Geri

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!

Dünya genelinde coşku içinde kutlanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü tarihçesi 1800'lü yıllara dayanmaktadır. Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak tanımlanan bu özel gün her sene 8 Mart'ta kutlanan uluslararası bir gündür.

10:07:42 | 2023-03-08



Haberi Sesli Dinle

ÖZLEM YOĞURTÇUOĞLU     

Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak adlandırılan 8 Mart'ın hikayesi aslında insan hakları temelinde kadınların sosyal bilinçleri için savaşarak kazandığı bir mücadeleyi esas alan bir hikayeye dayanmaktadır. 1975'te Birleşmiş Milletler tarafından kutlanan Dünya Kadınlar Günü 1977 tarihinde ise resmiyet kazanmıştır. Peki, Kadınlar Günü ne zaman ilan edildi ve nasıl ortaya çıktı? İşte 8 Mart Dünya Kadınlar Günü tarihçesi...

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ ORTAYA ÇIKIŞ HİKAYESİ

26 - 27 Ağustos 1910'da Danimarka'nın Kopenhag kentinde toplanan 2'nci Enternasyonal'e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi delegeleri Clara Zetkin, Kate Duncker'in her yıl 'Kadınlar Günü' düzenlenmesi yönündeki önerisi kabul edildi.

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Bu grev esnasında polis işçilere saldırdı ve onları fabrikaya kilitledi. İşçilerin fabrikaya kilitlenmesinin ardından çıkan yangında, işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. Ölen işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.

8 MART’TA NE OLDU?

8 Mart 1857'de New York'taki bir tekstil fabrikasında polis, grevci işçilerin üzerine kapıları kilitledi. Daha sonra fabrikada çıkan yangından kaçamayan 120 kadın hayatını kaybetti.

8 Mart 1908'de New York'ta çoğu sosyalist olan kadın işçilerin öncülüğünde sendikal haklar ve kadınlara oy hakkı talepleriyle miting düzenlendi.

Rusların o dönemde kullandığı Jülyen takvimine göre 23 Şubat 1917'de Rusya'da çarlığa son veren ayaklanmalar başladı. Ayaklanmalar sırasında kadınlar da protesto eylemleri gerçekleştirip greve gitti. 23 şubat Gregoryen takvimine göre 8 marta denk geliyor.

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ TARİHÇESİ

Dünya Kadınlar Günü, 1977'ye kadar resmiyet kazanmadı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977'de tarihe 1917 Şubat Devrimi olarak geçen ayaklanmalardan yola çıkarak 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını kabul etti.

Dünya Kadınlar Günü, Türkiye'de ilk kez 1921'de kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova'nın girişimiyle gündeme getirilse de 1975'e kadar olan 54 yıllık süreçte kutlanmasına izin verilmedi. 1975'te 'Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı' ilan edildi. Türkiye, Birleşmiş Milletler üyesi olduğu için 1975'te düzenlenen 'Kadın Yılı Kongresi' ile Dünya Kadınlar Günü kutlaması yeniden gündeme getirildi.

12 Eylül 1980 Darbesi'nden sonra askeri yönetim 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamalarını yasakladı. 1984'te yeniden demokrasiye geçişle birlikte 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı.

Tarihin İlklerine İmza Atan Başarılı Türk Kadınları

Cumhuriyet tarihinde birçok kadın, başarısıyla kendinden sonrakilere öncülük etmiştir. Aşağıda siyasetten müziğe, spordan bilime farklı alanlarda ilklere imza atan isimler yer almaktadır.

Okullara ve hastanelere verilen ismiyle tanıdığımız Nene Hatun, 93 Harbi sırasında Rus işgaline karşı Erzurum’daki direnişin simgesi haline gelen kahraman Türk kadınıdır. Kaldı ki onun gibi cesaretini, vatan sevgisini ve inancını hat safhalarda yaşayıp ilklere imza atan daha nice Türk kadını vardır.

