Gazze'de sağlıkçı olmak çok zor
Gazze'deki insanlık dramı, yaşamın her köşesine etkisini bırakmış durumda. Sağlık çalışanları her gün yüzlerce yaralı ve ölü ile karşılaşıyor, yakınlarının da o kişiler arasında olmasından korkuyor.
“Çalışmaya gidiyordum. Teyzemin, kocasının ve oğullarının şehit olduğunu öğrendim ve şok oldum. Üç kızı yaralanmıştı. Onları gördüğümde mahvoldum. Ancak devam edip daha güçlü olmak zorunda kaldım.” Bu kelimeler, Gazze Şeridi'nde faal durumda olan sayılı hastanelerden biri, Han Yunus Hastanesi’nde çalışan bir hemşireye ait.
Her gün yüzlerce Gazzelinin İsrail hava saldırılarında can verdiği şehir en korkunç insanlık trajedilerine ev sahipliği yapıyor. O trajedilerden bazıları sağlık çalışanların başına geliyor.
Saldırılarda yaralanan binlerce Gazzeli, canlarını sağlık çalışanlarına emanet ediyor. Ailelerini bırakıp günlerini hastanede geçiren sağlık çalışanları, yakınlarının haberlerini yaşanan acının tam kalbinde alıyor. “Bir meslektaşım bana kız kardeşimin evi hava saldırısında vurulduğu haberini ben yaralılara bakarken verdi. Kafam karıştı, nerede olduğunu sormaya başladım. Bana onun ve çocuklarının şehit olduğunu söylediler. Baktığım yaralılar bizim mahallede yaşayan insanlar. Onun evi tamamen dümdüz olmuştu. Mahvoldum, ne yapacağımı bilemedim. Doktorlardan bazıları bana hala enkazın altında olduğunu söyledi, bazılarıysa morga götürdüklerini. Morga gittim, yaralar o kadar ağırdı ki yüzlerini tanıyamadım.”Han Yunus Hastanesi’nde çalışan hemşirelerin ortak bir korkusu var. O korku, her gün karşılaştıkları binlerce ölü ve yaralıdan birinin yakınları çıkması. “Hastanedeyken hep yaralılar ya da ölüler arasında akrabalarımızı göreceğimizden korkuyoruz. Belki bir sonraki sefer oğlum ya da ebeveynlerim olabilir diye. Gerçekten çok zor. Bunun yüzünden yeterli uyku bile alamıyoruz. Zihnimiz sürekli meşgul.”