İlk 4 değil 6!

İlk 4 madde!

Anayasa gündeminin ezberine dönüştü.

‘Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez’ bir paradoks haline geldi.

Peki, ne diyor ilk 4 madde?

Birinci madde devletin şeklini tarifliyor ve şöyle diyor:

Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

İkinci madde cumhuriyetin niteliklerini sıralıyor:

Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde,insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Üçüncü maddeDevletin bütünlüğü, Resmî dili, bayrağı, milli marşı ve başkentihakkında şöyle diyor:

Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Milli marşı ‘İstiklal Marşı’dır.

Başkenti Ankara'dır.

Dördüncü madde ise ‘değiştirilemeyecek hükümler’ şöyle:

Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındakihüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemezve değiştirilmesi teklif edilemez.

***

Yeni anayasa talebi ve tartışmaları, her dönem bu 4 madde gündemine sıkıştırılıyor.

Muhalefet kamuoyu nezdinde anayasa gündemini bu başlıkta istismar etmekten geri durmuyor iktidar da bu konuda her seferinde kendini izaha muhtaç duruma düşürüyor.

Tartışmalar öylesine paradoks içerir duruma düştü ki anlamak güç!

Bir yanda bölücü terör örgütü pkk ve siyasi uzantılarıyla iş birliğini ‘demokratik bir hak’ gören muhalefet ilk dört madde diyor.

Diğer yanda sivil bir anayasa diyen iktidar ilk dört madde diyor ama ortaklarından biri ‘aslında dördüncü madde bla bla bla…’ diyor.

Tencere dibin kara seninki benden kara manzarası…

***

Olası bir anayasa değişikliğinde hassasiyetin ilk 4 maddeye indirgenmesi doğru değil.

Esasında ilk 6 maddenin değiştirilmemesi gerektiğini konuşulmalıdır.

Beşinci maddeDevletin temel amaç ve görevleri’ni izahlıyor:

Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü,ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur vemutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriylebağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi vemanevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

Altıncı madde ise ‘Egemenlik’ açıklaması yapıyor:

Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbirkimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.

Şayet yeni anayasada ‘Türklük’ muhafaza edilecekse 5 ve 6’ncı maddelerindeki ‘Türk’ ifadesinin değiştirilemez olduğu savunulmalıdır.

***

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konuyla alakalı birkaç gündür açıklama yapıyor ve “Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili bizim açımızdan bir tartışma yoktur. Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı, derdi de yoktur” ifadelerini tekrarlıyor.

Muhalefetin kamuoyunu odakladığı ve temelde karalama yürüttüğü alanı temizlemeye çalışıyor.

Garip muhalefet, oklarını MHP’ye bile yöneltebiliyor.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli de dün bu konudaki duruşunu ‘ahmağa anlatır’ gibi anlattı:

Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili şahsımın görüşünü merak etmiş, Hüda-Par’a ne diyeceğimi sormuş.

Aklınca kurnazlık yapan, dedikodu üreten, siyasi işportacılığa özenen Özgür Beyin bildiği kadar bizim unutmuşluğumuz vardır.

Usul ve üslup bilmeyen, gecesi başka gündüzü başka olan, gözleri fel fecir okusa da feleğin çemberine yakasını ve yarınlarını kaptıran bu siyaset defosunun önce DEM ve PKK’yla illiyet, irtibat ve iltisağını anlatması daha makul ve daha mantıklı olacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi’ne Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili soru sormak, bu kapsamda teste tabi tutmak, yoklama yapmak elbette hiç kimsenin hakkı, harcı ve haddi değildir.

Kim olursa olsun, hangi mevkide bulunursa bulunsun, Anayasa’nın ilk dört maddesine şaşı bakanlar ve şaibeli tavır gösterenler bizim için yok hükmündedir, ciddiye ve muhatap alınmaya değecek hiçbir yanları da yoktur.

Milliyetçi Hareket Partisi “dördüncü madde değişsin, diğer üç maddeye bir şey demiyoruz” sözlerini, kale olsun ama surlara gerek yok diyen mağlup ve meczup anlayışla bir ve aynı görmektedir.

Özgür Bey’in bize soru sormak yerine böylesi bir bayağı ve sakat tartışmanın neden ve niçin gündemde tutulduğunu, kırılgan bir zamanda hangi niyetle polemik malzemesi yapıldığını kendisinden başlamak kaydıyla itiraf etmesi akla ve adamlığa en yatkın, en uygun seçenektir.

Anayasa’nın dördüncü maddesinden hareketle ilk üç maddeyi değiştirmeye yeltenecek ve buna muvaffak olacak bir bedhahta bu dünya gözüyle müsaade etmemiz ve çanak tutmamız imkansızdır ve emel sahipleri kendilerine mutlaka çeki düzen vermekle mesuldür.

Milliyetçi Hareket Partisi; sivil, demokratik, insan hak ve hürriyetlerine dayanan, devletin ve milletin hukuksal omurgasını belirleyecek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle uyumlu, geniş katılımcı bir anayasa hazırlığı için müspet ve yapıcı tutumunu korumaktadır.

Anayasanın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak zamanın ihtiyaçlarına dinamik ve kalıcı cevaplar verebilen anayasa yapılmasının yanındayız.

Yeni anayasa hazırlığı süratle tamamlanmalı, sonuçta milletimiz ve ülkemiz yeni yüzyılda bu tartışmayı düğümlemelidir.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, sorumluluktan kaçmayan, elini taşın altına koymaktan sakınmayan sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerle bu tarihi görevi yerine getirmeye hazır ve kararlıdır.

***

Türkiye’nin yeni anayasa ihtiyacının bu paranteze sıkıştırılması muhalif sığlığın ürünüdür.

Temelde ilk 6 maddeyi yani anayasada ‘Türk’ ifadesini muhafaza etmek gerektiğini söylemiyorsanız ilk 4 değişemez demenizin de bir anlamı var mı?

Anayasadan ‘Türk’ ifadesini çıkarmaya yönelik olası bir cüretin neticesinin hazin olacağına şüphe yok!

Bu toprakların ve cumhuriyetin Türk’e aitliğini değiştirmeye hiçbir güç yetmez.

Büyük Türk Milleti’ne saygıyla…