Erdoğan: "İsrail yönetimi katildir!"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜGVA Gençlik Buluşması programında konuştu. Erdoğan tüm insanlığa eyleme geçme çağrısı yaparak, "Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi katildir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜGVA Gençlik Buluşması programında önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan tüm insanlığa İsrail'in Filistin'deki katliam saldırılarına karşı eyleme geçme çağrısı yaptı.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Gazze'deki zulüm bırakınız kalple buuz etmeyi, dille değiştirme safhasını geride bırakmıştır. Artık İsrail'in soykırım politikasına karşı insanlığın yekpare eyleme geçmesi gerekiyor.

İsrail'e destek ve cesaret veren Amerika ve Avrupa devletleri tarihe geçmişlerdir. Netanyahu yönetimiyle yan yana anılmak bile başlı başına ağır bir cezadır, utanılacak bir ayıptır.

Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi katildir. Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi zalimdir.

ABD ve Avrupa devletleri tarihe kadın ve çocuk katillerinin hanisi olarak kayda geçmişlerdir. Önce bu devletlerin tavırlarını gözden geçirip geri dönmeleri lazımdır. Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi katildir.

'İSRAİL NAZİ KAFASININ BUGÜNKÜ TEMSİLCİSİDİR'

Olup bitenleri gördüğü halde kafasını çeviren, kalbi taşlaşmış herkes bu zulüm düzenine ortaktır. İsrail yönetimi hırsızdır. Filistin halkının binlerce yıldır sahip olduğu evleri, arazileri, tarlaları, mahsülleri ve ağaçlarıyla gasp etmektedir. Bu gasplar İsrail devletinin, polisinin gözetimi altında yürütülmektedir.

Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi yalancıdır. İsrail yönetimi ve yerleşimcisiyle her türlü melaneti işleyen yalancı, kibirli ve kirli bir zihniyetin hakimiyeti altındadır.

Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi faşisttir. Dün üstün ırk iddiasıyla yahudiler başta olmak üzere pek çok kesimi yok etmek isteyen Nazi kafası bugün İsrail yönetimdedir.

Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi tehdittir. İsrail yönetiminin pervasızca yürüttüğü cinayet, zulüm, hırsızlıkları giderek artmaktadır.

Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi korkaktır, tüm büyük zalimler gibi.

Siyonizm adına çocuk ve kadın katliamı yapan İsrail yönetimi de korkaktır. Güçlü olduğunda ceberrut kesilen, korktuğunda hayvandan aşağı konuma inen bu güruh insanlığın kalbindte kendisi için varolan son merhamet kırıntıları da yok etme yolundadır.

Bu ülkede Hamas'a terör iftirası atan İsrail muhiplerine asla inanmayın. Bunlar kifayetsiz muhterislerdir. Pusulasını emperyalistlere çevirmiş, bunlar da yakında tarihin tozlu raflarında kaybolup gideceklerdir. Şayet Hamas terör örgütü olsaydı emin olun herkesten önce kendileri savunur, işbirliği yapar, muhabbet beslerdi. Hamas bunların dediği gibi bir örgüt olsaydı, milletvekilleri her yıl dönümünde ziyaret ederlerdi. Hamas'ın hamiliğini ve avukatlığını bunlar kimseye bırakmazdı.

Hamas bunların iddia ettiği gibi bir örgüt değildir; bilakis direniş hareketidir. Türkiye olarak hiçbir tehdide baskıya boyun eğmeden Gazze'de yaşanan katliamın, Filistin'de yaşayan zulmün sona ermesi için kalbimizle, dilimizle, elimizle her türlü çabayı gösteriyoruz.

Dualarımızda hep Filistinli kardeşlerimizin özgürlüğe kavuşması yakarışı var. Mısır ve Ürdün üzerinden bölgeye yardım ulaştırmak için yoğun gayret gösteriyoruz. Bugüne kadar 37 bin tondan fazla insani yardım malzemesini uçak ve gemilerle bölgeye ulaştırdık.

Kızılayımızın sivil yardım gemisi 3 bin tonluk malzemeyle dün yola çıktı. Gazze'nin Refah sınır kapısından her gün Kızılay TIR'ları Gazze'ye giriyor.

Ayasofya'nın açılması, Taksim'e cami, başörtülü kadınlarımızın haklarına kavuşmaları, dünyanın çeşitli yerlerinde cihat eden kardeşlerimizin zafere ulaşması için somut gündemlerimiz vardı.

Hamdolsun Ayasofya yeniden ibadete açıldı. Taksim'e camimiz yapıldı. Kıyafeti yüzünden mağdur edilen vatandaşlarımız haklarına kavuştu.

"TÜGVA ailesi her alanda dal budak salıyor. Şimdi bu çelik iradeyi daha da yükseltme vaktidir. Her gün yeniden doğarak Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzü kesintisiz sürdüreceğiz.

Gençlerimizin hem manevi, hem ruhani gelişimine destek olarak Cumhuriyetimizin ikinci asrına damgamızı vuracağız. Medeniyetimizi ihya ederek bir büyük atılımı beraberce ihya edeceğiz.

Gençlik gerçekten çok büyük bir lütuf. Kahvehaneleri kıraathanelere dönüştürerek, yurtlarımızı hem ilim hem irfan hem hikmet yuvası haline getirerek, spordan resme, iman varsa imkanda vardır anlayışıyla zorlukları birer birer aşarak mücadeleyi her alanda ve konuda sürdürmeliyiz.

Diploma zarftır elbette kıymetlidir ama asıl olan mazruftur. Gençler sizlerden eğitiminizi sürdürürken mutlaka kişisel donanımınızı da tahkim etmenizi istiyorum. Hayatını sadece evi ve yurdu arasında geçiren, akranlarıyla fikri müzakere yapabilecek beceriye sahip olamayan, ahlaki açıdan da şahsiyetini icra etmeyi dert etmeyen olumlu anlamda varlığını ailesinde, okulunda, arkadaş çevresinde hissettiremeyen bir gençlik bizim için kayıp hükmündedir.

Halbuki biz gençlerimizin her birinin gözünde, yüreğinde özellikle o saklı cevherin ateşini görüyoruz. Damarlarında gezen o enerjiyi hissediyoruz. Yeter ki siz çabanızla, gayretinizle bu potansiyeli harekete geçirme iradesini ortaya koyun.

Bir ülkenin bir milletin en büyük gücü gençleridir. Gençlerinden ümidi kesen bir millet geleceğini kaybetmiş demektir. Biz siyasi hayatımızın her safhasında gençlerimize güvendik, inandık, onlarla birlikte yol yürüdük.

Şimdi tek hedefimiz Türkiye Yüzyılı hedefini başarıya ulaştırmaktır. Böylece gençlerimize çok daha büyük vizyonları hayata geçirebilecekleri büyük güçlü, müreffeh bir ülke emanet edeceğiz."