Dünyadaki hemcinsleriyle karşılaştırıldığında da tarihin önemli bir noktasında yer aldıkları açıkça görülmektedir. İlk kadın pilotumuzu ya da heykeltraşımızı kim unutabilir ki…

İşte ilklere imza atan başarılı Türk kadınları:

İlk Kadın Kimyacı: Prof. Dr. Remziye Hisar (1902-1992)

Fransa Sorbonne Üniversitesi’nden mezun olan ilk Türk kadınıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın kimyacısı olarak kabul edilmektedir.

1992 yılında yaşamını yitiren Remziye Hisar, dünyaca ünlü fizikçi Feza Gürsey ve Milletlerarası Psikoloji Cemiyeti’nin tek Türk azası psikiyatrisi Deha Hanım’ın annesidir. Başarılı bir eğitim hayatı olan Remziye Hisar, meslek hayatında birçok zorlukla karşılaşmıştır.

Kimya alanında Türkiye’yi temsil edecek bir ismin bulunmaması nedeniyle olan üzgünlüğü, onu Bakü’ye sürüklemiş ama Bakü’de de bir savaşın ortasına düşmüştür.

Umudunu yitirmemiş, yılmadan mesleğine devam etmiştir. Tersliklerin devam etmesi Sovyet Rusya’nın Azerbaycan’ın bağımsızlığına son vermesi gibi sorunlar sırasında doktor Reşit Süreyya Gürsey ile tanışmış ve evlenerek İstanbul’a dönüş yapmıştır.

Bir süre sonra eşiyle birlikte Paris’e gitmiş, burada Sorbonne Üniversitesi’nin kimya bölümünde öğrenim görmeye başlamıştır. Öğrenimi sırasında da sorunlarla karşılaşmış, yine de doktorasını tamamlamıştır.

Türkiye’ye dönen Hisar, 1933–1936 yıllarında İstanbul Üniversitesi’nde kimya ve fiziko kimya doçenti olarak görev yapmıştır. 1959 yılında profesör olan Remziye Hisar, 1973 yılında emekliliğe ayrılmıştır. 1992’de İstanbul’da hayatını kaybetmiştir.

İlk Kadın Doktor: Safiye Ali (1894-1952)

İlk kadın doktor olan Safiye Ali, Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli hizmetleri ile tanınan bir ailenin kızıdır.

1891 İstanbul doğumlu Safiye Ali, Amerikan Kız Koleji’nden mezun olmuştur. Balkan Savaşı sırasında cepheden gelen birçok yaralıyı gördükten sonra doktor olmaya karar vermiştir. Bu isteğini gerçekleştirmesi ise oldukça zordur çünkü o dönemde bir kadının tıp okuması imkansızdır.

Yetenekli ve başarılı kişiliği ile dikkatleri çeken Safiye Ali, Maarif Vekili Şükrü Bey’in yardımları ile tıp eğitimi almak için Almanya’ya gitmiştir.

Burada kadın ve çocuk hastalıkları üzerine eğitim almış, Kurtuluş Savaşı bitiminde yurda dönerek Cağaloğlu’nda açtığı klinikte tedavilerine başlamıştır. Süt ve bakımevlerinde de çalışan Safiye Ali, Türkiye’yi yurtdışında düzenlenen tıp kongrelerinde temsil etmiştir.

Ardından sağlık sorunları nedeniyle eşiyle birlikte Almanya’ya taşınmış ve mesleğine burada devam etmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’da yaralananların ve hastaların bakımını üstlenmiştir. Savaş sonrasında Türkiye’ye dönmüş ve yakalandığı kanser nedeniyle 1952 yılında hayata veda etmiştir.

İlk Kadın Avukat: Süreyya Ağaoğlu (1903-1989)

Tarihimizin ilk kadın avukatıdır. Ayrıca Hür Fikirleri Yayma Derneği ve Çocuk Dostları Derneği’nin kurucusudur.

Milletlerarası Hukukçular Komisyonu üyesidir. Milletlerarası Barolar Birliği Yönetim Kurulu İdari Heyet Üyesi’dir. Ve bir kadın hakları savunucusudur.

