G20'de Erdoğan son noktayı koydu... Batı üç maymunu oynuyor
Hindistan'daki G20 Zirvesi'nin sona ermesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin Sıfır Atık projesinin G20'de önemli bir yer bulduğunu söyleyen Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşında her iki tarafı da masada topladığına dikkat çekerek tahıl krizinin çözümü konusuna değindi. Erdoğan, mülteci kriziyle ilgili "Denizler mülteci mezarlığı oldu. Yerinden edilenler ülkelerine dönüşleri sağlanmalı" dedi. Batı'da artan İslamofobi'ye de tepki gösteren Erdoğan, "Bu barbarlık karşısında üç maymun oynanıyor. Polis korumasında Kuran-ı Kerim yakılması nefret suçudur. Kimse buna sessiz kalmamızı bekleyemez" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin açıkladığı Orta Vadeli Program'a uluslararası yatırımcılar tarafından ilgi gösterildiğini ifade eden Erdoğan, "Uluslararası yatırım artacak. Güçlenen Türkiye gerçeği anlaşıldı" diye konuştu. Erdoğan ayrıca "Bizi 50 yıldır AB üyesi ülkeler hep oyalamıştır, bugün de oyalıyorlar. Oyalasalar da oyalamasalar da Türkiye Türkiye'dir, biz yolumuza devam ederiz" diyerek AB'ye sert çıktı.
Hindistan'daki G20 Zirvesi'nin sona ermesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına Fas'ta meydana gelen şiddetli depremde hayatını kaybedenlere başsağlığı dileklerini sunarak başlayan Erdoğan Türkiye'nin tüm imkanları ile Fas'a yardıma hazır olduğunu vurguladı.
"Kıymetli basın mensupları, sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla selamlıyorum. Öncelikle dün Fas'ta meydana gelen şiddetli depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ülkem ve milletim adına tüm Fas halkına geçmiş olsun diliyorum.
'Elimizi taşın altına koyuyoruz'
G20 liderler zirvesini Hindistan'ın ev sahipliğinde tamamlamış bulunuyoruz. Dönem başkanlığı görevini başarı ile icra eden Hindistan'ı tebrik ediyorum. Bu seneki temamız tek dünya, tek aile ve tek gelecek idi. Çevre sorunlarını istişare ettik. İklim değişikliği biyolojik çeşitlilik özellikle de bunun kaybı, gezegen krizi etkisini daha fazla hissettiriyor. Orman yangınlarından sel felaketlerine kadar geniş bir yelpazede bunun yıkıcı sonuçlarını zaten görüyoruz. Dünyamızın ortak geleceğini etkileyen bu meselelerde elimizi taşın altına koyuyoruz."
'Erezyonla mücadelede dünyada lider ülkelerden biriyiz'
"Paris İklim Anlaşması, Net Sıfır Emisyon projeleriyle en fazla katkıyı yapan ülkeler arasındayız" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti;
"Yenilenebilir kurulu güç bakımından Avrupa 5. dünya 12'insiyiz. Enerji anlamında yaptığımız yatırımlar yıllık 90 milyon ton sera gazı emisyonunu engelledi. Hedefimizi iki katına çıkardık. Erezyonla mücadelede dünyada lider ülkelerden biriyiz. Daha yeşil, daha temiz, daha yaşanır bir dünya için çalışıyoruz."
'G20 bildirgesinde Sıfır Atık projelerinin önemine dikkat çekildi'
Erdoğan, "Eşim Emine Erdoğan öncülüğünde gerçekleştirdiğimiz Sıfır Atık projemiz 5 uluslararası ödüle layık görüldü. Küresel bir harekete dönüştü. G20 bildirgesinde Sıfır Atık projelerinin önemine dikkat çekildi" dedi.
'Denizler mülteci mezarlığına döndü'
"İnancımız, kültürümüz ne olursa olsun hepimiz 8 milyarlık bir ailenin ferdiyiz" diyen Erdoğan şu açıklamalarda bulundu:
"Açlıktan çocukların öldüğü, denizlerimizin hızla devasa bir mülteci mezarlığına dönüştüğü, savaşlar dolayısıyla milyonların evlerini terk ettiği, insan hayatının değersizleştiği bir dünyada hiçbirimiz kendimizi güvende hissedemeyiz.
