makineler çalışıyor, geçen 20 yılda bu seviyeye ulaşan BEKSİAD gelecek 20’li yıllarda da bugünün üstüne çıkacaktır. Başkanlar ve yöneticiler için başarı, çıtayı olağan akışın üstüne çıkarabilmekte yatıyor. Bakalım Yılmaz, en büyük SİAD iddiasını eyleme dökebilecek mi?
Bitirirken; ‘Avrupa’da öyle SİAD’lar var ki kendi aralarında kurdukları fonlarla Türkiye’de enerji ticaretinin önemli bir aktörü oluyor’ gerçeğini hatırlayalım.
Bir gün biz de bu vizyona erişirsek hiç şüphesiz en büyüklerin ülkesi oluruz…
Saygıyla…