Tarihimizde en cesur kadın entelektüel olarak yer almıştır. 58 yıl avukatlık yapmıştır. Lise yıllarında cumhuriyet rejiminden bahsettiği arkadaşlarının “gavur” olarak nitelendirmesine maruz kalmıştır.

Bu nedenle avukat olmayı kafasına koymuştur. Hukuk fakültesine kaydını yaptırmak istediğinde birçok sorunla karşılaşmıştır. O dönemde kız öğrenci olmadığı için üniversite rektörü Haldun Taner’in babası, Selahattin Bey’e başvurmuştur. Dönem kadınlarının çarşafla dolaştığı dönemde başını bile kapatmadan görüşmeye gitmiştir.

Talebini ilettiği zaman Selahattin Bey’in salonunda kahkahalar atılmış, ancak Süreyya Hanım gibi avukat olmak isteyen diğer 3 arkadaşını da gördükten sonra fakültenin açılmasına karar verilmiştir.

Erkek ve kadınların farklı saatlerde ayrı ayrı eğitim aldığı dönemde, başını kapatma konusunda dik bir duruş sergilemiştir. Mezun olduktan sonra bir yandan mesleğini icra etmiş, diğer yandan kadın hakları savunuculuğu rolü üstlenmiştir.

İlk Kadın Heykeltraş: Sabiha Bengütaş (1904-1992)

Atatürk, İsmet İnönü, Abdülhak Hamid, Ahmet Haşim, Bedia Muvahhit gibi tarihimizin dev isimlerinin heykellerini yapan Sabiha Bengütaş, ilk kadın heykeltraşımızdır.

Eğitimini Şam’da Fransız Katolik Okulu’nda alan Bengütaş, İstanbul’a dönünce Köprülü Fuat Paşa Okulu’nda devam ettirmiştir.

Güzel sanatlara ilgisi fazla olan Sabiha Bengütaş, 16 yaşında Sanayi-i Nefise Mektebi’nin resim bölümüne kaydolmuştur. Bu sırada antik bir büstü kopya eden Bengütaş, öğretmeninin dikkatini çekmiş, okulun heykel bölümüne alınan ilk kız öğrenci olmuştur.

Roma Güzel Sanatlar Akademisi’nde ihtisas yapmış ve İtalya’da büyük bir deneyim kazanmıştır. Taksim Meydanı’nda bulunan Atatürk abidesini yapan İtalyan heykeltıraş Canoni’nin asistanlığını yapmıştır.

Kocasının diplomat olması nedeniyle birçok yabancı ülkede mesleğini icra eme fırsatı bulmuştur. 1938 yılında Atatürk ve İnönü için yapılan heykel yarışmasında birinci olmuştur. Atatürk Heykeli, Çankaya Köşkü’nün bahçesinde; İnönü heykeli ise Mudanya’da yer almaktadır.

İlk Kadın Jet Pilotu: Leman Bozkurt Altınçekiç (1932-2001)

Sarıkamış doğumlu Leman Bozkurt Altınçekiç, ilk Türk kadın jet pilotudur.

NATO’nun da ilk ve uzun zaman boyunca tek kadın jet pilotu olmuştur. Kasım 1958’de jet pilotu brövesini takan Altınçekiç, 9 yıl F-84 ve T-33 jet uçaklarında uçmuştur. Sonraki yıllarda Hava Kuvvetleri’nin karargâh hizmetlerinde çalışmış, kıdemli Albay rütbesiyle Hava Kuvvetleri’nden emekli olmuştur. 4 Mayıs 2001’de İzmir’de hayat veda etmiştir.

İlk Kadın Emniyet Müdürü: Feriha Sanerk (1923-2010)

1923 İzmir doğumlu olan Feriha Sanerk, Türkiye’nin ilk kadın emniyet müdürüdür.

1941’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne ilk kız öğrenci olarak girmiştir. Kaymakamlık kursunu bitirmesine rağmen cinsiyeti nedeniyle kaymakam olma isteği reddedilmiş, bunun üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü’ne başvurmuştur.

