Milli Eğitim'de disiplin kararları... Devamsızlığa af yok, sınıf tekrarı var!
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitim gündemini değerlendirmek amacıyla medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Bakan Tekin, eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Başkent Öğretmenevinde gerçekleştirilen programda, maarif meselesinin çok daha geniş, çok daha vizyoner bir anlayışla ele alınması gerektiğini ifade etti.
“Türkiye’nin en büyük ailesiyiz”
Resmi ve özel olmak üzere yaklaşık 74 bin okulda 20 milyon öğrenci ve 1 milyon 210 bin öğretmenle 86 milyon vatandaşın tamamına hitap eden bir Bakanlık olduklarını belirten Tekin, “Bu vasfıyla Türkiye'nin en büyük ailesiyiz ve bir aile mantığıyla da hareket etmeye çaba sarf ediyoruz.” dedi.
Hayat boyu öğrenme vizyonuyla aileden başlayarak eğitimin tüm kademelerinden çalışma hayatına kadar öğrencilerimizi millî kültürümüzün ve medeniyetin değerleriyle buluşturarak çağın gerektirdiği becerilerle donatmak için gece gündüz çalışıyoruz.
İletişimin, teknolojinin ve farklı bilgi kaynaklarının hayatımızın merkezine bu denli oturduğu bir dönemde oluşturacağımız mekanizmalarla çok boyutlu bir eğitim iklimi inşa etmeyi hedefliyoruz.
Bu hedeflere ulaşmada destekleriniz, motivasyonumuzu diri tutmamızı sağlayacaktır.
Nurettin Topçu’nun “Bir neslin kurtuluşunu ancak maarifinin yükselmesinde aramak lazımdır” sözüne atıfta bulunan Bakan Tekin şöyle devam etti: “Bu doğrultuda Millî Eğitim Bakanlığı olarak; motivasyonu yüksek, özgüven sahibi, merak eden, sorgulayan, analiz yapabilen ama aynı zamanda erdemli, merhametli ve vicdanlı gençler yetiştirmek en öncelikli hedefimizdir. Elbette bir taraftan köklerimizle bağımızı güçlendirirken diğer taraftan yeni ufukları hedefleyen bir süreç yönetmeyi ve her alanda geçmiş, bugün ve gelecek arasında sağlam köprüler kurmayı önemsiyoruz. Biliyoruz ki bu sağlamlık, eğitimin niteliğini arttıracaktır. Ülkemiz sahip olduğu değerleriyle, birikimiyle, hedefleriyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla gerçekten büyük bir ülkedir. En kıymetli hazinemiz evlatlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz ise bizi bu hedeflerimize ulaştıracak, eğitim sistemimizin en temel yapı taşı, istikbalimizin mimarlarıdır.”
Göreve geldikten sonra Öğretmenler Odası Buluşmaları adı altında öğretmenlerle bir araya gelmeye başladıklarını hatırlatan Tekin, “Göreve geldiğimiz günden bugüne de istikbalimizi inşa eden öğretmenlerimizle bir istişare kültürü çerçevesi altında bu geleneği devam ettirmeyi, istişarelerimizi artırmayı önemsedik.” dedi.
Bakan Tekin, Öğretmenler Odası Buluşmaları ve paydaşlarla görüşmeler sonrasında ders çizelgelerinin güncellenmesi, seçimlik ders seçeneklerinin genişletilmesi, özel öğretim kurumlarıyla ilgili ihtiyaç duyulan düzenlemeler, deprem bölgesindeki öğretmenlerin yer değiştirme hakkı, depremzede öğrenciler için LGS’de ilave kontenjan, öğretmenevlerin de konaklama ile ilgili talebi, zorunlu hizmet affı, yer değiştirme sürecinde yaşanan tıkanıklara ilişkin konular olmak üzere çok sayıda düzenlemeyi sahadan beslenerek hayata geçirdiklerini kaydetti.
Öncelikle deprem bölgesinde yapılanlara ilişkin bilgi paylaşan Tekin, bölgedeki öğretmenler, öğrenciler ve okullar konusunda kapsamlı bir çalışma yaptıklarını belirtti.
Bir iletişim ağı kurduklarını kaydeden Tekin, bölgede halihazırda çalışan ve yeni atanan 192 bin öğretmenin tamamının arandığını, barınma ve diğer hususlardaki ihtiyaçların karşılandığını söyledi.
