EYVAH EYVAH

Eyvah eyvah.

Ne kadar üzülsek... 

Ne kadar yansak...

Ne kadar hayıflansak o kadar yerindedir.

Kulaklarımıza inanamıyoruz! 

Duyduklarımız bir feceat.

"Olamaz" diyoruz.

"Bu kadar da olmaz' diyoruz 

"Yalandır” diyoruz.

"Dedikodudur" diyoruz.

"İftiradır" diyoruz.

"Çamur atıyorlar" diyoruz.

"İmkansız" diyoruz.

Diyoruz ama yetkili kurumlar hemen müfettiş yolluyor...

Araştırılması isteniyor.

Bir de bakıyoruz ki doğruymuş.

Kişiler önce takibe alınıyor.

Sonra kameralara yakalanıyorlar. 

Rüşvet çarkı milim milim izleniyor.

Görülüyor ki alt kademe memurdan üst makama dek rüşvet çarkı fırıldak gibi dönüyor...

Çalışıyor.

Paralar geliyor...

Bir elde toplanıyor.

Akşam paylaşılıyor.

Hadi gel de inanma.

Hepsi polis nezaretinde mahkeme salonlarındalar.

İnanılacak gibi değil 

Ama maalesef doğru.

Sonra bir bakıyorsunuz anormal bir iddia.

Ta Güneydoğu'da bir skandal haber.

Yedi milyonluk bir rüşvet iddiası.

Yargı devrede.

Yargı devrede ama şikâyette yargıya

Adalet mekanizması suçlanıyor.

Hayır diyoruz.

Hayır, imkânsız diyoruz.

Olamaz diyoruz.

Bu kadar da olamaz diyoruz.

Ama iddia güçlü HSYK devreye giriyor.

Araştırılıyor.

İftira mı değil mi soruşturuluyor.

Doğru mu diye araştırılıyor.

Aman ne olur yalan olsun.

Aman ne olur iftira olsun.

Aman ne olur gerçek olmasın 

Çünkü eğer bu rüşvet çarkı Adliye’ye de sıçrarsa mahvolduk demektir.

İnanılması zor haberleri duymaya mecalimiz kalmadı artık.

O kadar çok iğrenç ve inanılması zor haberleri duymaya alıştık ki...

Artık bir yerde durulsun.

İnsanlığımızdan utanmayalım.