Burada komiser muavini olarak göreve başlayan Sanerk, 1953’te Emniyet Müdürü rütbesine yükselmiştir. Fakat yine cinsiyeti nedeniyle ataması gerçekleştirilmemiştir. Olay yargıya taşındıktan sonra ise aynı yıl ataması yapılmıştır.

Hayatı “Tarihe Adını Yazdıran Kadınlar” belgeseli kapsamında konu edilmiştir.

İlk Kadın Opera Sanatçısı: Semiha Berksoy (1910-2004)

1910’da İstanbul’da dünyaya gelen Semiha Berksoy, ressam ve ilk Türk kadın opera sanatçısıdır.

İstanbul Konservatuarı’nda ve Güzel Sanatlar Akademisi Namık İsmail Atölyesi Resim ve Tiyatro Okulu’nda eğitim almıştır. Ardından Almanya’da Berlin Devlet Yüksek Müzik Akademisi Opera Bölümü’ne gitmiş ve burayı birinci olarak bitirmiştir.

Opera kariyerine 1934’te başlayan Berksoy, 1939’da Richard Strauss’un Ariadne Auf Naxos isimli operasındaki rolüyle Avrupa’da sahne alan ilk Türk opera sanatçısı olmuştur. 15 Ağustos 2004’te 94 yaşında hayatını kaybetmiştir.

İlk Kadın Savaş Muhabiri ve Fotoğrafçı: Semiha Es (1912-2012)

İlk Türk kadın savaş muhabiri ve fotoğrafçı olarak adını tarihe yazdırmıştır.

1956 yılında Tifdruk tekniği ile basılan Hayat Dergisi, fotoğraf dünyamıza yeni ve özel bir değer kazandıran dergi olmuştur. Derginin ilk sayısında Hikmet Ferudun Es’in Malatya’dan yolladığı bir yazı dizisi yayınlanmıştır. Röportajın fotoğrafları ise Semiha Es tarafından çekilmiştir.

Celal Bayar’ın cumhurbaşkanlığı döneminde toplanan Bakanlar Kurulu, Kore Savaşı’na katılması için 4500 silahlı birliği Birleşmiş Milletler emrine vermiştir. Hürriyet Gazetesi savaşın görüntülenmesi için Semiha Es’i görevlendirmiştir. Türkler 11 Kasım 1950 tarihli gazetede, savaşı Semiha Es’in objektifinden öğrenmiştir.

İlk Kadın Banka Müdürü: İclal Ersin (1915-…)

Türkiye’de birçok ilke imza atan bir kadındır.

İlk kadın muhasebesi, ilk kadın banka müdürü, ilk kadın ekonomi doktoru ve Atatürk’ün yurt dışına eğitim için gönderdiği kadındır.

1928 yılında Türkiye İş Bankası’nda muhasebeci olarak göreve başlayan İclal Ersin, İş Bankası’nın kurucusu Celal Bayar tarafından Atatürk’e ilk kadın muhasebeci olarak tanıtılmıştır.

Atatürk’ün ilgisini fazlasıyla çekmiş ve böylece en büyük arzusu olan yurtdışı eğitimine gönderilmiştir. 1929 yılında Cenevre’ye gitmiş ve Türkiye’de meslek gelirlerinin vergilendirilmesi başlıklı tezini Fransızca olarak hazırlayarak doktorasını tamamlamıştır.

Türkiye’ye dönen İclal Ersin, Türkiye’nin ilk iktisat doktoru unvanını almıştır. İş Bankası ile çalışma hayatına devam etmiş ve 1953 yılında açılan İş Bankası Nişantaşı Şubesi’nin müdürlüğünü yapmıştır. Böylece Türkiye’nin ilk kadın banka müdürü unvanını da kazanmıştır.

İlk Kadın Pilotlardan: Sabiha Gökçen (1913-2001)

Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Hanım, Türkiye’nin ilk kadın pilotlarından olmakla birlikte dünyanın ilk kadın savaş uçağı pilotudur.