'600 bine yakın Suriyeli güvenli, gönüllü şekilde vatanına geri döndü'
Yerinden edilenlerin ülkelerine dönüşü sağlanmalı. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Milli gelire oranla dünyada en fazla yardım yapan ülkeyiz. 4 milyon mağdura sahip çıkıyoruz. Suriye'nin kuzeyini terörden temizleyerek insanları göçe zorlayan asıl nedenleri kaynağında ortadan kaldırıyoruz. 600 bine yakın Suriyeli güvenli, gönüllü şekilde vatanına geri döndü. İnşallah daha da artacaktır."
'Rusya-Ukrayna savaşını sonlandırmak için yoğun çaba harcıyoruz'
Rusya, Ukrayna savaşını sonlandırmak için yoğun çaba harcadıklarına vurgu yapan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstanbul sürecinden esir takaslarına, Karadeniz girişimlerine pek çok diplomatik hamleye imza attık. Karadeniz girişimi çerçevesinde 33 milyon ton tahıl uluslararası piyasalara ulaştırıldı. Girişim sayesinde gıda krizinin daha fazla derinleşmesinin önüne geçtik. Pazartesi günü sayın Putin'in daveti üzerine Soçi'ye yaptığım ziyarette bu meselesi enine boyuna konuştuk. Rusya, Katar ve Türkiye olarak gıda sıkıntısı çeken Afrika ülkelerine yönelik 1 milyon ton tahılın işlenerek ulaştırılmasına önem veriyoruz. Tahıl meselesinde Rusya'yı dışlayan bir sürecin sürdürülebilir olma ihtimali çok düşüktür."
"Ülkemizin tüm bu çabalarından takdirle bahsedildi"
Bugüne kadar Montrö'yü titizlikle uygulayarak, taraflarla diyalog halinde kalarak böyle bir duruma mahal vermedik. Küresel gıda güvenliğine katkı için gıda güvenliği çalışma grubunu toplayacağız. Gerek Rusya, gerek Ukrayna gerekse BM ve uluslararası toplumla yakın temas içinde olmayı sürdüreceğiz. Zirve bildirgesinde ülkemizin tüm bu çabalarından takdirle bahsedildi. Afrika Birliğinin BM'ye üyeliği ülkemizin güçlü desteği ile karara bağlandı. Tüm Afrikalı kardeşlerimizin G20 üyeliğinin hayırlara vesile olmasını diliyorum, kendilerine aramıza hoş geldiniz diyorum.
Batı'da Müslümanları hedef alan saldırılar: 'Tahammül sınırlarını aştı'
Müslümanları hedef alan saldırılar kimi batı ülkelerinde artık tahammül sınırlarını aşmış, bazı yerlerde nefret furyasına dönüşmüştür. Demokrasi ve insan hakları savunuculuğu yapan ülkelerin çoğu barbarlık karşısında 3 maymunu oynamaktadır. İnsanlığı ortak geleceği adına imlam düşmanlığının yükseldiği tüm ülkelerin daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuat gereği bir açık varsa giderilmelidir, kanun gerekiyorsa süratle yapılmalıdır. Dost acı söyler prensibinden hareketle hakikatleri tüm açıklığı ile söylemeyi görev biliyoruz. Başta BM olmak üzere üyesi bulunduğumuz tüm platformda bu konuyu gündeme getiriyoruz.
'Kutsal kitaplara saldırı G20 bildirgesinde de kınandı'
İnsanlığı ortak geleceği adına imlam düşmanlığının yükseldiği tüm ülkelerin daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuat gereği bir açık varsa giderilmelidir, kanun gerekiyorsa süratle yapılmalıdır. Dost acı söyler prensibinden hareketle hakikatleri tüm açıklığı ile söylemeyi görev biliyoruz. Başta BM olmak üzere üyesi bulunduğumuz tüm platformda bu konuyu gündeme getiriyoruz. Kimi ülkelerin bu eylemler karşısında çeşitli idari ve hukuki tedbirler aldığını görüyor bundan memnuniyet duyuyoruz. Kutsal kitaplara saldırı G20 bildirgesinde de kınanmıştır.
