KİMSENİN MAĞDURUYETİNE RIZA GÖSTEREMEYİZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklama yaptı. İsveç'in NATO'ya üyelik sürecine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meclis'in açılmasıyla birlikte üzerimize düşeni yapacağız. Nihai kararı verecek merci TBMM'dir. Bizim hiçbir ülke ile çözülemeyecek sorunumuz yoktur." dedi. Erdoğan, Asgari ücret ve emekli maaşlarıyla ilgili huzursuzluk ortaya çıktı. Kimsenin mağduriyetinin kalıcı olmasına rıza göstermeyeceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Beştepe'de saat 15.50'de başlayan toplantı yaklaşık 3,5 saat sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda alınan kararlara ilişkin açıklama yaptı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde elde ettiğimiz başarıyı 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimlerinde tahkim etmek istiyoruz. Anlayış ve vizyon birliğinin kıymetini her geçen gün daha net bir şekilde görebiliyoruz. Önümüzdeki seçimler bir fırsattır. Bu tarihi fırsatın heba olmasına izin vermeyeceğiz.
"İSVEÇİN'İN ÜYELİĞİYLE İLGİLİ ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ"
(İsveç'in NATO'ya üyelik süreci) Meclis'in açılmasıyla birlikte üzerimize düşeni yapacağız. Nihai kararı verecek merci TBMM'dir. Bizim hiçbir ülke ile çözülemeyecek sorunumuz yoktur. Diyalog ve diplomasiye alan açıldığı taktirde yanlış anlaşılmaların giderileceğine inanıyoruz. Son 21 yılda bunu pek çok kez başardık. Nice engeli aştık. Aynı başarıyı bugünde yakalamamızın önünde hiçbir mani bulunmuyor. Hem ülkemizin hem de AB'nin çıkarına olacak bu hamlelerin müspet neticelerini inşallah yakında göreceğiz.
"BARIŞ İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAKTAN ÇEKİNMEYİZ"
Kıbrıs Adası'nın kalıcı ve adil bir barışa kavuşması için elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyiz. Karşımızdakilerin dayatmalarına ısrar etmeleri yerine sahadaki durumu kabullenmesi gerektiği açıktır. KKTC'ye yönelik desteğimizin baki olduğunu, katkılarımızın artarak devam edeceğini vurgulamak istiyorum.
İklim değişikliğinin olumsuz yansımalarını ülkemiz de tecrübe etmektedir. Sel ve taşkınların ardından, orman yangınları bunun son örnekleridir. Büyük bir yangınla boğuşan Yunanistan'a iki amfibi uçak ve bir yangın söndürme helikopteri gönderdik. Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Hasat mevsiminde bugün itibarıyla hububatın yüzde 65'i hasat edildi. TMO, 580 noktada alım faaliyetini sürdürüyor. Alımlar devam edecek.
"KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİ 3 AY UZATIYORUZ"
Afetin etkilediği şehirlerde enkazları tamamen kaldırdık. Orta hasarlı binalarla ilgili çalışmalar sürüyor. Bölgede 507 bini konut olmak üzere 650 bin yapıyı devlet eliyle yaparak teslim etmeyi planlıyoruz. Mücbir sebep düzenlemesini depremde en çok yıkıma uğrayan illerimizde devam ettirmeyi kararlaştırdık. Konuyla ilgili detayları Hazine ve Maliye Bakanlığı açıklayacak. Depremin istihdama etkisini en aza indirmek amacıyla başlatılan kısa çalışma ödeneğini 3 ay süreyle uzatıyoruz. 115 bin insanımızın istifade etmesini sağlayacağız. Depremlerin maliyeti 104 milyar doların üzerinde. Deprem kaynaklı harcamlaarın 762 milyar liraya ulaşmasını bekliyoruz.
"ENFLASYONU DÜŞÜRECEK TEDBİRLERİ ALACAĞIZ"
Türkiye’yi istihdamı ve üretimiyle büyütme hedefimizden en küçük bir geriye gidiş söz konusu değildir. Kullanılan araçlar farklılaşsa da varmak istediğimiz menzil değişmemiştir. Ülkemizin her meselesini nasıl çözmüşsek, bugünkü sıkıntıların üstesinden de geleceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Biz ülke ekonomisini sonuçlarla uğraşarak değil sebepleri ortadan kaldırarak büyüttük. İstihdamı artıracak, enflasyonu düşürecek, finansal düzelmeyi sağlayacak her tedbiri alacak, uygulayacak ve ortaya çıkan zenginliği her bir ferde yayacak bir politika izliyoruz. Bu dönemde de politikamızı hayata geçirirken önümüze çıkan zorluklar var. Sadece arz-talep ilişkisine kurulu teorilerin ülkemizde karşılık bulamadığı bir gerçektir.
"TASARRUFTAN YANA OLALIM"
Siyasi, ekonomik ve askeri olarak güçlenen bir Türkiye fotoğrafı kimsenin işine gelmiyor. Bu yüzden sürekli gizli açık engellemelere maruz kalıyoruz. İnsanımızın tasarruf alışkanlığında döviz ve altın ağırlıklı yer tutuyor. Bu varlıkların istihdama ve üretime katkısı olmuyor. Gelin, verim ekonomisinden yana olalım. Tasarruf ekonomisinden yana olalım, israf ekonomisini bir kenara koyalım. Türkiye gibi rezerv paraya sahip olmayan ülkelerin çözüm yollarına ihtiyacı bulunuyor. Ülkemizin önünde istihdam ve üretim dışında çözüm olmadığı için kendi politikamızda ısrar ediyoruz. Ülkemize 10 mliyarlarca dolarlık yatırım sözü alıyoruz. Bunların büyük bölümünü varlık satışı değil istihdama yönelik projeler oluşturuyor. Yatırım kararlarının lokomotifi olan öngöülebilirliği artırmak önceliklerimiz arasında yer alıyor.
Asgari ücretten, memur ve emekli maaşlarına kadar bütçe imkanlarını zorlayan tasarruflarda bulunduk. Kamu işçilerinin yapılan toplu sözleşmelerinde ortaya çıkan tablo memur maaşlarında ilave bir düzeltmeyi zorunlu kıldı. Asgari ücret ve emekli maaşlarıyla ilgili huzursuzluk ortaya çıktı. Kimsenin mağduriyetinin kalıcı olmasına rıza göstermeyiz.