Türk kadınının her alanda başarılı olabileceğini göstermek için Atatürk’ün kendisini yetiştirdiği bilinmektedir. Havacılığa başlayan Sabiha Gökçen, Sovyetler Birliği’nde Yüksek Planör Okulu’nu bitirmiş ve planör öğretmenliği yapmıştır.

Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden olan Sabiha Gökçen, birçok başarıya imza atmıştır. Öte yandan Türkiye’de uçağa binen ilk kadın Belkıs Şevket Hanım’dır.

İlk Türk Kadın Pilot: Bedriye Tahir Gökmen

Tahir Gökmen, ilk Türk kadın pilottur.

Gökmen Bacı adıyla tanınan başarılı kadın, 1932 yılında Vecihi Uçuş Okulu‘nda havacılık eğitimine başlamış, 1933’te bröve almıştır. Havacılıkla ilgilendiği için pek çok engelle karşılaşmış, sonunda sürdürdüğü memurluk işinden kovulmuştur.

Eğitim aldığı Vecihi Okulu kapandığı için pilotluğu onaylanmayan Gökmen’in sonraki hayatı hakkında bilgi bulunmamaktadır.

İlk Kadın Radyo Spikeri: Emel Gazimihal (1912-1998)

1912 doğumlu olan Emel Gazimihal, 1937’de İstanbul’da PTT’ye hizmet etmiştir. 1930’larda Türk Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) henüz kurulmamıştır ve radyo yayını Türk PTT’nin sorumluluğundadır.

Seçmelerden sonra Ankara Radyosu‘nun haber spikeri olarak seçilmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında Türk halkı savaşın seyrini onun sesiyle öğrenmiştir. 1998 yılında hayatını kaybetmiş ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Türk Tiyatrosunda Sahneye Çıkan İlk Müslüman Kadın Oyuncu: Afife Jale (1902-1941)

(1902-1941)1902 İstanbul doğumlu Afife Jale, 3 Nisan 1919’da Hüseyin Suat’ın Yamalar adlı oyununda Emel rolü ile ilk kez sahneye çıkarak Türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk Müslüman kadın oyuncu olmuştur.

Darülbedayi’nin 10 Kasım 1918’de tiyatro kursları için açtığı sınavı kazanmıştır. O dönemde Müslüman kadınların sahneye çıkmasının halen geleneksel olarak yasaktır. Ve kurs, Müslüman kadınların sadece kadınlara özel gösterilerde oynayacakları koşuluyla açılmıştır.

1919’da Emel rolünü oynayan Eliza Binemeciyan‘ın Paris’e gidişi üzerine onun yerine sahneye çıkmıştır. Böylece sahneye çıkan ilk Türk kadını olarak tarihe adını yazdırmıştır.

Baş ağrıları nedeniyle düştüğü uyuşturucu bağımlılığından kurtulamayan Afife Jale, 1941’de son yıllarını geçirdiği Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde morfinmanlar koğuşunda hayatını kaybetmiştir.

İlk Kadın Vali: Lale Aytaman (1944-…)

1944 İstanbul doğumlu olan Lale Aytaman, Türkiye’nin ilk kadın valisidir.

İstanbul Avusturya Kız Lisesi’inden mezun olduktan sonra 1962 Phoenix, Arizona’da AFS öğrenci değişimi programına katılmıştır.

İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş ve Hamburg‘da Alman Dili ve Edebiyatı doktorası yapmıştır.

6 Temmuz 1991 tarihinde Muğla Valiliği görevine getirilmiş ve bu görevi 1995 yılına kadar sürdürmüştür. Valilik döneminde yaşadığı anıları, İğneli Koltukta Dört Buçuk Yıl adlı kitapta toplamıştır.

İlk Kadın Gazeteci: Selma Rıza (1872-1931)

Türkiye’nin ilk kadın gazetecisi, Selma Rıza’dır. Osmanlı Dönemi’nin kültür yüklü bir ailesinin kızıdır.

