Kılıçdaroğlu'nun SMS skandalına tepki
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, seçim sürecinde bir kısım çevrelerin seçmenlere yazılı ve sesli bir şekilde mesaj gönderdiklerini ve kişisel verileri de ihlal etmek suretiyle bunu yaptıklarını gördüklerini belirterek, "Kişiler üyelerine her türlü mesajı gönderebilir; ama bu saatte yani seçim sürecinde kendi üyelerinizin dışında başkalarına sesli ya da yazılı mesaj göndermenin suç olduğunu ifade etmek istiyorum" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, parti genel merkezinde cumhurbaşkanı seçimi 2'nci tur oylamasına ilişkin basın açıklaması yaptı.
Yavuz, "Son bize gelen bilgilere göre bir kısım belediyeler bütün belediye başkanından başlayarak yöneticiler, belediye çalışanlarına baskılar kurduğunu duyuyoruz; ‘kabine girdiğinde oyunu şuraya vereceksin' ve bir de 'fotoğraf makinesiyle çekeceksin ve bana göstereceksin, yoksa kapının dışına koyarım' şeklinde tehdit edildiklerini de görüyorum. Bu gerçekten ne insanlığa sığar ne de hukukta yeri var. Net bir şekilde suç olduğunu söyleyebiliriz. Buna kalkışan her kim varsa, hangi parti olursa olsun, hangi partiden olursa olsun buna maruz kalan kardeşlerimiz direkt suç duyurusunda bulunmalı; çünkü bu suç ve doğru değil" dedi.
Yavuz, yine bir kısım çevrelerin yazılı ve sesli bir şekilde mesaj gönderdiklerini ve kişisel verileri de ihlal etmek suretiyle bunu yaptıklarını gördüklerini belirterek, "Kişiler üyelerine her türlü mesajı gönderebilir; ama bu saatte yani seçim sürecinde kendi üyelerinizin dışında başkalarına sesli ya da yazılı mesaj göndermenin suç olduğunu ifade etmek istiyorum. Birilerinin korsan birtakım broşürler dağıttığını, afişler astığını üzülerek görüyoruz" diye konuştu.
"Hiç kimsenin sandığı değişmiyor"
Yavuz, sandığa dair de yapılan bazı yanlışlıklar olduğunu ifade ederek,
"Bu konuda biz 14 Mayıs’ta az da olsa suç duyurusunda bulunduk. 28 Mayıs’ta buna kim tevessül ederse net şekilde takip edeceğiz ve kesinlikle suç duyurusunda bulunacağız. Bunlardan birisi imza kaydırma, başkasının yerine oy kullanmaya kalkışma, mükerrer oy verme teşebbüsünde bulunma. Velev ki teşebbüs halinde olsun, yine 298 sayılı yasanın 664'üncü maddesine göre suç. Başkasının yerine oy vermeye kalkışma da suç. Dolayısıyla imza kaydırmalarına ve başkasının yerine oy verme teşebbüsünde bulunanlara özel dikkat etmek gerekiyor; 3 yıldan 5 yıla kadar bunun cezası olduğunu ifade etmek istiyorum. Yine seçmeni engelleme; sandık başkanının itiraz ve şikayetleri kabul etmeme gibi bir şansı olamaz. Sandık başkanı ve kurul verilen itirazları ve şikayetleri mutlaka kayda geçer, olumlu veya olumsuz bakmak onun takdiri. Son günlerde bir yaygara kopartılıyor. Sanki sandıklar değişmiş, sanki yeni seçmen ilave edilmiş gibi, sanki eski seçmem bilgi kağıdıyla oy kullanılamayacak gibi. Seçmen listesi değişmedi. Her ne kadar 48 bin seçmen dahil olduysa da o daha önce dahil olmuştu, ikinci tura kalırsa oy verme hakkının olduğu ifade edilmişti. Dolayısıyla hiç kimsenin okulu değişmiyor, hiç kimsenin sandığı değişmiyor" dedi.
"Kabine sandık kurulu giremez"
Yavuz, engellilerin oy kullanmasına ilişkin 14 Mayıs’ta zorlukların çıkartıldığını gördüklerini ifade ederek,
"Kişiye bakıldığında engeli olduğu ortadaydı; ondan rapor istenmez, 14 Mayıs’ta maalesef istendi. YSK'nın bununla ilgili kararı var. Kabine asla sandık kurulu başkanı ve kurul üyeleri giremez. Orada tek pusula ve tek zarfın verilmesi gerekiyor. 14 Mayıs’ta gördük ki; yer yer tek pusula, yer yer çift pusula verildi. Dolayısıyla yanlışlık yapıldı. Zarfın üstünde YSK logosu var, ilçe seçim kurulunun mührü ve sandık kurulunun mührü vuruluyor. Ama onu biz vurmuyoruz. Sandık kurulu vuruyor. Sandık kurulu bu mührü vurmayı unutursa o zarf da geçerlidir" ifadelerini kullandı.