'İşgal' açıklamasının perde arkasında ne var? 'Netanyahu sinir krizleri geçiriyor'

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nın Gazze'ye yönelik verdiği 'süresiz işgal' mesajı ortalığı karıştırdı. Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert Netanyahu'nun 'liderlik fiyaskosu' nedeni ile sinir krizleri geçirdiğini ve Gazze konusunda yanlış hesap yaptığını söylerken, Batı medyasında yer alan analizlerde işgal planının arkasında kişisel neden olduğu öne sürüldü.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Pazartesi günü yaptığı açıklama ile bölgede giderek büyüyen ateşe benzin dökecek bir öneride bulundu: 2.3 milyon nüfusa sahip Gazze yönetiminin İsrail'e geri verilmesi.

SÜRESİZ İŞGAL MESAJI

Tel Aviv yönetimi Gazze'ye saldırı başlattıkları ilk günlerde 'işgal' niyetinde olmadıklarını öne sürse de Başbakan Netanyahu dilinin altındaki baklayı çıkardı ve ABC News'e verdiği demeçte "İsrail Gazze’nin güvenlik sorumluluğunu ‘süresiz’ olarak üstlenecek, çünkü bu olmadığında neler olduğunu gördük." ifadelerini kullandı.

ABD BİLE RAHATSIZ

Netanyahu'nun aklında 'tam olarak ne olduğu' belirsizliğini korusa da öneriye tepkiler çığ gibi büyüyor. İsrail'in en büyük müttefiki ABD bile Netanyahu'nun planından rahatsız.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken geçen hafta yaptığı açıklamada, "İsrail, Gazze'nin kontrolünü ve sorumluluğunu yeniden üstlenemez" derken, Beyaz Saray'dan da İsrail'in Gazze'yi işgal planına ilişkin açıklama geldi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby "İsrail güçlerinin Gazze'yi yeniden işgal etmesi doğru bir şey değil" dedi.

SAVAŞ KABİNESİNDEKİ HERKES AYNI FİKİRDE DEĞİL

İsrail basınında yer alan bilgilere göre, Netanyahu'nun 'süresiz işgali' İsrail kendini güvende olduğu hissedene kadar devam edecek. Ancak 7 Ekim sonrası kurulan savaş kabinesinde herkes başbakanla aynı fikirde değil.

Örneğin İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Netanyahu'nun teklifinin tam tersini öneriyor ve Gazze'deki çatışmalar tamamlandıktan sonra İsrail'in bölgedeki varlığına son vermesi gerektiğini söylüyor.

NETANYAHU 'LİDERLİK FİYASKOSU' NEDENİ İLE SİNİR KRİZLERİ GEÇİRİYOR

Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert ise ABD'li yayın organı Politica'ya verdiği röportajda, Netanyahu'nun ulusal güvenlik konusundaki büyük başarısızlığı nedeniyle 'büyük bir liderlik fiyaskosu' yaşadığını ve 'sinir krizleri' geçirdiğini öne sürdü.

Netanhu'nun yanlış hesap yaptığını vurgulayan Olmert, bunun İsrail'i stratejik rotasından çıkaracağı uyarısında bulunarak, Filistin Devleti için müzakerelerin yeniden başlatılması gerektiğini savundu.

İŞGAL İSRAİL'E DAHA GENİŞ YASAL SORUMLULUKLAR GETİRİR

Batı medyasında yer alan analizlerde ise Netanyahu'nun işgal planının İsrail'e daha geniş yasal yükümlülükler getireceği vurgulanıyor.

Uluslararası hukuka göre, İsrail birliklerinin Gazze'de uzun süre kalması, İsrail'e 'işgalci bir güç' olarak açık ve geniş sorumluluklar yükleyecektir. Cenevre Sözleşmesi'ne göre, 'işgalci güç' işgal ettiği topraklardaki sivil halkın hayatta kalması için gerekli olan giyecek, yatak, barınma araçları ve diğer malzemelerin yanı sıra yeterli gıda ve tıbbi malzeme sağlanmasını temin etmekle yükümlüdür.

"ŞİDDETTE YENİ BİR SAYFA AÇABİLİR"

İngiliz Guardian gazetesi İsrail birliklerinin Gazze'de kalıcı bir güvenlik rolü üstlendiği son dönemde İsrail'in başbakanının Ariel Şaron olduğunu vurgulayıp, karanlık dönemin bir şiddet sarmalına neden olduğunu hatırlattı.

Analizin yazarı Peter Beaumont, Şaron'un 2005 yılında Gazze'den tek taraflı olarak çekilmesinin hikayesinin günümüz İsrail liderleri için öğretici nitelikte olduğunu belirtti ve "Netanyahu'nun Gazze'ye yönelik belirsiz vizyonu şiddette yeni bir sayfa açabilir" uyarısında bulundu.

İŞGAL PLANININ ARDINDA KİŞİSEL NEDENLER Mİ VAR?

ABD'li Washington Post gazetesi ise Netanyahu'nun işgal planını 'maliyetli' ve İsrail ordusunu zayıflayacak bir hamle olarak değerlendirdi.

Netanyahu'nun Hamas saldırısı sonrası eleştiri oklarının hedefinde olduğunu belirten gazete "Anketler, her 10 İsrailliden 8'inin Netanyahu'nun istifa etmesi gerektiğini düşündüğünü ortaya koyuyor." ifadelerini kullandı ve Netanyahu'nun biyografisini yazan Anshel Pfeffer'in sözlerine atıfta bulundu:

"İsrail başbakanı 'kişisel' bir hayatta kalma savaşı veriyor ve bu İsrail'in Hamas'a karşı savaşından çok daha öncelikli."