Özel öğretmen denetiminde eğitim alan Selma Rıza, 19. yüzyıl sonunda ailesinden gizli İstanbul’dan kaçmış ve Paris’te Jöntürk liderlerinden olan abisi Ahmet Rıza’nın yanına gitmiştir.

Sorbonne Üniversitesi’ne giden Selma Rıza, 10 yıl boyunca Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olmuştur. Bu cemiyetin tek kadın üyesidir ve Fransızca olarak Paris’te yayınlanan Meşveret Gazetesi’nde, Türkçe yayınlanan Şura-yı İmmet Gazetesi’nde çalışmıştır.

Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a dönse de gazetecilik yapmamıştır. Bunun yerine Kızılay’ın kurulması için çalışmalara katılmıştır.

Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti olarak bilinen kuruluşun yönetiminde 5 yıl boyunca genel sekreterlik yapmış ardından görüş ayrılığı nedeniyle görevden ayrılmıştır.

İlk Kadın Bakan: Prof. Dr. Türkan Akyol (1928-2017)

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın bakanı, Türkan Akyol’dur.

1971’de kurulan Nihat Erim Hükümeti’nde meclis dışından bağımsız olarak Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı olarak atanmıştır.

Başkanlığın 8. ayında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle 11 Bakan ile birlikte görevinden istifa etmiştir. Ardından Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’ne seçilmiş, 1983 yılında SODEP’in kurucu olarak siyasete atılmıştır. 2017’de 88 yaşında hayata veda etmiştir.

İlk Kadın Büyükelçi: Filiz Dinçmen (1939-…)

İlk kadın büyükelçi, Filiz Dinçmen’dir.

Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmuştur ve 1961 yılında Dışişleri Bakanlığı BM Dairesi 3. Katibi olmuştur. 1982 yılında Hollanda Lahey Büyükelçisi olan Dinçmen, 1984 yılında Strasbourg’da Avrupa Konseyi Türkiye Daimi Temsilcisi unvanını almıştır.

1988 yılında ise bakanlığın ilk kadın müsteşar yardımcısı ve 1991 yılında bakanlık sözcüsü olmuştur. Dinçmen kadın katkısı olmadan ülkenin kalkınamayacağını savunmuştur.

İlk Kadın Milletvekili: Benal Arıman (1903-1990)

Seçilme hakkını kullanan ilk kadın, Benal Arıman’dır. 1935 yılında Atatürk’ün meclisinde milletvekilliğini hakkıyla kazanmıştır.

Sorbonne Üniversitesi’nde edebiyat eğitimi almış, İzmir’de Halk Partisi’nde görev alan kadınların partilere girmediği dönemde Latin alfabesinin öğrenilmesi ve yaygınlaştırılması adına çalışmıştır. Ardından milletvekili seçilmiştir.

Belediye ve parti üyeliğinden sonra bir kadın olarak hiç rahatsızlık duymamıştır. 16 yıl boyunca kadın milletvekili olarak görev yapmıştır. Hamilelik döneminde yıllık izinlerini kullanarak gizlice doğum yapmıştır. Bu süreçte, TBMM’de bulunmamayı öngördüğünü söylemiştir.

İlk Kadın Başbakan: Tansu Çiller (1946-…)

doğumlu Profesör Doktor Tansu Çiller, Türkiye’nin ilk kadın başbakanıdır.

Robert Koleji Mezunu olan ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü bitiren Çiller, doktorasını Connecticut Üniversitesi’nde vermiştir. 1978’de doçent, 1983’te ise profesör unvanını almıştır. 1993-1996 yılları arasında başbakanlık yapmış, 1993–2002 yılları arasında Doğru Yol Partisi genel başkanlık görevini sürdürmüştür.

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğretim üyeliği görevinin yanı sıra TÜSİAD’da yaptığı çalışmalar ve Anavatan Partisi’nin ekonomi politikalarına yönelik eleştirel raporlarıyla gündeme gelmiştir.

