Hoş geldin ya Ramazan!
On bir ayın sultanı Ramazan bereketiyle geldi. Bugün mübarek ayın ilk günü. Ramazan kendine has ritüelleriyle toplumsal yaşam içinde dayanışmanın en yoğun yaşandığı aydır aslında. Oruç tutmak İslam’ın 5 şartını yerine getirmek, Tanrısal boyutta yapılacak en güzel ibadetlerden. Ama Ramazan sosyolojik olarak da çok önemli bir ay. Ben seküler bir ailede büyüdüm. Ama bu dinin gereklerini yerine getirmediğimiz anlamına gelmiyor. Çocukluğumda hatırlarım, Annemin hazırladığı bereketli kahvaltı masasında babamla beraber sahur yapabilmek için nasıl da heyecanlanırdım. Uykulu gözlerle de olsa mutlaka sahur masasına oturup o manevi havayı teneffüs etmek isterdim. Küçükken oruç tutamazdım belki ama o Ramazan sofrasında top atılıp ezan sesinin duyulmasını en az masadakiler kadar hararetle beklerdim. Oruç tutmasam da masanın ritüeline hep saygı duyar. Masa neyi gerektiriyorsa ona göre davranırım. Büyüdüm, koskoca adam oldum ama ne sahur masasından, ne de bereketli iftar masasından vazgeçemedim. Genellikle masamın kalabalık olmasına eş dost akraba hep beraber bereket sofrasına oturmayı pek severim. Bu sabah da her zaman olmasını istediğim gibi çekirdek ailemle huzur içinde sahur sofrasına oturup, bereketli iftar masalarında ihtiyaç sahipleri, dostlarım, ailem; hep beraber oturup ezan sesini beklemeyi nasip etsin diye Allah’a dua ettim!
Sevgili arkadaşlar! Ramazan sevgiyi, varlığı, hüznü paylaşma ayıdır. Sosyal medya üzerinden haberleşmeyi sevdiğimiz için şimdi tüm gazeteler ve popüler internet siteleri birbirinden güzel resimli Ramazan mesajları paylaşacaklar. Ancak inanın benim için telefonuma gelen toplu atılmış Ramazan mesajlarının hiçbir anlamı yok. Sevdiğinizi arayın, halini hatırını sorun, bir şeye ihtiyacı olup olmadığını araştırın ve imkanlarınız ölçüsünde önce yakın çevrenizden başlayarak ihtiyaç sahiplerine yardım edin. Ramazan Bereket ayıdır. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Yanı başındaki komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mü'min değildir." Bu hadis bizlere hangi dinden, hangi ırktan olursa olsun komşumuza yardım etmenin bir insanlık görevi olduğunu anlatıyor.
Hayırlı Ramazanlar!
MİLLET İTTİFAKINDA KRİZ ÜSTÜNE KRİZ
Millet ittifakında yaşanan krizlerin sonu bucağı yok; biri bitmeden bir diğeri başlıyor. Zaten aday belirleme süreci sancılı geçen Millet İttifakı’nda şimdi de liste sıkıntıları baş göstermiş. Her parti kendisine en az grup kurmaları için yeterli sayı olacak, 20 milletvekili istiyormuş. Kimden isteyecekler bu partilerin tek başlarına oylarını. 20 milletvekili çıkartmaya yetmeyeceğine göre, 20 vekili CHP’den istiyorlarmış. Eh DEVA ve Gelecek Partisi ister de Demokrat Parti durur mu? O da Meclis’te grubu olan parti olmak istiyor.
Doğal olarak bu talepler, CHP’de sıkıntıya yol açmış durumda. Ajashaber’den Sami Gökçe’nin haberine göre, DEVA ve Gelecek Parti’sinin adaylarına seçilebilecek yerden 5’er kontenjan ayrılmasını öngören CHP, ittifakın diğer ortakları Saadet ve Demokrat Parti’ye ise 3 er milletvekilliği öneriyormuş.
Hoppala paşam, Malkara – Keşan! şimdi bu da nereden çıktı derler adama. Ama Millet İttifakı’ndaki küçük partiler kendilerini eş ortak olarak gördükleri için onlar açısından bunu istemek çok da abes değil. CHP bu partilerin vekil dayatmasını kabul etmeyecek gibi görülüyor. Bakalım bu sefer kim masadan kalkacak?
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Bu sene sadece İstanbul’da 3400 davulcu görev yapacakmış. Türkiye çapında bu sayının 7000’e ulaşması bekleniyor.