Gidişat nereye?

İsrail, İran konsolosluğunu bombalamıştı iki hafta önce.

Büyükelçileri öldürmüştü.
Neden yapmış bunu?
Canı istemiş!
Bir yerleri bombalaması, vurması lazımmış!
İran'ı seçmiş.
Kendince bir bahane ile bir gece ansızın gitmiş, bombalamış, dönmüş gelmiş.
İyi ama orası Suriye’deki İran toprakları sayılıyordu!
Olabilir.
Ne var yani?
Bu sorun mu İsrail için?
İsrail dilediğini yapar.
Bombalar, katliam yapar, soykırım uygular, aç bırakır, susuz bırakır, açlığa mahkûm eder.
Bu İsrail için olduğu kadar; Batı veya diğer anlatımla Hristiyan dünyası için anormal bir durum değil ki.
O öldürülenler, bombalananlar, açlığa mahkûm edilenler Müslüman değiller mi?
Evet, Müslümanlar.
Öyleyse onlara her türlü ceza, eza uygulanabilir.
Önemli değildir.
Yeter ki öldürülenler Yahudi ve Hristiyan olmasınlar.
Bunda anlaşılmayacak bir durum var mı?
Yok.
İsrail bombalarsa haklıdır.
Bir bildiği vardır.
Boş yere bunu yapmaz.
Ammaaaa....!
Eğer İsrail bombalanırsa!
Bakın işte, bu olmaz.
Hemen bir araya gelirler, toplanırlar.
Kınarlar, suçlarlar, tepki verirler.
Sonra da "İsrail'in cevap hakkı doğmuştur" derler.
Kim ne yapabilir?
Hiç kimse bir şey yapamaz.
İsrail yaptıysa haklıdır.
Yapıyorsa yeridir.
Başka kim aynısını yaparsa ve özellikle de İsrail'e karşı yaparsa suçludur.
Cezalandırılmalıdır.
Var mı buna itirazı olan?
Yok!
Olsa bile ne yazar ki.
Her şey, herkes bir yana; İsrail bir yana.
Öyle değil mi?
Terör devletiymiş.
Terörist devletmiş.
Bunu biz diyoruz.
Başka diyen var mı?
Hayır!
Zaten başkaları diyemezler ki.
Desinler de görelim.
Ayrıca, bunu diyen Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan değil de başka bir lider olsaydı onu şimdiye dek çiğ çiğ yemişlerdi.
Erdoğan'a diş geçiremiyorlar.
Bizden çekiniyor, ürküyorlar.
Bakalım bu durum nereye dek sürecek...