Millete kızılmaz
Hiç celallenip millete kızmayın.
"Kendim ettim, kendim buldum" deyin. Başınızı ellerinizin arasına alıp iyice bir düşünün.
"Neden seçimi kaybettik?"
"Neden Cumhurbaşkanlığını kaybettik"
"Nerede yanlış yaptık?"
"Neyi iyi yapmadık?"
"Neyi eksik yaptık?" deyin.
İsterseniz size yanlışlarınızı ben hatırlatayım.
Mesela:
"Ne hastanesi, çukur kazıyorlar oraya" dediniz.
Hastane 57 günde bitti Hatay’da.
Hasta kabulüne başlandı çoktan.
"Ne insansız hava aracı, onlar çocuk oyuncağı dronlar, inanmayın, milleti aldatıyorlar…" dediniz.
"Oraya uçak inmez, rüzgar çok, kimse gelmez" dediniz İstanbul Havaalanı için.
Şimdi dünyanın en büyük yolcu taşıma havaalanı durumunda.
"Ne doğalgazı kardeşim, Rus gazını boruyla uzatıp bize satacaklar, inanmayın" dediniz.
Sonra:
"Ne petrolü, bizde çıkmaz, boşuna çaba, aldanmayın" dediniz.
Az da olsa çıkıyor.
Doğalgazı kullanıyoruz.
Hem de bedava.
Bir yıl hediyeli.
Petrol kamyonlarla rafineye taşınıyor.
Hem de yüksek kalitede.
Siz inanmamıştınız.
"Kendi otomobilimizi yapıyoruz" dediler.
Siz "Hani, nerede?" dediniz.
Hiç birine inanmadınız.
Erdoğan'ın her söylediğini, yaptığını atladınız.
Aldandınız.
Siyaseten söylüyor sandınız.
Politika yapıyor sandınız.
Oysa Marmaray'ı gördünüz.
Osmangazi Köprüsü’nü gördünüz.
Avrasya tüp geçit görüldü.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü gördünüz.
Atatürk Kültür Merkezi’ni gördünüz.
Yüksek hızlı treni gördünüz.
Kaan adlı millî savaş uçağını gördünüz.
İki ay sonra göklerde süzülecek.
Daha sayayım mı?
Siz bunların yapıldığına inanmazken millet görüyor.
İzliyor...
Kullanıyor...
Biniyor...
Övünüyor...
Gurur duyuyor.
Ama bir siz bunları ve dahasını görmezlikten geliyordunuz.
Millet Erdoğan'a inanırken siz siyaseten onun büyük liderliğini kabullenemiyordunuz.
İşte burada kaybediyorsunuz.
Kaybettiğiniz gibi…