Instagram’ı kapatmak neye yarar?
Hiçbir işe yaramaz…
Evet, mezkûr platform bize kendi kurallarını dayatıyor.
Evet, söz konusu platform ifade özgürlüğünün sınırlarını kendisi belirliyor ve dışına çıkanı kısıtlıyor.
Evet, mevzubahis platform bizim üzerimizden bizden kat be kat daha fazla kazanıyor.
Evet, bu platform kültür endüstrisinin bir aracı olarak her toplumda milli kültürü erozyona uğratıyor.
Evet, adı geçen platform lüksü, aşırı tüketimi, yeni olanı, sahiplenme hırsını ve yoksunluk nefretini körüklüyor.
Evet, sözünü ettiğimiz platform politik ve ideolojik kamplaşmaya da nefret ve hakaret suçuna da bilgi kirliliğine de zemin olabiliyor.
Sadece bahse konu platform değil topyekûn sosyal medya, toplumun algılama, anlama, düşünme ve inanma düzeyini aşağıya çekiyor, beraberinde kimlik ve kültür aidiyetini törpülüyor.
Kendi tabuları, kendi putları ve kendi kullarını oluşturuyor… Öyle ki bunların içinde sözüm ona ilerici/çağdaş/aydın/modern insan tipleri ve temsilleri de var…
Fakat genel anlamda sosyal medyadaki görsel ve işitsel bu maruziyet ne bireyde ne de toplumda fikir ve fiil uyumu sağlıyor. Aksine tutarsızlık, tatminsizlik yaygın kanaat ve tutuma dönüşüyor.
Haliyle kültür emperyalizmine hizmet eden tüm benzer platformlar, materyalist yayılmacılığı ve işgalciliğiyle toplumların soyut hazinelerini tarumar ediyor.
Şayet sen, kültür endüstrisi ve kültür emperyalizmi konusunda farkındalık sahibi nesiller yetiştirememişsen ne yapsan boş!
Şayet sen, toplumu tüketicilikten üreticiliğe geçirememişsen bir başka deyişle toplumun hala edilgen ve kırılgansa yasaklasan ne çare!
Şayet sen, yerini dolduramıyorsan, boşluk bırakıyorsan, kendi kitlende oydaşma kuramıyorsan istediğin kadar şeytanlaştır boşuna!
Ekonomik, politik, kültürel, sanatsal, bilimsel vs. her başlıkta bağımlıysan bağımlı kaldığına başkaldırman veya saldırman neye yarar…
Kabullenelim mi? Sinelim mi? Eyvallah mı diyelim?
Elbette hayır!
Ama kurallarımız asgari de olsa mantık içermek zorundadır. Topluma izahını yapamadığın kuralları uygulamak ne tür sonuçlar üretir? Çatışma!
Kamuoyu oluşmadan devreye alınan kararların baskıcı görülmesinden olağan ne olabilir?
“Kamuoyu oluşturmak!” Bunun da zamanla içi boşaldı.
Sosyal medya kendi kanaat tipolojilerini yarattı. Ve çoğunlukla parazit kimlikli bu tipler kamuoyu oluşumundan ziyade toplumsal manipülasyona, taşkınlığa ve zorbalığa hizmet etti, ediyor.
Ağzına geldiği gibi konuşabilme özgürlüğüyle şöhretine şöhret katarak servet edinenler ikili hayatlarına devam ediyor.
Toplumun önünde böylesi tipler rol model olarak yer tuttuğu sürece, kitlenin duymak istediklerini söyleyerek kitleyle birlikte sürüklenenlerin aydınlık iddiasına prim verildikçe kurallar anlamsız kalmaya, toplum sığlaşmaya, birey vasıfsız kalmaya devam edecektir.
Oysa aydın, toplumu sürükleme gücü olandır, toplumla sürüklenen değil…
İnstagram konusunda da görüyoruz ki kapatılması veya kapatılmamasını savunan tiplerin birçoğu ilk örnekteki gibi topluma duymak istediklerini enjekte eden ve bunun üzerinden bireysel yükseliş peşinde koşanlar, egemen yankıyı oluşturuyor.
Topluma hakikati izah etme derdinde olanların sesi yine kısık, yine cılız…
Aslında hakikat pek de kimsenin umurunda değil! Yapay karşıtlıklar çağındayız. Gerçekten karşı durulabilen ne var şu zamanda?
Hiç! Öyleyse iddiamızın büyüklüğü de gülünç!
Bedeli ödenen fikirlere saygıyla…