Kirli Bilgi Ağı

Zaman zaman bazı yazılarımda sosyal medyadaki bilgi kirliliğine değiniyorum.
Bunu önlemenin yolu yasa çıkarmak mı yoksa biraz daha bilinçli bireyler olmamızdan mı geçiyor bilemiyorum.
Özellikle son 1 haftadır ülkemizin bazı bölgelerinin ana konusu deprem olmuş durumda.
Geçtiğimiz hafta Düzce, Sakarya, İstanbul ve Bolu’nun ardından önceki gün de Antalya depremi iliklerine kadar yaşadı.
Bu bölgelerde yaşayan vatandaşlar deprem konusunu hayatının merkezine çekmiş durumda.
Sosyal medyalarda depremle ilgili yapılan yalan yanlış paylaşımlara inanıp, deprem nöbeti tutan vatandaşlarımız bile var.
Uzmanların açıklamalarına inanmayıp, hayatında belki bir kitap bile okumamış birinin, “Bu gece saat 04.37’de deprem olacak” paylaşımına inananlar var.
Bir de açıkladığı saati küsuratlı söyleyince daha da inandırıcı olduğunu düşünüyorlar.
Şimdi olayı bir denklem olarak ele almamız gerekirse yapılan paylaşımları mı engellemek lazım yoksa yapılan yanlış paylaşımları doğru kabul etmemek için bilinçli mi olmak lazım.
İstediğimiz gibi yasa çıkartalım.
Yine birileri biraz daha etkileşim almak için bu tür paylaşımları yapacak.
Mesele bu paylaşımları engellemek olmamalı.
Asıl mesele eğitimli ve bilinçli bir toplum olmaktan geçiyor.
Deprem uzmanların açıklamalarını görmezden gelmek yerine ipsiz sapsız birinin paylaşımlarını yok saymalıyız.
Bugün deprem, yarın yangın, ertesi gün sel.
Coğrafi konumdan dolayı sürekli doğal afet gerçeği ile yaşamak zorundayız.
Bu afetlerle psikolojik olarak mücadele etmenin yolu bilinçli bir birey olmaktan geçiyor.