Gün doğmadan
Kıymetli okur, Gazze’de yaşanan dram size de insanlığın yerinde saydığını düşündürmüyor mu?
Soylu ifadelerle yutturulan ‘ilerleme’ kurgusu, bir safsata değil de ne?
Gelişimi, modern insan tipinin hayat pratiklerine indirgeyen paradigma artık iflas etmedi mi?
İnsanlık adına savunulan değerler birikiminin, çıkarlar uğruna iğfal edildiğini görmüyor muyuz?
O çağdaş, medeni, gelişmiş, modern, ileri insan nerede?
Bunlara kafa yorunca herhalde hepimizi, bir karamsarlık akımı tesiri altına alıyor.
Ama büyüklerimiz ne güzel demiş, gün doğmadan neler doğar!
Umudu kaybetmemek belki de daha önemlisi umut olmak gerek.
Salı akşamı bir umuda tanık oldum.
Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde (AKKM) ‘Gün Doğmadan’ adlı bir oyun oynandı.
Büyükşehir Belediyesi Basın ve Yayın Şube Müdürü Fatih Ören davetiyle ben de oradaydım.
Filistinlilerin haklı direnişini konu alan oyuna ilgi o kadar yoğundu ki kalabalıklar salona sığmadı.
800 kişilik Orhangazi Salonu’nun merdivenleri dolu, kapı önü tıkalı, fuaye insan kaynıyordu…
Çoğunluğu gençler ve kadınlardan oluşan katılımcı profili, etkinliğin yalnıza bir tiyatro olmadığını ortaya koyuyordu.
Salon önünde Filistin yararına stantlar kurulmuş kitaptan kıyafete satış yapılıyordu.
Kuruculuğunu Yazar Yusuf Kaplan’ın yaptığı Medeniyet Tasavvuru Okulu (MTO) tarafından sahnelenen oyun öncesi kürsü hitapları gerçekleştirildi.
Büyükşehir Belediyesi’nin v sahipliğinde gerçekleştirilen etkinliğe katılanlara seslenen Başkan Alinur Aktaş, oyunun temasıyla bağdaşık bir konuşmaya imza attı.
İsrail’in Gazze’de katliam yaptığını vurgulayan Aktaş, şunları söyledi:
“İsrail, orantısız güç kullanarak savaş uçaklarıyla, füzelerle, bombalarla savaş suçu işliyor. İnsanlık adına utanılacak bu durum, dünyanın gözleri önünde yaşanmasına rağmen bu vahşete uluslararası topluluklar ve birçok ülke seyirci kalıyor. Ayrıca Filistin'de yıllardır, bir milletin topraklarından, evlerinden, hatıralarından zorla, baskıyla, zulümle, işkenceyle, eziyetle koparılmasına şahit oluyoruz. Kendilerine ‘yerleşimci’ diyen İsrailliler, Filistinlilerin evlerine ve topraklarına göz dikti. ‘Yerleşim’ kisvesi altında uygulanan istila ve işgal hareketi insanlık suçudur. Çok uzak bir vakitte değil, yüzyıl önce oradaydık. Çanakkale'de birlikteydik, omuz omuza mücadele ettik. Biz aynı kadere iman etmiş ümmetin fertleriyiz. Nerede mazlum ve mağdur varsa biz oradayız. Bundan dolayı Filistin de bizim meselelerimizdendir. Bizim derdimiz, katliamlar dursun, masumlar ölmesin, insanlar evlerinden zorla çıkarılmasın. Bu yara kapanmadıkça, bu zulüm sona ermedikçe, bu katliam bitmedikçe bizler de sesimizi en yüksek perdeden duyurmaya devam edeceğiz.”
Başkan Aktaş’ın ardından Yusuf Kaplan, katılımcılara hitap etti:
“Batı, sürekli demokrasi, insan hakları diyor. Hani nerede? Gazze, batının mezarı olmuştur. Gazze, sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın haysiyetini koruyor. İnsanlığın onurunu en zor zamanlarda bile sadece Müslümanlar koruyabilir. Şuan Gazze’yi kurtarmak için hiçbir şey yapamıyoruz. İnanın böyle giderse Gazze bizleri kurtaracak. Kudüs özgürleşmeden, bizlerde özgür olamayız. Geleceğimizi kurtaracak işlere imza atmalıyız. Bursa, Türkiye’nin en önemli manevi merkezlerinden birisidir. Bursa, Osmanlı’nın ruhudur. Bursalıların, bu tiyatro oyununa sahip çıkması da takdire şayandır. Filistin ve Kudüs meselesinde bilinç oluşturacak şekilde anlatıyoruz. Tarihin akışını yeniden bizler şekillendireceğiz.”
***
Kaplan’ın dediği gibi belki şuan Gazze’yi kurtarmak adına hiçbir şey yapamıyoruz ama Türk toplumunun, Gazze’ye yönelik insani ve vicdani değerleri savunmak adına sergilediği tavrın yüksek bir karakter temsili olduğunu düşünüyorum.
Evet, dünyanın çeşitli ülkelerinde İsrail vahşetine yönelik protestolar oluyor. Ancak hiçbiri ülkemizdeki gibi bir irade beyanı ve duruşuna dönüşmüyor.
Nihayetinde Türkiye, devleti ve milletiyle mazlumun safında durma yaklaşımını, gayet açık ve net bir şekilde tüm dünyaya gösteriyor.
Nüfuzu sınırlarının çok ötesinde bir etkiye sahip ülkemizin, daha güçlü olması gerekiyor. Bunun için öncelikli adımların başında toplumsal uyanış geliyor.
O geceki kalabalık, bir yönüyle uyanış gayretini temsil ediyor.
Saygıyla…