Hasta ikizleri için 10 yıldır ne televizyon izledi, ne güne gitti

Bursa’da hasta olan ikizleri için gecesini gündüzüne katan Mine Demir, kızı ve oğlunun yürüdüğü görmesinin her şeye bedel olduğunu söyledi. Yaşadığı zor günlere rağmen dimdik ayakta duran Mine Demir, "Annelik özveri ister. her şeye rağmen 'iyi ki anne olmuşum" dedi. Oturamayan, konuşamayan ve yürüyemeyen 10 yaşındaki Elif Sümeyye Demir, Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesinde gördüğü fizik tedaviyle artık kimseye tutunmadan yürümeye başlarken, ondan 2 dakika önce doğan kardeşi Salih ise, yürüme bozukluğunun üstesinden gelip, ablasına destek oluyor.

Bursa’daki Mustafa ve Mine Demir çiftinin ikizleri, 31 haftalık olarak dünyaya gelmedi. 40 gün kuvözde kalan ikizlerden Elif Sümeyye’nin ise 3 kez kalbi durdu. Taburcu olduktan sonra, ikizlerinde gariplik olduğunu fark eden aile, nöroloji bölümünde tedaviye başladı. 4 yaşına geldiğinde Elif Sümeyye için yürüyemez, oturamaz ve kendi başına hiç bir şey yapamaz denirken, kardeşi Salih için de yürüme bozukluğunun devam edeceği söylendi. Ancak anne Mine Demir, çocuklarının sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam etmeleri için elinden gelenin fazlanı yapmak için canını dişine kattı. Yaptığı araştırmalar sonucu Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesinin olduğunu birçok kişinin yürüyerek oradan çıktığı öğrenen anne, yatılı olarak hastanede tedavi görmeye başladı.

İkizleri doğduğundan beri kendi sosyal hayatından vazgeçen anne, 2019 yılında başvurduğu Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesinde 5 yılı geride bıraktı. Çocuklarıyla yakından ilgilenen anne Mine Demir, ne bir televizyonun başında zaman geçirdi ne de kadınların sürekli davet ettiği günlere katıldı. Kendine sadece parkinson hastalığı için 1 saatlik yürüyüş ayıran anne Mine Demir, “4 yaşına geldiğinde Elif Sümeyye için artık hastaneye getirilmemesi gerektiği söylendi. Artık yürüyemeyeceği, oturamayacağı, konuşamayacağı ve tek başına hareket edemeyeceği ifade edildi. Ben araştırmalarıma devam etti. Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesinin olduğunu öğrendim. Oradan birçok insanın yürüyerek, konuşarak çıktığı haberleriyle bizimde başarabileceğimize inandım. 5 yıl önce, bu hastanede tedaviye başladık. Doktorlarla diyalog halinde, dakikası dakikasını aksatmadan bütün egzersizleri yaptık. Sabah kalkış saatimiz, akşam yatış saatimiz belliydi. Yapmamız gereken egzersizleri oyunla kızıma göstermeye çalıştım. Tırnaklarına oje sürdüm, yürüme aletiyle yürümesini sağladım. Belime ayaklarını bağladık. Tahterevalli gibi bel egzersizlerini yaptırdım. Ben, kızım ve oğlumla bir örnek giyinerek her sabah çalışanlara günaydın demek için gezdirdim. Bazen sıkılıyor. Yapmak istemiyor. Bende ona bunu sevdirmem gerekiyor. Fikirler üreterek ona bunu sevdirmeye çalışıyorum” dedi.

Kendisine hiç zaman ayıramadığını belirten anne Demir, ancak bundan hiçbir zaman şikayet etmediğini söyledi. Anne Demir, “2019 yılından beri buradayım. 5 yıldır burada kimse ile oturup bir çay dahi içmedim. Bütün zamanımı çocuklarıma ayırdım. Ben çocuk çocuklar gördüm. Vücutları çok şekle girmiş. Artık şekillerinin düzelmesi imkansız. Benim çocuğumda büyüyor. Onun vücudunun da şekle girerken daha sağlıklı olmasını sağlamak için elimden gelenin fazlasını yapıyorum. Kızım ileride daha mutlu bir hayat yaşaması için ona harcadığım zamanın önemi yok. Çocuklarım için her şeye değer. Bende hastayım. Parkinson hastalığım sebebiyle bazen kasılmalarım oluyor. Gerekli ilaçlar yapılıyor. Oda biraz uzandığımda kızımı görünce ayağa kalkıyorum. Çünkü kızımın bana ihtiyacı var” şeklinde konuştu.

 

Bir kadının anne olduktan sonra hayatının çocukları olduğunu belirten Mine Demir, “Özellikle böyle özel çocukları olduğunda her şeyinin çocukları olması gerekiyor. Tabi ki kendimize de zaman ayırmamız gerekiyor. Ama ben kızımın veya oğlumun sağlıklı bir şekilde ne kadar çok büyürlerse bizde o kadar mutlu oluruz. Ben ikizlerim doğduktan sonra televizyon dahi izlemedim. Hiçbir yere gidip kendime zaman ayırmadım. Annelik çok kutsal bir meslek. Anne olmak fedakarlık demek. Anne olduktan sonra annenin değerini daha iyi anlıyorsun. İyi ki anne olmuşum” diye konuştu.

Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesi Uzm. Dr. Koza Duman ise “Elif Sümeyye ilk geldiğinde anneye tamamen bağımlıydı. Annesi olmadan herhangi bir eylemi yapması mümkün değil. Şu anda da anneye bağımlı ama tam değil. Onu bir destek olarak görüyor. Daha yolumuz var. Ama çocuğumuzu aya kaldırdık. Okula gitmesini, arkadaşlarıyla birlikte oturup kalkmasını sağladık” dedi.

Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Samet Gönülkırmaz ise, “Hastanemiz 1997 yılından itibaren fizik tedavi salonları, terapi odaları, omuz, kol, el robotları, fonksiyonel simlasyon uygulamaları ve alanında uzman doktor, fizyoterapist, ergoterapist ve diğer çalışanlarıyla Türkiye’nin tek spastik çocuklar hastanesidir. Hastanemize başvuran tüm hasta guruplarına ayaktan ve yatara tedavi uygulamaktayız. Sadece Türkiye’den değil, yurt dışından da hastalarımız gelmektedir” şeklinde konuştu.