KADIN KADININ YURDUDUR! 8 MART KUTLANACAK BİR GÜN DEĞİL

BUİKAD Başkanı Oya Eroğlu, "Kadın kadının yurdudur. Bunu görüyoruz ve sadece laf olsun diye de söylemiyoruz. Çünkü bugüne kadar yaptıklarımız birlikteliğimiz, işbirliklerimiz, gerek diğer derneklerde gerek kamuyla gerekse özel sektörle yaptığımız birlikteliklerde görüyoruz ki kadın kadından alıp kadına verdiğinde hem bilgiyi hem ürünü hem hizmeti adına ne derseniz bu çok daha güzel oluyor" dedi.

BURAK TOK

Lider Haber TV ekranlarında Neslihan Çelik Alkoçlar'ın hazırlayıp sunduğu Nes'li Yaşam programının konuğu Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (BUİKAD) Başkanı Oya Eroğlu oldu. Derneğin 2007'de kurulduğunu ifade eden Erdoğlu, Bu sene 15. yılımızı kutladık. Şu anda da 140 tane iş kadını üyemiz var. 7 tane de kurumsal üyemiz. Üyelerimizin hepsi çalışan kadınlardan oluşuyor. Kurumsal üyelerimiz de Bursa'nın lokomotif diyebileceğimiz firmalarından oluşan şirketlerdir. Erkek üyemiz yok ama erkek yöneticilerden, liderlerden, rol modellerden çok ciddi katkı alıyoruz. Öyle olunca da onları da şirket olarak, kurumsal üye olarak kendi aramıza aldık. Bu şimdi de 7 firmaya çıktık. Bursa'daki ciddi lokomotif firmalardan oluşuyoruz. Bize üye olmamız için ya üç senelik bir girişimcilik hikayeniz olması gerekiyor. Ya da en az yine üç senelik bir olmanız gerekiyor ama yöneticiden kastım üst düzey yöneticilikten bahsediyoruz.

Bunun da en az yine minimum üç senesi olmasını arıyoruz. 140 tane iş kadını ciddi bir network, ciddi bir tecrübedir. Kadın kadının yurdudur. Bunu görüyoruz bunu sadece laf olsun diye de söylemiyoruz. Çünkü bugüne kadar yaptıklarımız birlikteliğimiz, işbirliklerimiz, gerek kendi içimizdeki iş birliklerimiz, gerek diğer derneklerde kamuyla, özel sektörle yaptığımız birlikteliklerde gerçekten görüyoruz ki aslında hep kadın kadından alıp kadına verdiğinde hem bilgiyi hem ürünü hem hizmeti ne derseniz buna çok daha güzel oluyor. Çok daha evet verimli bir sonuç oluyor. Ama tabii ki bu demek değil ki biz hep kadın kadına çalışalım. Masanın etrafı hep kadınlardan oluşsun. Işte yönetim kurullarında hep kadınlar olsun. Tabii ki böyle bir şey söylemiyoruz. Bazen çünkü erkek arkadaşlar erkek çalışanlar şey algılıyorlar. yani hep kadın mı olsun? Tabii ki değil. Güç eşitliğinden bahsediyoruz aslında. Bunun hep bir güç savaşı olmadığından bahsediyoruz.

Çünkü bu savaş olduğu zaman cümlenin içerisinde bir yenen tarafı olur. Bir de yenilen tarafı olur. Dolayısıyla da bu bir savaş değil. Hele bir güç savaşı asla değil. Aksine bu yolculuktaki hayat yolculuğundaki eşitlikten bahsediyoruz. Hem çalışma şartları anlamındaki eşitlikten hem çalıştığınızdaki aldığınız karşılık olan ücretin eşitliğinden bahsediyoruz. Zaten ne kadar çeşitli olursak ama eşit anlamda çeşitli olursak herkesin, her cinsin, her insanın aslında kadın erkek diye de çok ayırmaya gerek yok. Yetenekleri farklı. Gördükleri, kattıkları olaya farklı. Dolayısıyla da ne tabii ki tam olarak hep kadın hep kadın olsun istiyoruz. Haliyle de hep erkek de olmaması için de çalışmalarımızı yapıyoruz" şeklinde konuştu.

8 Mart kutlanacak bir gün değil

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün farkındalığına da dikkati çeken Eroğlu, "Ben bu günü kutlamıyorum. Hani hep şöyle başlarız ya, ‘Dünya Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun. Ben asla kutlama lafını kullanmamaya çalışıyorum. Çünkü kutlanılacak bir gün değil bu. Bu farkındalık oluşturacak bir gün. Neden? Çünkü kadın ve erkek, iş hayatında toplumsal hayatta, sosyal hayatta eşit değiliz ve biz eşit olmak için çalışıyoruz. Bu eşitlik için de bugünün farkındalığını oluşturmaya çalışıyoruz. İnşallah günün birinde biz görmeyi ümit ediyoruz" diye konuştu.

1 milyon kadın iş hayatından uzaklaştı!