Yıkılan ya da kullanılamaz durumda 11 bin civarında dersliğin bulunduğunu belirten Bakan Tekin, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla çelik yapılarla yaklaşık 60 günde inşa edilebilen derslikler veya okullar inşa ettik. Bu çelik yapılar aslında betonarme yapılardan pek de farkı olmayan kullanım açısından, hatta daha kompakt eğitim yapıları. Hem hızlı yapılıyor, en az betonarme binalar kadar kullanım ömrüne sahip. Dolayısıyla bizim şu anda 400 civarında derslik çelik yapılarla inşa edip 1 Eylül tarihi itibarıyla eğitim-öğretime bunlarla başlayacağız. İkincisi; hem üretim imkanı açısından, hem bütçe olanakları açısından ikinci bir faz olarak da toplam 4 bine yakın çelik yapı yapmayı planlıyoruz, onların bir kısmını da şubat ve önümüzdeki Eylül ayında yetişecek şekilde planlamamızı yaptık. Dolayısıyla 1 Eylül tarihi itibarıyla eğitim öğretim yılını sorunsuz bir şekilde başlatacak tedbirlerimizi aldık.” dedi.
Tekin, onarımla birlikte kullanılabilecek durumdaki yaklaşık 45 bin dersliğin onarımın da tamamlandığını söyledi.
Öğrencilerin öğrenme kayıplarına değinen Bakan Tekin, “Çocuklarımız, gençlerimiz açısından yaz aylarında isteğe bağlı telafi programları organize ettik. Öğrenci kardeşlerimiz istedikleri takdirde istediği her dersin telafi imkânını kendisine sunduk, bunlara da yoğun bir katılım oldu. Fakat 1 Eylül itibarıyla bunlar tamamlanacak, 11 Eylül tarihi itibarıyla da bölgedeki 11 ilin tamamındaki öğrencilerimize yaklaşık 4 haftalık zorunlu bir telafi eğitim programı başlamış olacak, bu eğitime katılmak okullardaki öğrencilerimiz için zorunlu olacak.” dedi.
Depremzede öğrencilere LGS yerleştirmeleri kapsamında pozitif ayrımcılık yaptıklarını hatırlatan Tekin, “Türkiye’nin her tarafındaki okullarında bu arkadaşlarımız için kontenjan oluşturduk, bunu da bölgedeki arkadaşlarımızın yoğun bir şekilde kullandığını gördük. Ayrıca LGS yerleştirmeleri bittikten sonra hala bölgedeki öğrencilerimizden başka illere konaklamalı olarak gitmek isteyenler varsa, onlar için de pansiyonlu okullarımızın boş kapasitelerini kendileriyle tekrar paylaştık. İsteyen öğrencilerimiz Türkiye’nin neresinde olursa olsun, pansiyonlarımızda boş yer olan okullarımızı tercih edip oralarda başlayabileceklerini kendileriyle paylaşmış olduk.” diye konuştu.
11 ildeki öğrencilerden eğitime erişimde problem yaşayanların kayıtlı oldukları okullara taşınmasıyla ilgili bir genelge yayınlayarak bir kolaylık daha sağladıklarını belirten Tekin,
“Taşıma yönetmeliğimiz normal koşullarda belediye sınırları içerisinde taşımaya imkân vermiyor idi, biz 81 il valiliğine bu kapsamda depremzede öğrenciler için mevzuattaki bu hükmü esnetmelerini, onların taşınmalarında kolaylık sağlamalarını kendileriyle paylaşmış olmuş. Yine aynı şekilde bölgedeki arkadaşlarımız özel öğretim kurumlarıyla konuşarak dernek temsilcileriyle, özel okullardan 1 yıl süreyle ücretsiz yararlanmaları için kontenjanımızı bu yıl için de dernek temsilcileriyle konuşarak tekrar devamını temin etmiş olduk. Burada da talep olursa kontenjanları ölçüsünde özel okullar bize bu anlamda destek olacak.” bilgisini paylaştı.
Öğretmenlere yönelik bir dizi iyileştirme çalışması yaptıklarını hatırlatan Tekin şöyle devam etti: “Bunlardan bir tanesi öğretmenlerimiz yaz aylarında öğretmenevlerini kullanmakta sıkıntı yaşadıklarını söylemişlerdi. Biz, öğretmenevlerinde öğretmen arkadaşlarımızı hem ücret olarak hem de kapasite olarak yer ayrılmasıyla ilgili bazı değişiklikler yaptık. Yine aynı şekilde öğretmen arkadaşlarımızın sahadan, bize ulaştırdıkları problemlerden, özellikle yer değiştirme süreciyle ilgili öğretmen arkadaşlarımız açısından önemli düzenlemeler gerçekleştirdik.”