İlk Kadın Arkeolog: Jale İnan (1914-2001)

Uzun yıllar devam eden programlı kazılarla Perge ve Side antik kentlerinin gün ışığına çıkarılmasına emek vermiş; çıkarılan eserlerin sergilenmesi için Antalya ve Side müzelerinin kurulmasını sağlamıştır.

1914 İstanbul doğumlu Jale İnan, Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğudur. Aynı zamanda, dönemin önde gelen bilim insanlarından Mustafa İnan’ın eşidir.

Eser kaçakçılığına karşı çeşitli kurtarma kazıları gerçekleştiren İnan; müzeci ve arkeolog olan babası sayesinde meslekle genç yaşlarda tanışmıştır. 1995 yılında Türkiye Bilimler Akademisi’nin şeref üyesi olmuş, Türk arkeoloji tarihinin en önemli isimleri arasına adını yazdırmıştır.

İlk Kadın Hemşire: Esma Deniz (1924-1997)

1924 yılında Amerikan Hastanesi Hemşirelik Okulu’nu bitirmiştir ve Amerika’da New York Columbia Üniversitesi Teachres Colege’e gitmiştir. 1929 yılında mezun olup 1 yıl Amerika’da kalmıştır. Ardından Türkiye’ye dönerek hemşirelik görevini sürdürmüştür.

73 yıl boyunca hemşirelik yapmıştır ve 95 yaşında vefat etmiştir.

1943 yılında açılan Türk Hemşire Derneği’nin kurucularındandır. 18 yıl boyunca buranın başkanlık görevini yapmıştır.

Aynı zamanda Türk hemşirelerini Uluslararası Hemşireler Birliği’nde temsil etmiştir. Türkiye’nin Toplum Sağlığı Hemşiresi unvanına sahiptir. Kızılay Özel Hemşirelik Lisesi’nin organizasyonlarında görev almıştır. Florence Nightingale Hemşirelik Okulu’nun kurulmasında da katkısı vardır.

 

KAYNAK: PRATİC TARİH

Deprem Bölgesindeki 'Kahraman kadınlar'

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerden etkilenen Hatay'da arama kurtarma başta olmak üzere enkaz kaldırma, yaralıların tedavisi ve yardımların dağıtımında çok sayıda görevli ve gönüllü bulunuyor.

Depremzedelerin yaralarının sarılmasında kadınlar, 6 Şubat'tan bu yana en ön safta gece gündüz demeden görev alıyor.

Bazen anne, bazen de abla, kardeş şefkatiyle depremzedelerin yanında olan, onlara yalnız olmadıklarını hissettiren, çeşitli kurumlarda görevli kadınlar, deprem bölgesinde bir aydır iyilik için seferber oluyor.

"Bize halen ihtiyacı olan insanlar var"

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla "birlikte güçlüyüz" mesajı vermek için Hatay'ın Antakya ilçesinde depremde yıkımın en çok olduğu Cebrail Mahallesi'nde bir araya gelen kadınlar, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Hatay İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünde görevli Şube Müdür Vekili Yasemin Bebek, depremzede olarak bölgede çalışmanın tarif edilemeyen bir acı olduğunu söyledi.

Depremlerde çok sayıda arkadaşını, komşusunu kaybettiğini anlatan Bebek, kendisi gibi depremi yaşayan insanların yanında olabilmek için tüm gücüyle çalıştığını belirtti.

Bölgede kendilerine ihtiyaç duyanlar için yaşadıkları acılara rağmen güçlü durduğunu ifade eden Bebek, "Bize halen ihtiyacı olan insanlar var, onların yanında olmak zorundayız." dedi.

"Türk kadınının gücünü tarihin her sayfasında görmekteyiz"

Yaklaşık 10 gündür deprem bölgesinde görev yapan Çanakkale İl Vaizi Müzeyyen Kabukçu da depremzedelerin acılarını yüreğinde hissettiğini söyledi.

Daha önce 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde Sakarya'da aynı acıyı yaşadığını anlatan Kabukçu, bölgede ilk etapta defin işlemlerinde görev aldığını, şu anda da lojistik ve manevi destek konusunda görevini sürdürdüğünü dile getirdi.

