Fidan kısa ve net konuştu: İsveç fayda mıdır zarar mıdır!

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “(İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e saldırı) İnanç olarak sahip olduğumuz değerler açısından olaya zaten büyük bir tepkimiz var. Fakat diğer taraftan stratejik ve güvenlik değerlendirmesi itibarıyla da söz konusu İsveç’in NATO'ya üye olduğu zaman bunun bir yük mü getireceği, bir fayda mı getireceği konusu artık daha çok tartışmaya açıktır” dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ürdün Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Yurtdışında Yaşayan Ürdünlüler Bakanı Ayman Safadi ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Fidan, “Ürdün’de sağlam dostluk bağlarına dayanan köklü ilişkilerimiz mevcut. Karşılaştığımız sınamaların birçoğu ortak. Bölgesel ve uluslararası pek çok konuda benzer yaklaşımlara sahibiz. Bu nedenle Ürdün’le düzenli istişarelere önem veriyoruz. Sayın bakanla aldığımız karar neticesinde bakanlıklar arası düzenli siyasi istişareleri başlatıyoruz” ifadelerini kullandı.

Küresel bölgesel zorluklara rağmen geçen yıl ticaret hacminin 1 milyar doları aştığını bildiren Fidan, bu ivmeyi artırarak sürdürmeyi hedeflediklerini aktardı.

İİT İcra Komitesi’nin İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e yönelik yapılan saldırının ardından acil olarak toplandığını hatırlatan Fidan, “Filistin davası ve Mescid-i Aksa başta olmak üzere kutsal mekanların statüsü konularında tam bir fikir birliğimiz mevcut. Haşimi hanedanın Kudüs’teki kutsal mekanları himaye rolünü önemsediğimizi ve desteklediğimizi değerli kardeşime ilettim. Son günlerde Filistin’de yaşanan gelişmeleri yakından izliyoruz. Masum Filistinli kardeşlerimize yönelik baskılar ve yerleşimcilerin saldırıları bir an evvel durmalıdır. Bütün bölgenin iyiliğine olan bu görüşlerimizi açık ve şeffaf bir şekilde İsrail makamlarına da iletiyoruz” diye konuştu.

Ürdün Dışişleri Bakanı Safad ise Türkiye ile Ürdün’ün ilişkisinin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, “Bu ilişkiler sadece ortak çıkarlarımız için değil bütün bölge için önemlidir ve yararlıdır. Bu iş birliğini artırmak için bölgesel konular konusunda koordinasyonu eş güdüm halinde artırmayı düşünüyoruz, çaba harcıyoruz. Pratik bir şekilde nasıl bir adım atabiliriz bu ilişkileri gerçekleştirmek için. Sadece kültürel alanda değil aynı zamanda ekonomik ve diğer alanlarda geliştirme çabası içerisindeyiz” dedi.

Görüşmelerinde Filistin konusunun da konuşulduğunu aktaran Bakan Safad, “İşgal altındaki Filistin topraklarındaki bu saldırıların hemen durdurulması uluslararası camianın hızlı karar almasını hem gerginliğin hem de şiddetin durmasını istemekteyiz. Bu saldırılar bildiğiniz gibi öyle bir zaman da oldu ki İsrail, işgali meşrulaştırma çabalarına denk gelmektedir. Toprakları istimlak etmektedir” diye konuştu.

Mısır - Türkiye karşılıklı büyükelçi atamasına ilişkin gelen soruyu yanıtlayan Bakan Fidan, “Biliyorsunuz Türkiye ve Mısır bölgelerinde güçlü iki kardeş ülkedir. Tarihi, coğrafi, kültürel, stratejik ve inanç bağlarından dolayı bu iki önemli ülkenin birbirlerinden ayrı kalma lüksü yoktur. Bu perspektiften hareketle iki ülke sayın cumhurbaşkanlarının iradeleriyle bildiğiniz gibi birkaç yıl önce bir süreç başlatıldı. İlk aşamada istihbarat diplomasiyle bu süreç yürütüldü. Burada istihbarat başkanlarını belli aralıklarla bir araya geldiler. Konuyu bir noktaya taşıdılar. Daha sonra dışişleri heyetleri devreye girdi. Ve en son noktada bildiğiniz gibi Kasım 2022’de bir vesileyle Doha’da bulunan Sayın Cumhurbaşkanı bir araya geldiler ve buradan da alınan kararlar neticesinde daha sonra dışişleri bakanları bir araya gelerek konuları ilerlettiler. Bugün aldığımız ortak kararla Mısır ve Türkiye olarak karşılıklı büyükelçilerimize atıyoruz. Bu geldiğimiz aşamada da normalleşme çalışmalarında artık önemli bir aşamayı da geride bırakmış olduk. Bundan sonra ilişkilerimiz siyasi, ekonomik ve diğer bütün alanlarda büyük bir hızla ilerlemeye devam edecek” ifadelerini kullandı.

İsveç’te Kur’an- Kerim yakılmasının sorulması üzerine Bakan Fidan, şunları söyledi:

“Özellikle İsveç'te bu türden eylemlerin kamu koruması altında yapılması, polis koordine altında yapılması çok daha düşündürücü bir olay. İsveç'in NATO'ya üyeliğinin tartışıldığı günlerde İsveç güvenlik sisteminin provokasyonları engellemeye yetmeyen bir yapıda olması ve NATO'ya daha fazla güç değil, sorun getirir bir görüntü çizmesi açıkçası stratejik açıdan güvenlik açısından da bizi düşündürüyor. İnanç olarak sahip olduğumuz değerler açısından olaya zaten büyük bir tepkimiz var. Fakat diğer taraftan stratejik ve güvenlik değerlendirmesi itibarıyla da söz konusu İsveç’in NATO'ya üye olduğu zaman bunun bir yük mü getireceği, bir fayda mı getireceği konusu artık daha çok tartışmaya açıktır.”

İsveç tarafının Finlandiya'da olduğu gibi yükümlülüklerini yerine getirmesini beklediklerini belirten Fidan, şöyle devam etti:
“Biz prensiplerle hareket ediyoruz. İsveç eğer gayretlerine devam eder, ev ödevini yerine getirirse tıpkı Finlandiya örneğinde olduğu gibi her zaman için başka alternatifler de mevcut. Ama terörle mücadele zaten başlı başına İsveç için bir problem alanıyken kutsal değerlere hakaret edilmesine izin veren bir atmosferin olması, İsveç'teki güvenlik sisteminin algısının bu provokasyonlara engel teşkil edecek bir mekanizma üretememesi ve önleyememesi açıkçası bizi daha da fazla düşündürüyor.”