Geri

İnkaya Köyü’nün ekmek teknesi: Tarihi Çınar!

18:15:21 | 2023-08-31



Haberi Sesli Dinle

Özlem YOĞURTÇUOĞLU/ Lider HABER 

Tarihi ve doğal güzelliklerinin yanında yemyeşil tabiatıyla sizi bir nefes gibi kucaklayan kadim şehir Bursa’nın her noktası ayrı bir renk ve dokuyla bizleri karşılıyor. Günlerce gezseniz bıkmayacağınız eşsiz güzellikler saymakla bitmiyor.

Bugün sizlere Bursa’nın o güzelliklerden bir tanesi olan Tarihi İnkaya Çınarı’nı tanıtacağız.

Bursa’nın Osmangazi ilçesinde Uludağ yolu üzerinde Bulunan İnkaya Köyü içerisinde yer alan ve yaklaşık 620 yıldır burada tek başına adeta bir orman havası yaratan ağaç, Köy muhtarına göre kimse tarafından ekilmemiş. ‘Kendiliğinden filizlenen’ bu çınar hakkında ise oldukça fazla inanış var.

Bulunduğu köyle aynı ismi taşıyan Tarihi İnkaya Çınar Ağacı, bugün yerli ve yabancı birçok turistin uğrak yeri haline gelmiştir. Çınar aynı zamanda ‘Doğu Çınarı’ ismi ile de anılmaktadır.

Fiziksel olarak Türkiye’nin en büyük ağacı olan İnkaya Çınar’ının Çapı 3 metre, çevresi 10 metre, yüksekliği 37 metredir. Çınar, senede bir kez uzman ekip tarafından bakımdan geçirilerek hastalıkları, yarıkları ve zemin suyundaki değişim tespit ediliyor ve gerekli iyileştirmeler yapılıyor.

Anıt ağaçlar konusunda oldukça zengin olan Osmanlı'nın ilk payitahtı Bursa'da, tespit edilen 100 ila 650 yaşlarındaki tescilli 1242 ağaç, Bursa Büyükşehir Belediyesi Tarım Peyzaj AŞ bünyesinde sadece ağaçların bakımı için görevlendirilen 8 kişilik özel ekip tarafından çeşitli hastalık ve zararlılardan da korunuyor.

ÇINAR NASIL ÜNLÜ OLDU?

Çınar denildiğinde tabii ki akla önce Osmanlı gelir sonra Bursa… Tarihte çınar motifi, kuvvetli bir ağaç olarak köklü ve güçlü bir medeniyet olan Osmanlı’nın da simgesi olmuştur. Ve tabi ki Osmanlı Devleti’ni tohumlarının atıldığı şehir olan Bursa’nın.

Çınar ağacı, aynı zamanda rüyadan beyliğe geçişin müjdecisidir olarak kabul edilir. Söylenenlere göre Osman Gazi, sonradan kayınpederi olacak Şeyh Edebali’nin sohbetlerine katılmak üzere gittiği dergâhta bir odaya çekilir. Kaldığı odada Kuran’ı Kerim’i fark eder ve okurken uyuya kalır.

Osman Gazi rüyasında; Şeyh Edebali’nin böğründen hilal şeklinde bir ay çıktığını, bu ayın büyüyerek kendi göğsüne girdiğini, daha sonra göbeğinden, bütün gökyüzünü kaplayan bir ağacın çıktığını, bu ağacın üç kıtadaki toprakları dallarının altına aldığını ve ağacın dallarının İstanbul Boğazı’nda bir yüzüğe dönüştüğünü görür ve tam alacakken uyanır. Ertesi sabah, gece gördüğü bu rüyasını Şeyh Edebali’ye anlatır. Edebali de rüyayı dinledikten sonra Allah’ın Osman Gazi’ye ve soyundan gelenlere büyük bir imparatorluk müjdelediğini söyler.

Bir başka söylenti ise arşivlerde kayıtlarına ulaşamadığımız ama köylülerin severek anlattığı Barış Manço anısı…

Söylenenlere göre, 19911992 yılları arasında rahmetli Barış Manço’nun bir televizyon programında bu çınarı konu almasıyla ilgileri üzerine çekmeye başlıyor.

Bazı köylüler olayı şu şekilde aktarıyor; ‘Barış Manço’nun 11 çocukla ağacın etrafında el ele tutuşması ve ağacın büyüklüğünü etrafını sararak göstermesi ilgiye neden oldu ve o zamandan sonra da ziyaretçi sayısı oldukça arttı’

Bu söylenenlerin elbette çınarın ününe katkısı büyüktür ama en büyük katkı kuşkusuz Uludağ için yapılan düzenlemeler… Çınar, Çevre düzenlemesi ve işletmelerin açılması ile Türkiye’nin en ünlü kayak merkezi olan Uludağ yolu üzerinde olduğu için birçok yerli ve yabancı turistin soluk aldığı bir durak haline gelmiş.

