Geçmiş olsun

Geçmiş olsun.

Zarar ziyan çok.

Arkası arkasına gelen sağanaklar Bursa’mızı rehin aldı adeta.

Hem Bursa hem Mudanya yağmura teslim oldu.

Kısa süreli ama tahribatı yüksek olan bir afetti yaşadıklarımız.

Özelliklede şehir terminaline düşen yıldırım.

Allah korudu.

Felaket olabilirdi.

Ancak, insanlık dünya’nın her tarafını bozunca…

Denizleri, nehirleri, dereleri, gölleri, dağları, bayırları, ovaları bozunca dünya doğası şimdi adeta bizden intikam alıyor.

Ve diyor ki bas bas bağırarak:

“Ben dünya idim, üzerimde yer, içer, gezer ,tozar, dolaşırdınız…

Sonra sanayileşmeyi keşfettiniz, ardından beni, dünyamı ısıttınız…

Havamı bozdunuz, dünya varlıklarımı kirlettiniz…

Yetmedi ormanlarımı yaktınız, kestiniz, beni bitirdiniz...

Bulutlarım böyle değildi eskiden, şimdi kara kara bulutlar sel felaketi yapacak yağmurları yağdırıyor...

Alın işte, ne olacak şimdi” diyor bize, biz insanlara isyan ediyor dünya.

Ne zaman nerde nasıl bir felaket geleceğini bilemez olduk.

Hava tahmin raporları her ne kadar “Tahmin” yapsa da felaketin derecesini bilemiyor.

Şu Mudanya’nın haline bakın.

Ya Mudanya da deniz olmasaydı?

Dağ başlarına dek çok katlı binalar yapıldı.

Yapılması için ruhsatlar verildi.

Maazallah, yarın daha kuvvetli ve daha uzun süreli bir yağmur yağsa o binaların tabanındaki  toprak kaymalar yaşanırsa ne olacak?

Olmadı mı bunlar?

Bursa merkezde Uludağ eteklerinde yaşanmadı mı?

Artık şehirlerin, ilçelerin kanalizasyon boruları yeniden elden geçirilmeli…

Daha çok taşkınların olabileceği varsayılarak yeni baştan daha geniş yapılmalı.

Mazgal kapakları daha  geniş ve daha derin yapılmalı.

Ve Bursa ile Mudanya dahil sel sularına hazırlıklı olmak için üzeri demir ızgaralarla örtülü geniş dereler yapılmalı ki sağanak yağmurlarda sular sele dönüşmeden derelere aksın.

Allah daha büyük felaketlerden bizleri korusun.

Çok çok geçmiş olsun.