Velilerin özel okul ücretleriyle ilgili talep ve beklentilerine değinen Bakan Tekin, geçen hafta Özel Öğretim Kurulları Yönetmeliğinde bir değişiklik yaptıklarını hatırlatarak, “Velilerin şöyle eleştirileri vardı; özel okul ücretleri sınırlandırıldı, ama özel okullardaki servis ve yemek ücretlerinde fahiş zamlar yapıldığı için veliler zor durumda kalıyorlar. Bu sorunların çözümü için özel okul temsilcileriyle bir araya geldik. Onların da talepleri oldu, bu talepler doğrultusunda biz gerçekleştirebileceğimiz talepleri yönetmelikte gerçekleştirerek bu sektördeki sıkıntıyı da çözmeye çalıştık. O da hem sektör temsilcilerinden, hem de velilerin eleştirilerini minimize etmek açsından ciddi geri dönüşleri oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Liselere sınıf tekrarı geliyor
Bakan Tekin, yardımcı kitaplar, seçimlik dersler gibi bazı konularla yaptıkları çalışmayı yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacaklarını vurgulayarak, “Özellikle okul terkleriyle ilgili yaşanan sorunlar var, onlarla ilgili değişiklikler eğitim öğretim yılı başlamadan önce ilgili mevzuat değişiklikleriyle kamuoyuyla paylaşılmış olacak. Aynı şekilde özellikle ortaöğretim kurumlarındaki öğretmen arkadaşlarımızın çok dile getirdikleri hususlar oldu. Bunlardan bir tanesi, özellikle liselerde sınıf tekrarının olmamasının kaynaklanan sorunlardan söz edildi. Bu zaten bizim de gündemimizdeydi, dolayısıyla bununla ilgili bir tedbir alacağız, yeni dönemde sınıf tekrarının mümkün olduğu bir süreç söz konusu olacak.” bilgisini paylaştı.
Açık liseye geçişler zorlaşacak
Açık öğretime kayıtlı öğrenci sayılarına değinen Bakan Tekin, “Özellikle 11. sınıftan 12. sınıfa geçen ortaöğretim öğrencilerinin arasında yaygınlaşmaya başlayan, özellikle pandemi ile başlayıp depremle devam eden süreçte açık liseye kaymalar söz konusuydu. Açık liseye kaymalarla ilgili de bir dizi tedbiri önümüzdeki günlerde mevzuat değişiklikleriyle almış olacağız. Bu bizim için çok önemli; hem örgün eğitim çağındaki bir gencimizi yaygın eğitim kurumlarına gitmesini doğru bulmuyoruz, hem de açık okullara devam eden bu çocuklarımız özellikle çok sayıda arkadaşımızın eleştirdiği bu merdiven altı, izinsiz kurslar üzerinden bir hazırlık sürecine devam ediyor. Bu merdiven altı yapılarla mücadele etmek açısından da 11. sınıftan 12’ye geçen öğrenciler içerisinden açık liseye erişim, açık liseye nakil süreçlerini zorlaştırarak eğitim verdiğini iddia eden yapılarla da mücadele etmiş olacağız. Dolayısıyla açık liseye geçişleri zorlaştıracağız. Şunu açıkça söyleyeyim: Pandeminin yarattığı kısıtlılıklar çerçevesinde özellikle açık lise sınavlarının elektronik ortamda yapma süreci vardı. Şimdi tekrar eski haline dönüştürüp açık liseye geçişleri bir prosese bağlamak istiyoruz. Zorunlu haller dışında örgün eğitim çağındaki çocuklarımızın açık liseye kayıt yapmalarını istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Devamsızlığa af yok
Öğrencilerin devamsızlık durumlarına da değinen Bakan Tekin, “Aynı şekilde devamsızlıkla ilgili ben buradan bir kez daha söyleyeyim, bu konuda önümüzdeki eğitim öğretim yılı sonunda çocuklarımız af ya da benzeri beklenti içerisinde olmasınlar. Devamsızlık ve sınıf tekrarı konusunda çok ciddiyiz. Şimdiden arkadaşlarımızı uyarmış olalım, sonra bir problemle karşılaşmamak adına…”
Öğretmenlerin yer değişikliği taleplerini karşılamak için ellerinden gelen her imkanı sağlamaya çalıştıklarını kaydeden Tekin, “Öğretmen arkadaşlarımıza yer değişikliği için kendilerine yardımcı olacak bütün normları açtık. Bir takvim işlettik, daha önce ilan edilen yer değişikliği takvimi işlettik. Buna rağmen yer değişikliğini yapamayan, ama bizim de hala boş normlarımızın oluştuğu okullar için önümüzdeki hafta sonu bittikten sonra yer değiştirme işlemleri için bir takvim daha başlatacağımızı öğretmen arkadaşlarımıza paylaştık. Yani hem il içi, hem iller arası, hem de mazerete bağlı yer değişikliği taleplerinin bir kez daha kendilerine bütün okulları açarak yardımcı olacağımızı söyledik.” diye konuştu.
