Kaçımız Erdoğan’ı anlıyor?
Cumhur İttifakı, Bursa’da Büyükşehir ve 17 ilçeyi kazanmak için sahada tam kadro çalışıyor.
Son bir haftada AK Parti Genel Başkanvekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala’nın performansı takdir topluyor. Hemen her programda vatandaşın Ala’ya yoğun ilgisi olduğu görülüyor.
14 ve 28 Mayıs’taki performansıyla Bursa’ya imza atan Mustafa Varank, bu seçimde de yıldızlaştı.
Elbette Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, genel seçimde olduğu gibi bu defa da mahalle mahalle Bursalılarla kucaklaşıyor. Aktaş’a sevgi gösterilerine şahit oluyoruz.
AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan da seçim koordinasyonu ile diğer muhalif partilere adeta ders verdi.
MHP İl Başkanı Muhammet Tekin ve teşkilatı da seçim sürecinin en başından itibaren sergiledikleri dinamik ve hazır görüntüsünün hakkını verdi.
Ama bu seçimde de en çok çalışan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Ve onun 28 Mart Perşembe günü Bursa’yı ziyaretiyle süreç neticelenecektir diye düşünüyorum.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, o gün Gökdere’de düzenlenecek mitingde Cumhur İttifakı’nın günlerdir sahada sürdürdüğü çalışmaları taçlandıracaktır.
Emin olabilirsiniz ki 28 Mart’tan sonra ne kararsız kalacaktır ne de küskün. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gittiği şehirde oluşan sevgi iklimi dalga dalga yayılır, etkisi uzun sürer. Haliyle Bursa’da seçim o gün neticelenecektir.
Vatandaş, Sayın Erdoğan’ın yaptıklarını görüyor, yapmadıklarının nedenini anlıyor. Muhalif körlükle sadece ‘emekliler tepkili’ diye düşünmek seçim sonucu açısından doğru bir okuma vermeyebilir.
Zira emekliler, ülkenin dününü de bugününü de yaşayan ve en net gören kesimdir. Gençlere ‘Çıkar telefonu’ diyen dayılarımız iş başa düştüğünde yine aynı feraseti gösterecek, eli bir başka yere gitmeyecektir.
Bu bağlamda 25 Mart akşamı Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sosyal medyada yaptığı şu paylaşımı iyi anlamalıyız:
“İnşallah 14-28 Mayıs’ın tamamlayıcısı olacak 31 Mart’tan sonra çorak ve çarpık muhalefet anlayışından milletimizi kurtaracağız.
Biz de gençlerimize bırakacağımız en büyük miras olan Türkiye Yüzyılı’nın inşasını tamamladıktan sonra huzurukalple yola devam edeceğiz.
O gün gelene kadar gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz.
Ülkemizi 21 yılda nasıl 3 kat büyüttüysek önümüzdeki dönemde yeniden 2 kat daha büyüterek dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkartacağız.
Yatırımıyla, istihdamıyla, üretimiyle, ihracatıyla Türkiye’yi güçlendirir ve zenginleştirirken bundan her bir insanımızın hak ettiği payı almasını da sağlayacağız.
Sıkıntılı dönemlerde en büyük refah kaybını çalışanlar ile emeklilerin yaşadığının farkındayız.
Bütçe imkânlarını genişletmek için hazırlıklarımız var.
Önümüzdeki yıldan itibaren çalışanlarımızın ve emeklilerimizin alım gücünü eskisinin de üstüne çıkartmaya başlayacağımıza inanıyoruz.
Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım.
Yeter ki biz aramıza kimseyi sokmayalım.
Evelallah gerisi sadece vakit ve planlama meselesidir.”
***
Lafta değil, dediği gibi gece gündüz çalışan bir Cumhurbaşkanı var karşımızda… İktidarı boyunca ezberler bozmuş, yapılamaz denilen reformları yapmış, ekonomiyi büyütmüş bir lider var… Vatandaş biliyor ki onun sözü taahhüttür. İnanıyor ki babalar sözünü tutar!
İktidar gerçekçi politika zemininden uzaklaştırmamak gerekiyor. 14 Mayıs’a doğru ‘EYT konusunun kazanılmış bir hak olsa da ülkemizin ekonomik gerçekliğine uygun olmadığını savunmuş bu konuda iktidarı sıkıştırmanın bedelini hep birlikte öderiz’ demiştim. Öyle de oluyor.
Yine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, öyle bir lider ki canla başla çalıştığı halde yine de vatandaşa ‘sizi anlıyorum’ diyor.
Peki, kaçımız gerçekten Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı anlıyoruz? Onun gibi çalışan bir lideri bir daha nerede bulacağız?
Ramazan günü çıktığı bit tv kanalında AK Partili belediyeleri, alkol ruhsatı vermediği için eleştiren Özgür Özel mi çalışkan bir lider olacak da onun yerini dolduracak?
İmamoğlu mu? O kim ya! Şu kar tipi boran gecesinde İngiliz sefirinden talimat alan mı?
Sel taşkın heyelan günü tatile kaçan mı? İBB salonlarında bebek katiline ‘Sayın’ dedirten mi? Seçim üzere kürt fetişi olup çıkan mı?
31 Mart’tan sonra tıpkı 14 ve 28 Mayıs sonrasında olduğu gibi darmadağın olacaklar. Yine ‘milletimizi bunların eline düşmekten Allah korumuş’ diyeceğiz!
..Ve o gün bir kez daha Sayın Erdoğan’ın haklılığı anlaşılacaktır…
Saygıyla…