"Türk demokrasisinin gücünü seçimlere olan rekor katılımla gördük"
Yüzde 90'ları bulan rekor katılımla gerçekleşen 14-28 Mayıs seçimlerimiz, Türk demokrasisinin gücünü ve milletimizin iktidarımıza olan güvenini gördük. OVP hem içerde hem de yurt dışında takdirle karşılandı. Dünya Bankasından yapılan açıklama bunu gösteriyor. 18 milyar dolarlık yeni bir yatırım paketini eklediler. Ülkemize yönelik ön yargılar kırıldıkça yeni kurumlar da eklenecektir. Uluslararası yatırımların daha da arttığını hep birlikte göreceğiz. Türkiye Yüzyılı hedefimizden asla kopmayacağız.
Orta Vadeli Program: Yatırımların arttığını göreceğiz
"Dünya Bankası tarafından yapılan açıklama Türkiye ekonomisine duyulan güvenin bir tezahürüdür. Dünya Bankası grubu 17 milyar dolarlık paketin üzerine 18 milyar dolarlık yeni bir yatırım paketi ekledi. Bankanın önümüzdeki 3 yıl içinde planladığı yatırım büyüklüğü 35 milyar dolara ulaşacak. Ekonomimizdeki başarılarla birlikte uluslararası yatırımların arttığını hep birlikte göreceğiz. 6 Şubat depremlerinin yaralarını sararken, Türkiye yüzyılı hedefimizden asla kopmayacağız. İki günlük zirve boyunca pek çok ikili görüşme gerçekleştirdik. Japonya Başkanı, Brezilya Devlet Başkanı, Abu Dhabi Emiri, Kore Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Almanya Federal Cumhuriyeti Başkanı, Mısır Cumhuriyeti Başkanı, S. Arabistan veliaht prensi Salman, AB Konseyi Başkanı, Dünya Bankası Başkanı ile son derece verimli görüşmelerimiz oldu."
'Afrika ülkelerine yönelik bu adımlarımızı atmaya devam edeceğiz'
"Bu koridorla ilgili çalışmamızda Körfez ülkeleri buna dahil, Irak buna dahil, ve Türkiye üzerinden böyle bir koridorun açılmasıyla Körfez'i Basra'dan Avrupa'ya bağlayan bir koridor, bu koridorla ilgili özellikle de Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Türkiye burada hassas davranıyoruz, süratle de bu projeyi hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz. Şu an itibarıyla Dışişleri Bakanlarımız, Ulaştırma Bakanlarımız müşterek bir çalışmanın içerisine girerek bunu birkaç ay içerisinde uygulamaya geçirmenin gayreti içinde olacağız.
Doğrusu ben bu eleştirilere katılmıyorum. 33 milyon ton Rusya, şu ana kadar Karadeniz koridorundan tahıl ithali yaptı, fakat burada bir gerçek var. Bunun yüzde 44'ünü Batı aldı, yüzde 14'ü bize geldi, yüzde 14'ü Afrika ülkelerine gitti. Sayın Putin'in ısrarı Batı bize verdiği sözleri tutmadı diyor. Fakir Avrupa ülkelerine biz bu tahılı gönderelim. Sayın Putin'in görüşmede ısrarla üzerinde durduğu fakir ülkelere bu tahılı gönderme, biz de aynı şekilde düşünüyoruz, Katar aynı şekilde düşünüyor. Bu şekilde bu süreci işletmekten yanayız. Bu konuda Sayın Putin'in şimdilik 1 milyon tonu kabullendi. Sayın Lavrov ile yaptığım görüşmede ifade ettim. 1 milyon tonu bu şekilde bırakmayalım, bunu artırmanın gayreti içerisinde olalım. Fakir Afrika ülkeleri buraya bakıyor.