Bakan Tekin, Cumhuriyet’in 100. yılı dolayısıyla Bakanlık olarak ciddi bir etkinlik takvimi oluşturduklarına işaret eden Bakan Tekin şu bilgileri verdi: “Etkinlik takvimi oluşturmak amacıyla bir komisyon teşkil ettik, etkinlik başlıkları oluşturduk, etkinlik hazırlık sürecimiz başladı. İllere de bu kapsamda neler yapabileceklerine dair, nasıl yapabileceklerine dair somut önerilerimizi, yönlendirmelerimizi içeren bir genelgeyi illerle paylaştık. İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz de kendi üstümüze düşeni yapmış olacağız. Öğretmen arkadaşlarımızın coşkuyla kutladıkları bir Cumhuriyet’in 100. yılı sürecini de yaşamak itiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Her türlü eleştiriye açık olduklarını vurgulayan Bakan Tekin, “Özellikle eğitim öğretim süreci ve bu süreçte bize yapacağınız önerilere açık olduğumuzu sizlere bir kez daha deklare etmek istiyorum.” dedi.
Öğretmen yetiştirme süreci revize edilecek
Yeni dönemde en çok önem verdikleri konulardan birinin öğretmen yetiştirme süreçleri olduğunu vurgulayan Bakan Tekin, “En çok üzerinde duracağım konu 2017 yılında üzerinde yüzlerce toplantı, çalıştay yaparak oluşturduğumuz bir metnimiz vardı; Öğretmen Yetiştirme Strateji Belgesi. Bütün yasal prosedürleri tamamlamıştık. Öğretmen Yetiştirme Strateji Belgemiz ve Türkiye’deki öğretmen yetiştirme sürecini lisans düzeyindeki fakültelerden ele alıp öğretmen olarak istihdam edilme sürecinden öğretmen olarak istihdam edildikten sonraki hizmet içi eğitim sürecine kadar hem öğretmen niteliklerinin artırılması hem de eğitim öğretim sürecinin sağlıklı hale getirilmesi… Dolayısıyla öğretmen yetiştirme süreci benim bu dönemdeki çözmek istediğim en temel problemlerden bir tanesi. Yeni dönemde inşallah öğretmen yetiştirme sürecini ele alıp bunu tepeden tırnağa revize etmek istiyoruz. Bu sürecin içinde öğretmen arkadaşlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesinden, öğretmen arkadaşlarımızın en temel eleştirilerinden bir tanesi olan öğretmenin sosyal statüsü ve itibarıyla ilgili almak istediğimiz tedbirler var. İnşallah yani ana çalışma konularımızdan bir tanesi bu olacak.”
“Özel okullar, devletin eğitim öğretim alanındaki vazifelerini üstlenen paydaşlardan bir tanesi”
Bir soru üzerine özel öğretim kurumlarının yapısına değinen Bakan Tekin şunları söyledi: “Bir çocuğunu devlet okuluna göndermek isteyen her bir velimize eğitim öğretim olanağı sunmak durumundayım bir kere bunu yapacağız. İki, bu olanağı sunduktan sonra eğitim niteliğiyle ilgili koşulları en optimum düzeye çıkartacak tedbirleri almak durumundayım. Biz Bakanlık bünyesindeki okullarla ilgili olarak böyle bir süreci yürütüyoruz. Ancak bütün bunlara rağmen çok değişik gerekçelerle, çok farklı gerekçelerle kendi çocuğunu devlet okulunda değil de özel okulda okutmak isteyen vatandaşlarımız, velilerimiz olabilir. Sonuçta Türkiye demokratik bir hukuk devleti ve içinde bulunduğumuz modern dünyanın ana unsurlarından bir tanesi de bu çeşitliliğin sağlanmış olması. Millî Eğitim Bakanlığının müfredatlarının uygulandığı, Millî Eğitim Bakanlığının öğretmen seçme süreci dahil birçok konuya müdahale edebildiği okullar. Hal böyle olunca ben özel okulları ilkesel olarak devletin eğitim öğretim alanındaki vazifelerini üstlenen paydaşlardan bir tanesi olarak görüyorum.”
