Kalbimizin çaresi 'Akdeniz' diyetinde...
Kalp ve damar hastalıkları dünyadaki tüm ölüm nedenleri arasında ilk sıradaki yerini korumaya devam ediyor. Araştırmalara göre sadece Avrupa’da yılda 4 milyon kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. Sağlıksız beslenme, hareketsizlik, sigara kullanımı ve stres ise bu hastalığa kapı aralayan en önemli etkenler olarak sıralanıyor.
Kalp ve damar hastalıkları nedeniyle gerçekleşen ölümlerin her geçen gün arttığını söyleyen Medline Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Onur Akpınar, “Sağlıklı beslenmek, kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltmak için atılması gereken ilk adımlardan birini oluşturuyor. Buradan yola çıkarak yapılan bilimsel araştırmalar ise kalp hastalarına yönelik en doğru beslenme şekli olarak Akdeniz diyetini işaret ediyor” diyerek önemli bilgiler verdi.
Akdeniz diyeti nedir, nasıl yapılır?
“Kalp sağlığımı korumak için nasıl beslenmeliyim?” diye soran kalp hastalarına yanıtın dünyanın en saygın bilim dergilerinden biri olan Lancet’ten geldiğini belirten Prof. Dr. Akpınar, “Bu tür hastalarla yapılan ve 2022 yılında yayınlanan randomize kontrollü 7 yıllık takip çalışmasında (CORDIOPREV) Akdeniz diyetinin düşük yağlı diyetten çok daha üstün olduğu ortaya konmuştur” diyerek, geçmiş yıllarda kalp hastalarına önerilen düşük yağ ile beslenme önerilerinin fayda yerine zarar verdiğinin anlaşıldığını ifade etti. Özellikle sızma zeytinyağı yönünden zengin Akdeniz mutfağının kalp hastalarında tüm kardiyak olayların gelişme riskini azalttığını kaydeden Prof. Dr. Akpınar, Akdeniz diyetinin temel noktalarını ise şöyle anlattı:
Sızma zeytinyağı
Akdeniz diyetinin en temel öğesidir ve içerisinde bol miktarda antioksidan barındırır. Faydası yüksek oranda tekli doymamış yağ asitlerine ve antioksidan etkili biyoaktif bileşenlerine de bağlanmaktadır. Kalp hastalıkları haricinde diyabet, felç, kanser, Parkinson ve Alzheimer gibi hastalıkların oluşum ihtimallerini ve bu hastalıklardan kaynaklanan ölüm risklerini de azaltmaktadır.
Sebze ve meyve
Akdeniz mutfağının olmazsa olmazları arasındadır. Portakal, nar, böğürtlen, incir ve üzüm Akdeniz diyetinde en sık tüketilen meyveler olup, lif, potasyum, C vitamini ve polifenol yönünden oldukça zengindirler. Taze yeşillikler, domates, patlıcan, lahana, turp, sarımsak, soğan, ıspanak ve marul gibi sebzeler de bol lif, potasyum, bakır, magnezyum, folat, A, B6, C, E ve K vitamini içerirler. Yapılan birçok bilimsel çalışma, yüksek oranda sebze ve meyve tüketiminin tüm nedenlere bağlı ölümleri azaltarak, kalp hastalığı, felç, diyabet ve bağırsak kanserinden koruduğunu göstermiştir.
Omega-3 önemli
Balık ve diğer deniz ürünleri içerdikleri Omega-3 yağ asitleri sayesinde tam anlamıyla birer kalp dostudurlar. EPA ve DHA, kalp koruyucu etkileri ile bilinen başlıca N-3 yağ asitleridir. Yapılan çok sayıdaki çalışma, bol ve sık balık tüketiminin koroner kalp hastalığı riskini azalttığını ortaya koymuştur.
Baklagiller ve tahıllar
Akdeniz mutfağı baklagiller ve tahıllar açısından da oldukça çeşitlidir. Baklagiller arasında en sık tüketilen besin kaynakları mercimek, fasulye ve nohut iken, tahıllar için buğday, pirinç, yulaf, tam buğday ekmeği ve makarna olarak sıralanabilir. Baklagillerin ve tahılların kalp hastalıkları, vücut ağırlığı ve kolesterol üzerindeki yararlı etkileri günümüzde iyice bilinmektedir. Genel olarak bu gıdalar değerli birer lif, folat, B6 vitamini, magnezyum, potasyum ve bakır kaynaklarıdır.
Kuruyemişler yararlı mı?
Özellikle kavrulmamış kuruyemiş tüketimi Akdeniz diyetinin önemli bir parçasını oluşturur. Yağ oranları yüksek olsa da bunlar genellikle sağlıklı yağlardır. Ayrıca zengin protein ve lif kaynakları olmaları nedeniyle kalp ve damar hastalıklarının yanı sıra birçok soruna karşı da koruma sağlarlar. Bu diyette kuruyemişler açısından akla ilk gelenler badem, fındık, ceviz ve antepfıstığı şeklindedir. Söz konusu gıdalar tekli ve çoklu doymamış yağ asidi, özellikle linoleik, linolenik asit, fenoller, flavonoidler, izoflavonoidler ve fitosteroller açısından benzersizdirler.