Işıkları kapatın!
CHP Genel Başkanı Özel, grup konuşmasında:
"Işıkları kapatın" dedi.
Akşam oldu.
Odanın ışığını kapadık.
Tasarruf yapacağız sandım.
Karanlıkta kaldık.
Baktık ki olmuyor tekrar açtık ışıkları.
Odamız da, biz de aydınlandık.
Kapadık karanlıkta kaldık.
Açtık rahatladık.
Sonuç!
Niye kapatacağız ışıkları?
Neden yakacağız?
Neyin ‘aç, kapa’sını yapıyoruz?
Neyi protesto ediyoruz?
Hükümeti mi?
Cumhur ittifakını mı?
Elektrik idaresini mi?
Elektriğe yapılan yüzde otuz sekizlik zammı mı?
Işıkları açıp kapamakla bizim kazancımız ne?
Özel istedi diye mi?
Ama neden?
Bir gün "ışıkları kapatın" diyor.
Bir gün "protesto yürüyüşü" diyor.
Bir gün "sokaktayız" diyor.
Yakın gelecekte "erken seçim için" derse şaşırmayın.
Amaç bu zaten!
Yürüyüşler...
Protestolar...
Karşı çıkışlar...
Beklentiler.
İktidara giden yol böyle muhalefet etmekten mi geçiyor ki?
Yerel seçim oy patlaması hevesleri kabarttı.
İki sözün biri "Erken seçim"
CHP, üstü kapalı erken seçim isterken Erdoğan oralı değil.
"Seçim zamanında olacak" diyor da başka bir şey demiyor.
"Seçimlerle çok zaman kaybettik, kaybedecek zamanımız yok artık" diyor.
Kapıları kapatıyor.
Özel zorluyor.
Erdoğan umursamıyor.
Bakalım kimin, hangisinin dediği olacak.
Ancak iki bin yirmi yaklaşınca Erdoğan:
"Madem öyle, hadi erken seçime" derse şaşırmayın.
O zaman da kalkıp “Hani erken seçim yoktu?” demeyin…
Merhum Demirel ne demişti?
"Dün dündür, bugün bu gündür."