Özel okul fiyatlarındaki artış konusuna da değinen Bakan Tekin, “Özel okul dernekleriyle bu konuları defaten görüştük. Okul ücretleriyle ilgili olarak yönetmeliğimizde velileri de tatmin edecek, özel okulları da tatmin edecek bir orta yol… Daha önce TEFE-TÜFE oranında artışlar yapabiliyordu, sonra deprem süreci, pandemi süreci sebebiyle orada fiyat skalasının oluşturulmasında farklı parametreler devreye girdi. Özel okullar kendi maliyetlerini, giderlerini karşılayamadıkları için bunları farklı yollarla karşılama uğraşına girdi, yani okul servisleri ve yemek ücretleriyle... Dolayısıyla, biz şimdi ücretlerle ilgili TEFE-TÜFE ilkesini getirdikten sonra özel okullar, derneklerin bize taahhüdü, servis ve yemek ihtiyacıyla ilgili konularda da makul düzeyde yapacaklar, biz de kendilerini zaten denetleyeceğiz. Bu denetim alanının içerisinde kalan okullar bizim paydaşımız. Ama bu denetimin dışına çıkmak isteyen, bize taahhütlerini veya bizim mevzuatımızın dışında yollara tevessül etmek isteyen özel okullara karşı da biliyorsunuz hem özel öğretim kurumlarıyla ilgili yasal düzenlemelerimizde hem de yönetmelik düzeyindeki ikincil mevzuat düzeyimizde cezalandırma mekanizmalar var, idari cezalar uygulayabilecek durumdayız.” diye konuştu.
Meslek liselerinin, mezunlarının kendi alanlarında istihdam edildiği, amacına uygun hizmet veren yapılar olarak yaygınlaştırılacağını anlatan Bakan Tekin, bir soru üzerine okulların yıkım ve güçlendirme çalışmalarına ilişkin de bilgi paylaştı. Bakan Yusuf Tekin, konunun 6 Şubat depremi sonrasında kamuoyunun daha çok gündemine geldiğini, Bakanlığın ise sürekli gündeminde olduğunu, hem deprem bölgesinde hem de diğer bölgelerde yıkım ya da güçlendirme kararı verilen okullarla ilgili gerekenin yapılmaya devam ettiğini kaydetti. İstanbul’da farklı bir durum yaşandığını, orada yeni okul yapılacak arazi bulmakta güçlük olduğunu sözlerine ekleyen Bakan Tekin, bu noktada da Çevre ve Şehircilik Bakanlığının destek sağladığını ifade etti.
Özel okullarda çalışan öğretmenlerin ücretlerine ilişkin de bir soruyu yanıtlayan Millî Eğitim Bakanı Tekin, özel okulların dernek temsilcileriyle kendisinin iki kez görüşme yaptığını, konuyu yakından takip ettiğini aktardı. Hukuki açıdan özel okullarda çalışan öğretmenlere bir taban aylık belirlenmesinin mümkün olmadığını, özel okulların tamamında değil ama bazılarında ücret politikası konusunda sıkıntılar yaşandığını da dile getiren Tekin, temsilciler ile sürekli konuştuklarını, çözüm için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.