KÖYLÜLERİN EKMEK TEKNESİ: ULU ÇINAR

Tarihi İnkaya Çınarı öyle büyük ve görkemli ki köye yaklaştığınız anda her yerden onun dallarının güzelliğini izleyebiliyorsunuz. Kollarıyla adete bütün köyü kucaklayan Çınar aynı zamanda köydeki neredeyse herkesin geçimini de etkiliyor.

Köy halkı; buraya gelen ziyaretçiler için evlerinin altına dükkanlar açmış, sokaklarına tezgahlar kurmuşlar. Gelen ziyaretçiler, mahallede açılan hediyelik eşya dükkanlarından alışveriş yapıyor, çeşitli ürünler, meyveler, biblolar, kendi yaptıkları gözlemeler, şallar, sayısız reçel ve el işi örgüleri çeşitleri gibi pek çok şeyi satarak aile bütçesine katkı sağlıyor.

Çınar ağacının altında yer alan kafe günün neredeyse her saati yerli ve yabancı turistlerle dolu… Kafe nerdeyse hiç boş kalmıyor. Kafede köyün kendine özgü ballı meyve tatlısını da denememek büyük hata olur!

Köyü ziyaret eden yerli turistlerden birine mikrofon uzatıyoruz ve köyü nasıl bulduğunu soruyoruz.

Bursa’da yaşamasına rağmen ilk kez geldiğini ifade eden Mehmet Bey, “Fiyatlar normal ama şimdi ilk kez geldiğimiz için çok fiyat karşılaştırması yapamıyoruz. Burası çok güzel Bursa’da oturuyoruz ama Bursa’da oturduğumuz halde çok fazla gezme fırsatımız olmadı yine de fiyatlar Bursa’ya göre çok iyi.”

Yerli turistten hemen sonra yönümüzü bir de Almanya’dan gelen bir hanımefendiye çeviriyoruz, kendisi Almanya’dan Bursa’yı gezmek için geldiğini şu sözlerle ifade ediyor.

“Ben Almanya’dan geliyorum, lise arkadaşım burada, onu ziyarete geldim. Bu amaçla da Bursa’nın turistik yerlerini geziyorum ve buranın çok ünlü olduğunu duydum, gerçekten enteresan ağacın yapım şekli, doğal şekli… Beni çok etkiledi, değişik bir izlenimdi.”

Tarihi Çınar’ın bulunduğu İnkaya Mahallesinin muhtarlığını yürütmekte olan Sayın Özkan Boz ile mahallenin kuruluşu ve köye olan ilgi ile ilgili güzel, detaylı bir röportaj gerçekleştirdik.

Özkan; ”Yaklaşık 15 yıldır köyün muhtarlığını yapıyorum. Bizim köyümüz, I. Murat’ın aşağıdaki cami olan I. Murat cami yaptırdığı dönemde kuruluyor. Yani iki haneden kurulma bir köydür. Daha önceden köyümüzün olduğu yerde herhangi bir köyü yok yani köyü direkt I. Murat Hüdavendigar hazretleri, Camii yaptırırken buradan su alıyorlar, suyun başına koruyucu olarak bizimkilerinde içerisinde olduğu iki aileyi yerleştiriyorlar.

Çınar’ın yaşı, orman mühendislerinin benim dedemin muhtarlığı zamanında yaptığı ölçümlere göre, 610-620 yaşlarına tekabül ediyor. Çınar burada kendiliğinden bitmedir, herhangi bir ekim işlemi yok. Çınarın altında üç tane kaynak suyu var, yani o kaynak sularından beslenerek büyüyor ve hala da o kaynaklar devam ediyor. Üstüne sulaması da yapılıyor. Yaklaşık 60 yıl önce benim babam benden önceki muhtardır kendisi, 17 yaşındayken burada bu işletmeyi açıyor, üç masayla burada çay satmaya başlıyor, insanlarımızın bize gösterdiği teveccühle birlikte artarak, basın ve habercilerin de gelmesiyle insanlar burayı tanıyor ve şu anki haline geliyor. Köyümüz yeşil bir köy, Bursa’ya çok yakın olmamıza rağmen köy yaşantısı devam eden bir yer. Bununla birlikte Çınar, Uludağ yolunda insanların uğrayıp nefes aldığı bir yer olarak bulunuyor.

Muhtarımıza Çınar’ın altındaki kafede ne gibi hizmetler verildiğini soruyoruz. Muhtar Boz, günün neredeyse her saatinde tüm masaların dolu olduğu kafeye bu kadar ilgi olasının sırrını şöyle açıklıyor;

“Burada sabah kahvaltıyla başlıyoruz, çay, kahve… Köyümüzün ve civar köylerde yetişen meyvelerin sebzelerin satıldığı, köylü bayanlarımız da burada pazar olarak kurulan alanlarda bunları satıyorlar. Hediyelik el işi eşyalar satıyorlar, biz insanları burada kendi evlerinde gibi hissettirmeye uğraşıyoruz. Bir doktor arkadaşımın bana dediği bir şey vardı; “Ben İnkaya’yı seviyorum, şundan dolayı seviyorum, ben oraya gittiğimde bize hizmet edecek garson bulamazsak da biz kendi evimiz gibi mutfaktan gidip alabiliyoruz ve biz fiyatta herhangi bir sürpriz yaşamayacağımızı düşünüyoruz. Bu yüzden biz buraya huzurla geliyoruz, kendi köyümüz gibi.” Demişti. Biz de amatörce ilk kurduğumuz gibi bu şekilde işletmeye devam ediyoruz.” diyor.