Biz de telefon diplomasiyle çalışmalara devam edeceğiz. Dışişleri Bakanım süreci takip edecek. Biz fakirlikle mücadelede Afrika ülkelerine yönelik bu adımlarımızı atmaya devam edeceğiz.
Karabağ'daki provokasyonlar: Yarın Paşinyan'la görüşeceğim
Bununla ilgili de sayın İlham Aliyev ile görüşmeler yaptım. Görüşmeden sonra da yarın büyük ihtimalle sayın Paşinyan ile de görüşmem olacak. Tabi bölgeyi sükûnete davet etmekten başka çaremiz yok. Fakat burada özellikle Karabağ'da şu anda atılan adımlar doğru adımlar değil, bunu kabullenmek mümkün de değil, AB üyesi ülkeler de bunu kabullenmiyor. Yarın yapacağımız görüşmede sayın Paşinyan'a da bu konuda uyarı yapmalarını ve kesinlikle böyle bir seçimi kabullenmenin mümkün olmadığını onlara da ifade edeceğiz. Şu ana kadar görüştüğümüz dost, batılı ülkeler vs. Seçimi kabullenmiyorlar. Bu olacak bir iş değil, kabul edilebilecek bir seçim değil.
'F-16 meselesini İsveç'e bağlamaları doğru değil'
Burada da sayın Biden ile bir görüşmemiz ayaküstü olsa da oldu. F-16 konusunu da görüştük. Tabi F-16 konusunda maalesef dostlar işi alıyorlar götürüyorlar, İsveç de İsveç diyorlar. Bu şekilde yaklaşım bizi ciddi manada üzmektedir. Böyle dendiği zaman benim vereceğim bir cevap var. Siz her şeyi kongre kongre diyorsunuz, benim de kongrem var. Benim kongrem neresi TBMM, TBMM'den bu tür karar geçmediği sürece benim evet demem mümkün değil. Tek başıma karar verecek noktada değilim, Meclis'imden geçmesi lazım. İsveç'in üzerine düşen görevleri yerine getirmesi lazım, üstüne düşen görevleri yerine getirmediği sürece ben Meclis'imin vereceği kararı beklemek durumundayız.
Deprem bölgesinde son durum
Depremzedelerin bir an önce konutlarına kavuşabilmesi için çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Hedefimiz köy evleri, normal konutlar bunları 1 yıl ile 2 yıl içerisinde tamamlamak. Şu anda ilgili bakan arkadaşım ekipleri ile bu çalışmaları sürdürüyor. Dikey mimari değil daha çok yatay mimari ile bu konutları yapacağız.
'50 yıldır Avrupa Birliği bizi oyaladı'
Avrupa Birliği (AB) meselesini tabi ki görüştük. Charles Michel'in bu konuda tek başına karar verme yetkisi yok. AB ülkeleri bizi bu konuda 50 yıl oyalamıştır. Hala da oylamaya devam ediyor. Sonuç olarak Türkiye olarak biz yolumuza devam ederiz.
'Beş tane üyenin iki dudağının arasına dünyayı sıkıştırmayalım'
Tabi, Hindistan gibi bir ülkenin orada bulunmasından iftihar ederiz. Biliyorsunuz dünya 5'ten büyüktür. Dünya 5'ten büyüktür derken burada sadece Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, 5 ülke olsun istemiyoruz. Şu anda gerek daimi üyeler, gerekse geçici üyeler madem ki bundan 5+15 biz diyoruz ki tamamı burada daimi üye olsun. Dönüşümlü olsun ve dünyada şu anda mevcut BM'deki 195 üyenin hepsini daimi üye yapacak hale gelelim dönüşümlü olarak. Madem ki dünya 5'ten büyüktür burada hepsi daimi üye olmak sureti ile bunun tadını alsın. 5 tane üyenin iki dudağının arasına dünyayı sıkıştırmayalım. Tüm dünyada BM'de şu anda bulunan ülkeler daimi geçici ayrımına tabi olmadan burada daimi üye olursa inanıyorum ki tüm dünya bundan mutluluk duyacaktır.
ETİKET : bursaasayişgündemsıcakhabersiyasetçevre