Gidişat oraya doğru!..
Amerika açıklama yapıyor:
"Savaşı biz başlatmayacağız.”
İran bunu duyunca durur mu?
O da açıklama yapıyor:
"Savaşı başlatan biz olmayacağız."
Danışıklı dövüş.
Hadi, sizi göreyim.
Başlatın da ne oluyor görün!
Başlatmak yürek ister.
Sıkar biraz.
Cesaret ister.
Gücünüz olabilir.
Silahlarınıza güvenebilirsiniz.
Savaşların kazananı olmaz.
Sonucuna katlanan yine siz olursunuz.
Halkınız olur.
Perişan olursunuz.
Amerika İsrail'e destek vermeye devam ediyor.
Barışa rest çekiyor.
Sürekli BM’de veto ediyor.
Yani "Soykırıma devam et, ben yanındayım" diyor İsrail'e.
O da bildiğini, kafasına koyduğunu yapmaya devam ediyor.
Çünkü dünya çaresiz.
Öldürmelerin önüne kimse geçemiyor.
Çaresizlik var ama yok!
Çare olmak istemeyenler var.
Filistinlilerin soyu kurutuluyor.
"Vah vah vah" diyor izliyoruz.
Film izler gibi canlı yayınla ölümleri izliyor, kahroluyoruz.
İsrail askerleri Müslüman kadınlara sürekli tecavüz ediyor.
Genç kızlara tecavüz ediliyor.
Canlı canlı süngüyle genç erkekler defalarca süngüleniyor.
Bıçaklanıyor.
Çocuklar keyif için öldürülüyor.
Bilgisayarda savaş oyunu oynuyor gibiler.
İzliyoruz.
Çaresizlikten içimiz içimizi yiyor.
İsrail bunu biliyor.
İslâm ülkelerinin pasifliğini biliyor.
İran'ın blöf yaptığını biliyor.
Kendi kendine kabadayılık tasladığını biliyor.
Amerika ile savaşamayacağını biliyor.
İsrail ile savaşamayacağını biliyor.
Onlar da on binlerce Filistinliyi öldürmeye doymuyor.
Kana doymuyor.
Sadistliğe doymuyor.
Ramazan ayında Refaha saldırıp masum insanları katledecek.
Yıllardır zaten her ramazan ayında Müslümanlara Mescid-i Aksa’da zulmediyordu.
Bu kez öldürerek mübarek ayda soykırıma devam edecek.
Daha dün BM’de Amerika, "İsrail'in soykırım yaptığına inanmıyorum" demedi mi?
Dedi.
İsrail bundan cesaret almaz mı?
Alır ve ölüm kusmaya devam eder.
BM çaresiz izler.
Dünya çaresiz bakakalır
İnsanlık çaresiz seyreder.
Yürekler Filistinlilere yapılanlara kan ağlıyor.
Hepimiz öyle bir acı çekiyoruz ki...
Tarifsiz.
Bazen diyorum ki "Bir savaş çıksa da dünya İsrail'in üzerine yürüyüp silip süpürse..."
Sanırım gidişat oraya doğru.
Allah'ın dediği olur!
Olacak!..