Özkan Boz, mahalledeki herkesin Çınar’dan bir şekilde etkilendiğini ve köydeki birçok insanın Çınar’dan ekmek yediğini ifade etti.

Boz: “Çınar bizim köyümüzde olmasaydı, Uludağ yolunun kenarında, herhangi bir köy gibi, insanların yanından geçip Uludağ kayak yapmaya gittiği bir köy olurdu. Çınar sayesinde yerli ve yabancı birçok turist buraya uğruyor. Tabii buraya uğradığı zamanda köy halkından; meyvesini üretip satanlar var, el emeği üretim satanlar var, hediyelik eşya dükkanları var. İnsanlar burada evinin altını dükkâna çevirdi, daha önce ağırdı bu evlerin altı, inek bakılıyordu. Şimdi dükkâna çevrildi ve hediyelik eşyalar satılıyor. Yiyecek satanlar var, Köyde bahçelerinde yetişen meyveleri satanlar var. Yani köyde birçok insanın Çınar sayesinde ekmek yediğini söyleyebiliriz.”

Köyü Gezmeye gelen oldukça kalabalık bir kadın grubuyla karşılaşıyoruz. Birlikte Bursa’nın doğal güzelliklerini görmeye geldiklerini ifade eden ablamız; “Namazımızı kıldık, gideceğiz gezeceğiz. Burada kahvaltımızı edeceğiz. Tarihi Çınar’ın altında çay içeceğiz. Fiyatlar bize göre biraz pahalı ama genele baktığımızda uygun.”

Diğer bir ablamız ise fiyatlardan şikayetçi olmadığını ifade ederek; “Burası çok güzel, zaten her şey pahalı, o yüzden onlarda haklı yediğimiz ürünler çok güzel, tarihi Çınar’ı çok merak ediyordum. Bursa’da oturuyorum esas Ayvalıklıyım geldim ve çok beğendim.” Diyor.

Tarihi mahallenin her köşesinde köylülerimizin kurduğu stantları ve sattığı ürünleri görüyoruz. Tezgahlarda çeşit çeşit, renk renk iştah kabartan taptaze meyveler var. Hemen meyve satan amcalarımızdan birine buradaki işlerinin nasıl gittiğini soruyoruz.

Ahmet Bey; “Araplar geldiğinde sömestr tatilinde özellikle, en çok meyve satıyoruz. Kendi meyvelerimiz organik bunlar; Çilek var, şeftali var, kayısı, üzüm, kızılcık… Bunlar kendi ürünlerimiz. Kendimiz üretiyoruz ve kendimiz satıyoruz. İlgiden çok memnunuz, kışın da eşimin yaptığı el işi şalları satıyoruz.”

İnkaya’da mikrofonumuzu bu sefer yerli bir işletmeciye uzatıyoruz. Hediyelik eşyalar ve atıştırmalık ürünler satan işletmecimiz, yerli turistin çok para harcamadığını daha çok gezip gittiğini, yabancı turistlerden de özellikle Arapların buraya çok yoğun ilgi gösterdiğini ifade ederek;

“Buranın yerli halkındanım, işletmeciyim. Turistiler yerli ve yabancı olarak faklılar. Arap müşterilerimiz hediyelik eşyalar, şal, gümüş o tarz şeylerden çok fazla alıyorlar, yemeyi ve içmeyi çok seviyorlar.  Mısır, kestane gibi şeyler satıyoruz. Kozmetiği çok seviyorlar, kozmetik ürünlerini alıyorlar. Makyaja çok düşkünler. Turistler arasındaki fark çok fazla şey değişmiyor ama Türkler diğer turistler yani kozmetiğe çok fazla ilgi göstermiyorlar Araplara göre. Yabancı turistlere göre harcama şeyleri yok bizim turistler de. Mısır yiyoruz sadece. Yerli turistlerden çok fazla bir kazancımız yok Arap turistler olmasa biz burayı kapatırız gibi. Yabancı turist olmasa dükkân işlemez, turlar geliyor buraya İstanbul’dan, turizm şirketlerinden Arap getiriliyor buraya. Anlaşmalı şirketlerimiz var, oradan buraya Çınar’a geliyorlar, ilgiden çok memnunuz Allah Çınardan ve dikenden razı olsun” diyor.


ETİKET :   liderliderbursabursason dakikagündemhaber