Lider eşleri dünyaya seslendi... Ateşkes için ölüm eşiği ne olmalı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın inisiyatifiyle, lider eşleri bugün İstanbul'da 'Filistin İçin Tek Yürek Zirvesi'nde bir araya geldi. Gazzeli masumların yaşadığı acıların sona erdirilmesi ve krizin çözümü için güçlü bir dayanışma sergilenmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde düzenlenen toplantının açılış konuşmasını Emine Erdoğan yaptı. Emine Erdoğan, "Bu vahşeti durdurmak için hangi ölüm eşiğini bekliyorsunuz? Filistin'deki haksız işgal sona ermeli, gasp edilen topraklar sahibi Filistinliler'e geri verilmelidir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gibi eşi Emine Erdoğan’ın gündeminde, Gazze’de hayatını kaybeden Filistinli mazlumlar, masum çocuklar ve anneler var. 

İsrail’in, Gazze Şeridi’ne 7 Ekim’den bu yana sürdürdüğü saldırılarda çocuk ve kadınların da yer aldığı 11 binden fazla insanın yaşamını yitirmesi Emine Erdoğan öncülüğünde lider eşlerini harekete geçirdi.

Gazze’deki masum sivillerin can kaybını azaltmak ve bölgeye barışı getirmek amacıyla yapılabilecekler için daima hazır olduğunu her mecrada dile getiren Emine Erdoğan, bu kez de dünyanın pek çok ülkesinden devlet ve hükümet başkanlarının eşleri ve özel temsilcilerinin katılımıyla İstanbul’da toplantıya ev sahipliği yapıyor.Emine Erdoğan, 'Filistin İçin Tek Yürek Zirvesi'nde açılış konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"İsrailli bir bakan Gazze'ye atom bombası atmayı seçenek olarak değerlendirirken, sesini dahi çıkarmayanlar Hiroşima'nın kızı Sadako ile Filistin'in çocukları arasında ne fark görüyorlar merak ediyorum. Dün "çocukları küçük kurşunla öldürürler dimi anne" diyen soran Bosnalı çocuğu kurtaramamanın ağırlığını taşıyan küresel vicdan, bugün Gazzeli çocukların üzerine yağan füzeleri durdurmak için daha neyi bekliyor?

Böylesi bir yıkımın üstüne bina edilmiş bir düzende kim kendini güvende hissedebilir? Buradan İsrail devletine ve BM'nin daimi 5 üyesine sesleniyorum: Bu vahşeti durdurmak için hangi ölüm eşiğini bekliyorsunuz? 40 gündür devam eden bu utanç döneminden sonra hangi hakla dünyada barışı ve adaleti savunacaksınız?

Charlie Hebdo'da ölenlerin hukukunu korumak için sıraya giren, o fotoğraf karesinde büyük bir şevkle boy gösteren dünya liderlerinin Gazzeli masumlar karşısında büründüğü sessizlikten hangi anlamı çıkarmamız gerekiyor?

Bu narsizme insanlığın yenik düşürülmesini reddediyorum. Hiçbir meşru siyasi anlayış zulmü kapsamaz. İnançların yaşanmasını engelleyenleri tarih gösteriyor. Bugün bu zulmü gerçekleştirenler bilsinler ki isimleri firavunun yanında anılacaktır. Zalimlikle aynı yerde anılacaksınız.

Filistin'deki haksız işgal sona ermeli, gasp edilen topraklar sahibi Filistinliler'e geri verilmelidir.

Kendisinden olmayanları değersizleştiren karanlığa teslim olmayacağız. Masumu, kadını ve çocuğu geldiği yere göre değerlendiren zihniyetin karşısında duracağız. Bu savaş değil, bu iyinin güzelin batıl ile kavgası. Gazze’de kitlesel bir kıyım sürerken sesi olmaya davet ediyorum.

Ateşkes ilan edilene kadar biz de elimizdeki araçlarla nöbet tutalım. Bir araya gelince çok daha güçlü sesimiz var. Gelin Filistin’de barış için inisiyatif haline getirelim.

Gazze'nin yeniden inşası için fon kurulmalıdır.

Tam bağımsız Bir Filistin ile iki devletli çözümü sağlayalım. Gazze çocuklarını aydınlık bir gelecek sağlayabilecek şekilde yeniden inşa edilmelidir. BM ve İslam İşbirliği Teşkilatları gibi kuruluşlar tarafından İsrail'in yıktığı binaların yeniden inşa edilmesi için bir fon kurulmalıdır. Kalıcı barış için çaba göstermeliyiz. Bu karanlık resmin karşısında bir Filistin hayalimiz var. Babaların korkusuzca çocukları ile buluştuğu bir Filistin. Filistin hayali bizim ellerimizde, vereceğimiz sözlerde, bugünkü eylemlerimizde..."