İş hayatına atılma sürecinin de kadınların yaşadıkları zorluklara değinen Erdoğlu, Kadın iş hayatına girmek istediğinde birçok tepkiye maruz kalıyor. Özellikle bir de anneyse tepkilerin boyutu daha da değişiyor. Oturun evinde çocuğuna bak. Çalıştığın para kreşe gidecek. Nasıl çalışırsın sen? Çocuğuna kim bakacak? Bu olaylar anneliğin sorugulanmasına kadar maalesef uzanıyor. Hepimiz yaşadık, gördük bunları. Bunlar yaşandıktan sonra da çalışmayı çok istemenize rağmen bile belki uzaklaşmak zorunda kalıyorsunuz. Yapılan bir anket sonucunda Bir milyon küsür kadın uzaklaşmış iş hayatından.

Ama bunların yüzde altmışı kadarı eğer fırsatım olsa geri dönmek istiyorum diyor. Bu çok ciddi bir orandır. Burada önümüze çıkan kadınların çalışma hayatındaki engellerden birinin çok rahatlıkla çocuk bakımı görüyoruz. Çocuk bakımıyla ilgili devlet teşviklerinde gerçekten adının teşvik olmasını dolduracak şeyler yapılmıyor. İşte OSB'lerdeki kreşler. Ya da yüzde 50 kadın çalışanınız varsa kreş kurmak zorunluluğu var. Neden yüzde 50 kadın çalışanınız varsa bu zorunluluk getiriliyor? Niye sadece kadınların üzerinde çocuk bakımı? Hani erkeğin baba olması, onun işten uzaklaşmasının sebebi değil ki. Bir kere orada başlıyor sorun. Evet, kesin. Yüzde elli çalışanınız çocuğu varsa kreş kurma zorunluluğunuz olmalı. Fakat biz bu değişime maalasef çok uzağız. Zaten yüz elli kadın çalışanı olanların bile kreşi yok. Çünkü karşılığında ödediği ceza çok az. Bunu kreş kurmaktansa bu maliyeti, bu sorumluluğu almaktansa cezayı ödemeyi tercih ediyorlar. Yurt dışında organize sanayi bölgeleri ya da sanayi bölgelerinde teşvik ve durumlar çok daha iyi bir noktada. Yurt dışında zaten kreş kurmanın ya da kreş açmanın belirli bir kriteri var. Bizim de bu konuda OSB'lerden yol almamız çok önemli.

Bunu tekrar gündeme getirelim. Biz benden önceki Başkan İpek Yalçın zamanında çok ciddi bir yere getirmiştik. Hamuru oluşturduk ve hamuru artık neredeyse fırına verecektik. Bursa OSB için çok çalıştık ama bazı bürokratik durumlar yaşandı ve kaldı. Aslında tam bitme aşamasındaydı. Bursa OSB için yer vesaire hayata geçmedi. Biz çok istedik ama olmadı. Türkiye'nin her OSB'sinde ve sadece Bursa için de söylemiyorum. Fakat Bursa pilot bölge olabilir. Çünkü bu anlamda ekonominin lokomotif şehirlerinden madem ki biriyiz. Dolayısıyla bazı durumlarda örnek olmak zorundayız" ifadelerini kullandı.

NOKTALAMA PROJESİ MEYVE VERİYOR

Noktalama projesiyle 500 kız çocuğuna ulaştıklarını ve bu çocuklara bu programla birlikte her anlamda destek verdiklerinin altına çizen Eroğlu, ayrıca Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın yaptığı projelere de destek olduklarını ifade ederek. "Gerçekleştirilen programla bize de bir meslek lisesi kura sonucu belirlendi. Biz de birkaç SİYAD'la birlikte Bursa'daki, STK'yla birlikte bu projede yer aldık. Buradaki lise düzeyinde çocuklara gidip rol modellerle hikayelerimizi anlattık. Onların projelerine destek olmaya, onların projelerinin bilinirliğini ya da ilgili ve yetkili kişilere ulaşımdaki zorluklarını ortadan kaldırmaya çalıştık. Geçen sene. Pandemide malum ki böyle işlerimiz maalesef listeler vesaireler olduğu için okullar çok ilerleyemedi. İnşallah önümüzdeki sene yine dünyadaki sağlık koşullarının el verirse daha çok gencimize dokunmak istiyoruz" dedi.

ANADOLU İŞ HAREKETİ BAŞLADI

Pandemi döneminde Türkiye'nin ilk girişimci iş kadınları federasyonu'nu kurduklarını ve buna Anadolu iş kadınları hareketleri dediklerini aktaran Eroğlu, "Kısa adı GİFED olan Girişimci İş Kadınları Federasyonu; İzmir, Adana, Afyonkarahisar, Aydın, Kocaeli ve Bursa'dan 8 öncü iş kadını derneğinin çatı örgütü olarak faaliyet yürütecek. Başkanımız Huriye Serter. Ben de başkan yardımcılığını yapıyorum. Buradaki amacımız iş kadınlarımızın sesinin daha da yükselmesidir" diye konuştu.