“Mümkün olduğunca fazla sayıda arkadaşımızı istihdam etmek için çaba göstermeye devam edeceğiz”
Atanamayan öğretmenler konusundaki soruları da yanıtlayan Tekin, şöyle konuştu: “Millî Eğitim Bakanı olarak Bakanlık bünyesinde çalışan öğretmen arkadaşlarımızın sayısının artmasını çok arzu ederim, ama şimdi burada mevzu politize edilecek bir boyutta değil. Şimdi bu siyaset malzemesi yapılıp bütün atanamayan öğretmenleri atayacağız diyen bir siyasetçi ya Türkiye’de rakamlar hakkında bilgi sahibi değil ya da popülizm uğruna insanların kaderleriyle ve gelecekleriyle oynuyor. Şimdi atanamayan bütün öğretmenleri atayacağız demek, o gençlerin gelecekleriyle oynamak gibi bir şey. O yüzden ben bu söylemlerden politikacılarımızın kaçınmasını arzu ediyorum. Biz Bakanlık olarak zaten Sayın Cumhurbaşkanımızla sürekli konuşuyoruz. Bakın şu an hâlihazırda Bakanlık sistemindeki öğretmen arkadaşlarımın yaklaşık yüzde 80’ine yakını Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakan ya da Cumhurbaşkanı olduğu dönemde atanmış. Yani bu kadar çok öğretmen ataması yapılmışken, niye tekrar atama yapılmasıyla ilgili olumsuz bir tavır içerisinde olalım? Öyle bir şey yok, yeni öğretmen ataması kuşkusuz olacak. Biz Bakanlık olarak hassas bir dil kullanmaya çalışıyoruz atanan ya da atanamayan bütün kardeşlerimize, bütün öğretmenlerimize, adaylarımıza, herkese kardeş muamelesi ile yaklaşmaya çaba sarf ediyoruz. Lütfen bunları bu arkadaşlarımız da bu anlamda kaderleriyle oynayacak cümlelerden kaçınsın arkadaşlarımız. Biz de mümkün olduğunca fazla sayıda arkadaşımızı istihdam etmek için çaba göstermeye devam edeceğiz.”
“Reform kavramı beni rahatsız ediyor”
Mevcut yapı içerisinde kendisinin bir örnek vermek için değindiği konunun başka bir tanımlamaya göre reform olarak adlandırılabileceğini söyleyen Tekin, “Reform kavramı beni rahatsız ediyor. Ben kendi adıma bir sosyal bilimci olarak şunu hissediyorum: Bu tür reform ifadeleri kamuoyunda çok farklı beklentileri ve farklı rahatsızlıkları beraberinde getiriyor. O yüzden reformdan ziyade sistemin içerisinde yapmayı düşündüğümüz şeyleri açıklamayı tercih ediyorum, bu benim kişisel tercihim.” diye konuştu.
Öğretmenlik Meslek Kanunu
Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin de konuşan Tekin, Anayasa Mahkemesi’nin kanunun bazı maddelerini iptal kararı verdiğini hatırlatarak, gerekçeli karar kendilerine ulaştığında buna uygun olarak hareket edeceklerini söyledi. Tekin, “Benim arzum, Öğretmenlik Meslek Kanununun öğretmenlerin talepleri doğrultusunda, belki biraz daha kapsamlı bir şekilde, çünkü bizim çok farklı sayıda kanuna derç edilmiş öğretmenlerimizi ilgilendiren hükümler var. En azından onların hepsi tek bir çatı kanunda birleştirilebilir.” dedi.
Dershanelerin kapatılması sürecinde Anayasa Mahkemesi’nin “belli alanlarda takviye gereklidir” kararı sonrasında özel öğretim kurslarının ders bazlı olarak kurumsal hizmet sunacak yapılar olarak planlandığını anlatan Bakan Tekin, bugün dershane benzeri yapıların yeniden oluştuğu eleştirisine karşılık olarak şunları söyledi:
“ÖSYM’nin üniversite sınavı için soru hazırlama ekibinin içerisinde öğretmen arkadaşlarımızın, yani Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinden ders anlatan öğretmenlerin girmesini sağladık ve dolayısıyla okullarımızı ve kitaplarımızı, yani dershane mücadelesinin bir parçası olarak işlevsel hale getirdiğimizi söyledik. Şimdi biraz bu konulara tek sadece merdiven altı ya da dershanecilik üzerinden bakmamak lazım. Bakanlığın alması gereken tedbirler var, biz o tedbirleri alarak tekrar bu dershaneyle ilgili ihtiyacı ortadan kaldırmak istiyoruz.
Bu yapılarla ilgili polisiye tedbirler ya da yasal tedbirler değil, Bakanlığın kendi içerisinde alması gereken operasyonel tedbirler olduğuna inanıyorum. Bunlardan bir tanesi biraz önce anlattığım süreç, biz de inşallah onu yapmış olacağız.”