Depremzedelere destek sağlamaktan mutlu olduğunu belirten Kabukçu, şunları kaydetti:

"10 gündür depremzede kadınlarla birlikteyim. Onlarla birlikte olmaktan çok mutluyum. Özellikle çocukların ve kadınların gerçekten çok büyük bir direnci var, çok güçlüler. Türk kadınının gücünü tarihin her sayfasında görmekteyiz. Çanakkale Savaşı'nda İstiklal Harbi'nde cephede yer alan kadın, bu enkazın da altından dipdiri kalkacaktır. Biz onların her zaman yanındayız. Rabb'im devletimize güç kuvvet verdiği müddetçe bu milletin sırtı yere gelmeyecektir. Özellikle kadınımız her zaman evinin, çocuklarının başında hep var olacaktır. Çanakkale'den gelen bir kardeşleri olarak da o mücadele ruhunu buraya taşımak ve onların yanında olmak istiyorum."

Hem ağlıyor hem çalışıyor

Devlet Su İşleri 6. Bölge Müdürlüğünde görevli arazi kontrol teknikeri ve iş makinesi operatörü Perihan Kaya, depremin yaşandığı ilk saatlerden itibaren Hatay'da çalıştığını, görev süresi bittikten sonra da gönüllü olarak burada kaldığını söyledi.

Enkaz kaldırma işlerini yürütürken kendisini en çok etkileyenin ise molozları kaldırdığında altından çıkan çocuk oyuncakları olduğunu gözyaşlarıyla anlatan Kaya, "Oyuncakları gördüğünüz zaman çok kötü oluyorsunuz ama bir şeyler yapmak zorundasınız. Kendinizden bir şeyler vermek zorundasınız. Hem ağlıyorsunuz hem çalışıyorsunuz." dedi.

Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla duygularını da paylaşan Kaya, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Anneler ve çocuklar artık ağlamasın. İnşallah böyle bir şey bir daha asla gerçekleşmez. Hepimiz yaralarımızı birlikte saracağız. Bakanlığımız ve kurumumuz olarak tek yürek milletimizin emrine amadeyiz. Bu şekilde de son dakikaya kadar çalışacağız."

"Çok daha güzel 8 Mart'lar ümit ediyorum"

Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki Polis Arama Kurtarma ekibinde yer alan İstanbul Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünden polis memuru Seda Memiş, arama kurtarma çalışmaları için ilk andan itibaren görevlerini aralıksız sürdürdüklerini belirtti.

Vatandaşların yaralarını bir nebze de olsa sarabilmenin mutluluğunu yaşadığını anlatan Memiş, "Bir kadın olarak onlarla beraber olmak, onların ihtiyaçlarına yardımcı olabilmek çok güzel bir his. Dünya Kadınlar Günü gibi anlamlı günde böyle bir acıyı yaşamak çok kötü. Dünyadaki tüm kadınlar için çok daha güzel 8 Mart'lar ümit ediyorum." ifadesini kullandı.

Mersin İl Jandarma Komutanlığında görevli Astsubay Sena Özkan da depremin ilk saatinden itibaren insanların yaralarını sarmak için çadır kurulumundan erzak dağıtımına kadar birçok faaliyette yer aldığını söyledi.

Özkan, bölgedeki kadınların ve çocukların kadın askerleri gördüklerinde yüzlerinde oluşan tebessümün adeta umudun simgesi haline geldiğini dile getirdi.

112 Acil Servis ekibinden paramedik Hatica Kübra Çetinkaya ise enkazdan çıkan depremzedeleri bir an önce hastaneye yetiştirmek için canla başla çalıştıklarını belirterek, "Türkiye ve vatanımız için çocuklarımızın geleceği için tekrardan ayağa kalkacağımıza, yıkılan kentlerimizi yeniden kuracağımıza inanıyorum." dedi.

Kaynak:AA

 

 


ETİKET :   liderliderbursabursason dakikagündemhaberkadınlar günükahraman